Arşiv kurcalama
Yalnızlıkmış adı , hücrelerine kadar hissedilen. Sıcacık odada donmakmış, iliklerine kadar titremekmiş. Hayal kuramamakmış rüyalarında bile. Nereye ait olduğunu bilememekmiş, yaşamakmış gelişine. Duvarlara saatlerce bakıp cevap bulamamakmış zihinde yankılanan sorulara. Saatin tik tak sesleri arasında karanlığa gözlerini kapayamamakmış yalnızlık. Kendini durmadan sorgulamak insani ileriye değil geriye götürüyor. Neyim eksik neyim fazla bilmiyorum. Herkese zarar veriyorum bilmeden istemeden. Ben kimim, nerelerden bugünlere geldim. Neden neden neden.... umut borç verilmez dedi filmde , kimseden borç almadım borç vermedim. Ama neden elim kolum bağlı ? (A.K)
Saatlerin Tik Tak Sesleri
Yâr kenarıydılar hep ve düşeceğimizi çok iyi biliyorlardı.
Reklam
Mihraba ve Sükúta Dair
Karanlık... bana hep bir gizlilik sırrı ilham eder. Tesettür makamı. Sessizliğin minberi... Bildiğim en büyük mihrab! Nereye dönsem karşımda. Eğiliyorum. Dinliyorum. Bir saatin tiktaklarını duymak üzereyim! Duymak üzereyim çünkü sükûtun en derin anında hep peyda olur bana saat tiktakları. Gecenin belirisiz bir anına denk düşer çünkü hep
1 An 1 Yazı
Bir garın hafif loş kenarında gelip geçen adımları izliyorum. Hafif loşluğun öptüğü bu yolculuk alameti, sevinçlerle, hüzünlerle ve hayretler ile örüyor duvarlarını... Duvarlarında tik-tak öten saat sesleri, kenarıya bırakılmış samimiyetin tozunu içinde barındırıyor. İlerliyorlar; kimisi koşar ayak, kimisi paytak paytak... Hayat durmadan akıp giderken; zamanı durdurup o vazgeçilmez günlerimizi, o unutulmaz anılarımızı veya o keyifli dakikaları yeniden yaşamamıza engel olan zaman mıdır? Yoksa daha mutlu olacağımız, daha güzel geçecek dakikalara doğru ilerleyen yahut ilerleyemeyen bizler miyiz? Düşünceler bir garın zaman tınılarında sessizce ilerleyip gidiyor... Neden sürekli zamana karşı savaş halindeyiz? Neden zamana yenik düşüyoruz? Neden zaman bize bir iyilik yapmıyor da güzel insanlar gibi bahar mevsimi değerinde güzel günlerde, o güzel atlara binip ardına bakmadan kaybolup gidiyor? Trenler, bir başlangıcı ya da bitişi mi uygulamak zorunda daima? Yok mu bunun bir arası... Bir yaşamı bir kere yaşıyoruz Bırakın gerektiği gibi, kafamıza eseni yaşayalım.. hayat bizim, doğrularımızla, yanlışlarımızla, ve çok daha fazlasıyla; hayat bizim... İnsanların birbirinden farklı ayak tabanlarının sesi yankılanırken bu garda, zaman kamçılarını vurarak izini bırakıyor örümcek ağlarıyla bir duvar kenarına...
Ayak ucumda bir mezar boşluğu Gezinir ruhum, kederimin labirentlerinde Bir akıl tutlması ve tecessüs arasında Dertler ve mutluluklar vadisi hayat yolunda Kimi zaman düşen, kimi zaman manzaraya bakan Boşluğu doldurma telaşım, mezar taşını kırdı Cismimi saran soğuk ayazın habercisi aklar. Karaltıları çökmüş üzerine, tam vakti derken Uzayan bekleyişler, kulağımda bitmeyen tik tak sesleri Saatler dargın, duvarlar perişan, bir yanılgı var sanki Sorumsuz adımlarımda, koridorları bana düşman hayatımda... H. K
BEN YAZDIM
Çaresizce bekleyiş,beyni saran stres algısı ve durmadan tik-tak sesleri çıkartmaya devam eden saat...
Reklam
27 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.