umum düşmanlarınıza galebe edeceksiniz; hem Feth-i Mekke, hem Feth-i Hayber, hem Feth-i Şam, hem Feth-i Irak, hem Feth-i İran, hem Feth-i Beytü'l-Makdis'e muvaffak olacaksınız.
Hem o zamanın en büyük devletleri olan İran ve Rum padişahlarının hazinelerini beyninizde taksim edeceksiniz!.." Haber vermiş, hem "Tahminim böyle" veya "Zannederim" dememiş.
Belki görür gibi kat'î ihbar etmiş, haber verdiği gibi çıkmış.
Halbuki haber verdiği vakit, hicrete mecbur olmuş.
Sahabeleri az, Medine etrafı ve bütün dünya düşmandı.
Nakl-i sahih ile Hazret-i Ali'ye demiş:
"Sen, biatını bozan, hak ve adaletten sapan ve dinden çıkan kimselerle savaşacaksın" (El Hâkim...)
Hem Vak'a-i Cemel, hem Vak'a-i Sıffîn, hem Vak'a-i Havariç hâdiselerini haber vermiş.
Hem Hazret-i Ali (R.A.) Hazret-i Zübeyr ile seviştiği bir zaman dedi: "Bu sana karşı muharebe edecek, fakat haksızdır."
Hem Ezvac-ı Tahiratına demiş: "İçinizde birisi, mühim bir fitnenin başına geçecek ve etrafında çoklar katledilecek."
Umûr-u gaybiyeye dair hadîslerin birkaç misalini zikrederiz:
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, nakl-i sahih ile ve mütevatir bir derecede bize vâsıl olmuş ki; minber üstünde, cemaat-i Sahabe içinde ferman etmiş ki:
"Şu benim oğlum Hasan, seyyid dir. Allah onun vasıtasıyla islamın en büyük iki ordusunu barıştıracak." (Buhârî)
İşte kırk sene sonra İslâmın en büyük iki ordusu karşı karşıya geldiği vakit, Hazret-i Hasan Radıyallahu Anh, Hazret-i Muaviye (R.A.) ile musalaha edip, cedd-i emcedinin mu'cize-i gaybiyesini tasdik etmiştir.
-Hepsi aynı sıyasi ideolojiyemi sahipti?
~Hepsi aynı fikirde değildi tabii; fakat ortak, asgari müşterek zemin Mustafa Kemal'in getirdiği nizam ve o devrimlerin estirdiği hava. Bunlara uymayanlar, dışlanıyorlardı. Tanrı Mustafa Kemal ise, onun yolundan gitmeyenler, küfür halindedir anlayışı hakim- di. Bunu çok genç yaşta görmeğe başladım. Beni buna iten neydi, kimdi, bunun açık bir cevabını veremiyorum. Babam çok eleştirici bir adamdı. Devrimleri ve Mustafa Kemal'i sık eleştirdiğini hatırlıyorum; yine de mutlak bir secde anlamında değilse de, hep sarsılmaz bir dayanaktı.
-İki yüzyıla yakın Batı karşısında hep kaybediyor ve dolayısıyla Batı idealine dönüyor.
~Dediğiniz doğru. Tanzimattan itibaren başlayan bir soysuzlaşma var ve onun tepe noktasını devrimler teşkil etmiştir. Osmanlının ne olursa olsun elinden düşürmediği bir ülkü vardı, o da Müslümanlıktı. Bu, Cumhuriyetin ilk seçkin tabakasında çok zayıflar, toz haline gelir.
-Bu dinlemi ilgili, bir kültürsüzleşmemi?
~İkisi biribirine son derece bağlı olaylar. Daha önce ifade ettim, kültürümüzün yüzde doksanı Müslümanlıktan geliyor. İslamın dı- şından İç Asyadan getirdiğimiz, dıkkata alınmayacak derecede az unsur var. Birkaç halk oyunu varsa vardır. Dil büyük ölçüde İslâmi- leşmiştir. İçinden İslamı aldığınız vakıt geriye bir şey kalmıyor.
Zonguldak kömürü işletmesi Abdülhamid dönemine kadar gidiyor. İlk işletmeyi o açmış. Pek çok şey Abdülhamid döneminde gerçekleştirilmiş olmakla birlikte yaptıkları Mustafa Kemal'e mâledilmiştir.
Eğer bütün eşya bir tek zâta isnad edilse, vücub derecesinde bir suhulet, bir kolaylık peyda eder.
Eğer eşya müteaddid sâni'lere, esbablara isnad edilse; imtina' derecesinde bir suubet, bir müşkilât ortaya düşer.
“Şimdi düşününüz; siz bir dinin mensubunuz ve o dinin Peygamberi(SAS) ne diyor: “İki günü birbirine eşit olan insan zarardadır.” Bunu Müslümanlar kâfi derecede göz önüne getiremediler. insanların dikkatini bundan çekmediler. Demek ki İslam dininden her gün yeni bir şey istiyor. Yani bu soruyu ona Müslüman'ın kendisine sorması gerekiyor.”
Çok yaşamak câhile cehaletten başka bir şey arttırmaz. İlim, aklın mahsûlüdür. Akıl ise fıtridir, yaşın ondan bir şey arttırmadığını bilmez. Yaradılışta ahmak olanların yaşadıkça ahmaklığı artar, çok yaşlı âlimler, genç Alimleri öne geçirir. Nitekim Hazret-i Ömer, genç yaşta olan (Abdullah) İbn Abbas'ı bir çok büyük sahâbeden öne geçirir ve onların yanında bile, dînî mes'eleleri ondan sorardı. (Allah cümlesinden râzı ol- sun). Hatta İbn Abbas (R.A.) "Allahu Teâlâ ilmi insana gençliğinde verir, hayrın hepsi gençliktedir