“Bunlar çok büyük bir ordunun öncüleriydi. Yendik, ama bizim için iftihar edecek bir şey değildir. Koca Harzem ordusu bir avuç Moğol öncü kuvvetini dağıtırsa ne lâzım gelir? Asıl harp bundan sonradır. Mademki bir kere bu yola girdik, hemen süratle hazırlanmaya başlamamız gerektir.”
Celâleddin de aynı fikirde idi. Zaten onun düşündüğü gibi Temür Melik düşünür, Temür Melik’in düşüncesini o paylaşırdı. Yapışık kardeş gibiydiler. 
" Temür Alp Ata, ya bunlar olurken Melik Gazi'nin kılıcı yasılmış, Sultan Sencer'in gürzü toprağa mı gömülmüş..."
"Oğul.. Bu halk zulme uğradı. Melik Gazi ile Sencer ne yapsın? Düşman onlar dahil herkesi zelil kıldı. Bu topraklardan zulmün ardı arkası kesilmedi nice zaman. Doğum kanıyla ölüm kanı birbirine karıştı, kılıcını çeken geldi, kargisini vuran gitti. Kiminin kınında kâfirin haçı parildadi, kiminin elinde gelinlerin saçı kaldı. İnsan eti yiyen, kan içen nice barbarlar gelip geçti, nice zulüm, nice ihanetler yaşandı...Zalimin karnından aşı eksilmeyegorsun, mazlumun kanına ekmek doğrar da yer. Ama umutsuz olmamak lazımdır. Ayak kırıldı mı Allah kanat ihsan eder. Bu topraklarda asıl dert Allah'a isyan idi. Bütün bu olanlar onu unutmaktan oldu. Şimdi bozkır insanı ne çekiyorsa Allah'a sırtını dönmekten çekiyor.