Theodor Herzl bu durumu şöyle açıklıyordu: "Yahudi Devleti'nin kurulması için tek çıkar yol Osmanlı Devleti'ni yıkmak yahut parçalamaktır. Türkiye yakın gelecekte parçalanırsa Filistin'de kurulacak siyonist devlet onun karşısında hep bir engel olarak kalacaktır. Öyle olmaz da Sultan Yahudilerin istek ve şartlarını kabul ederse siyonizmin kendisine olan bakış açısı olumlu yönde değişecektir. Sahip olduğu topraklar yanında Sultan için çok büyük değer taşımayan bir toprak parçasını bize bırakması halinde malî yönden onun en güçlü destekçileri biz olacağız."
1895 yılında, siyasi siyonizmin kurucusu olan Theodor Herzl, Yahudi anavatanı için Araplardan satın alınan arazilerle ilgili şöyle yazmıştı :"Sınırın ötesindeki fakir toplumu transit ülkelerde iş bulmaya heveslendirmeye çalışırken onlara kendi ülkemizde herhangi bir iş vermeyi reddedeceğiz... Hem istimlak hem de fakirlerin uzaklaştırılması işlemi akıllıca ve dikkatlice yapılmalıdır."
Sayfa 43 - PegasusKitabı okuyor
Reklam
1880'lerde gelen yerleşimcilerin çoğu Rusya'dan, özellikle de bugünkü Polonya topraklarından gelmiş olsa da, gerek bu insanların gerekse destekçilerinin inandığı ideoloji ve politik örgütlenme şeklini belirleyen kişi, bir Rus Yahudisi değil, bir Viyana Yahudisi olacaktı. Aynı zamanda avukat da olan gazeteci Theodor Herzl, 1896 yılında yayımlanan Yahudi Devleti isimli bir kitap kaleme almıştı. Herzl kitabında Yahudilere, Fransa veya Almanya gibi tek bir ulus devlet kurmaları çağrısında bulunuyordu. Devrin diğer Avrupalı sömürgecilerinin duygularını yankılar bir biçimde, kurulacak bu Yahudi devletinin aynı zamanda "medeniyetin ileri karakolu" olabileceğini ve "Asya"nın barbarlığı karşısında bir tür savunma gücü ortaya koyabileceğini iddia ediyordu.
Sayfa 18 - Say YayınlarıKitabı okudu
504 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Zweig’ı novellalarından tanıyordum . Sonrasında Macellan biyografisini anlattığı kitabındaki duruşu , tarafsızlığı , bilgileri özenle doğru kronoloji ile aktarışı tüm bunları yaparken akıcı üslubu , gereksiz boğucu detaylara girmeden kitabın içinde hissettirmesi ile en iyi biyografi yazarı olduğunu düşünmüştüm . Artırıyorum en iyi otobiyografi yazarı aynı zamanda . Çocukluğu , ilk gençliği , vatanından ayrılışı , dünya savaşları , başarı merdivenlerini tırmanışı , aynı merdivenlerin ayağının altından kayışı , tekrar vatansever duygusu , gitmekle kalmak arasındaki o boğucu his ve çağdaşı olduğu tüm o isimler . ,Tüm bu beyinlerin aynı anda bulunuşunu bi türlü kafamda oturtamadım ama daha kimler kimler .Theodor Herzl, Rodin , Rainer Maria Rilke, Arthur Schnitzler, Maksim Gorki, Sigmund Freud ve Hermann Hesse . . Şahit olduğu tarihi anlar ; Birinci dünya savaşı ilk kurşunun atıldığı o yazdan itibaren , Tarih derslerinden sonra ezberlediğimiz Avusturya kralı Franz Ferdinandın ölüşüne şahitliği , Panama kanalının açılışı, Hitlerin tüm o canilikleri ve üstelik kendisine komşu oluşu ,barış çabaları . Aslında hayatından ziyade tüm o tarihe bakış atıyoruz . Okurken tek bir an bile sıkılmadım tekrar tekrar okumak isteyeceğim bir eser .Kendisi disiplinli ve başarılı bir koleksiyoner günümüzde maalesef özenle biriktirdiği her şey yakılıp yıkılmış . Hepimiz için çok büyük kayıp . Okurken günümüzle bağlantı kurmadan edemedim Yahudilerin çektiği onlarca sıkıntı ve bugün yaptıkları aynı zulümler..
Dünün Dünyası
Dünün DünyasıStefan Zweig · Can Yayınları · 20192,145 okunma
1898’in soğuk bir kış gününde, Ben-Yehuda ile Theodor Herzl, Viyana’dan nihayet karşı karşıya geldiler.
Sayfa 96
Theodor Herzl, Alman İmparatoru II.Wilhelm'in Osmanlı İmparatorluğu topraklarına yapmakta olduğu kapsamlı seyahati "gazeteci" sıfatıyla izlemek üzere İstanbul'a gelmişti.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.