Hep aynı saatte gelsen daha iyi olur. Sözgelimi öğleden sonra saat dörtte gelecek olsan saat üçte mutlu olmaya başlarım. Ama gelişigüzel gelirsen içimi sana hangi saatte hazırlayacağımı bilemem.
Yine de , çiğnetemem gururumu kimseye
İstenmeyen yeri sessizce terk ettim.
Hatıra kalsın diye bırakır da ruhumu
Mahzun bir derviş gibi boyun büker , giderim.
Avâreyim, asudeyim , yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik düşlerimi kovalıyorum
Gölgeler gidiyor , ben kalıyorum.....
Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik
Tenimde acısız yatan bir bıçak
Bu yağmur ,yerde taş ve bende kemik
Dayandıkça çisil çisil yağacak...
Bu yağmur, delilik vehminden üstün
Karanlık kovulmaz düşüncelerden
Cinlerin beynimde yaptığı düğün
Sulardan, seslerden ve gecelerden ....
İlk defa böylesine tutuştu gökkuşağı
Renklerim siyah oldu ve siyahım da yandı
O'ndan başka ne varsa yandı
Yandık sen ve ben
O'nu göreyim diye , kıblegâhım da yandı....