Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Spoiler içerir
Tolstoy bu romanı yazarken saatlerce odasına kapanıp hizmetçisine gerekli olmadığı sürece kendini rahatsız etmemesini emretmişti, hizmetçi yemeğini getirip kapıyı bir kez tıklatıp gidiyordu...
Sürekli böyle devam eden hizmetçi aradan birkaç gün geçtikten sonra yemeğin yenilmediğini görür. Bunun üzerine kapıya vurur ama içeriden en ufak bir
Belgesel hikâye yazarı olarak Emin Karaca
“Araştırmacı yazar” dendiğinde ilk aklıma gelen isimlerden biri Emin Karaca. Bir yazar için erken sayılabilecek yaşta, Covid-19 nedeniyle yaşamını yitireli yaklaşık iki hafta oluyor. Açıkçası salgının bu boyutunu pek hesaba kattığımı söyleyemem. Sürekli vurgulanıyor, tablolarda, grafiklerde sayı veya oran olarak gördüğümüz kayıpların hepsi bir
Dikkat spoiler içerir.
İsmet İnönü zamanında başlayan çok partili demokrasi süreci ve ülkeyi 10 yıl yöneten Demokrat Parti ile ilgili olarak yazarın Marksist bakış açısı ile yazılmış güzel bir araştırma eseri. İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında CHP bünyesinde İnönü başkanlığında çok partili sisteme geçiş çalışmaları yapılacakken, Toprak
Kemâlist Devrim, Atatürk'ün fikirsel aydınlığında öz Türk Devrimidir.
Kemalizm bir ideoloji değil, bir yasa-ilkesidir. Onu yıkmak anayasayı çiğnemek demektir.
Kemâlist fikir, Halk Partisi 'nin bir ideolojik aracı değil, modern Türk rejiminin (ekonomik, toplumsal ve kültürel yanlarını kapsayan)
hukuki temelidir.
Kemalizmsiz bir Türkiye, ancak ya ortaçağda var olabilir ya da modern uygarlık dünyasında
Armoni yayınlarının çok eski bir çevirisi ve düzenlemesini okuyup bitirdim ama o baskı burada kayıtlı değil sanırım....
John Steınbeck fareler ve insanlar adlı novelasında sembolizm akımını şaşmaz bir kesinlikle kullanır. Beş yaş zekasına sahip Leniee zekasının aksine iri bir vücuda ve bir o kadar deli kuvvetine ; arkadaşı ve korucusu George kıvrak bir zeka çelimsiz bir vücuda sahiptir. Dönemin Amerikası toprak reformu ve tarımı destekler fakat Leniee 'ye kendi başına yaşam hakkını tanımaz. Onu kast sistemi içinde nereye yerleştireceğini bilemeyen emperyalist güç idare edebilme yeteneğini George ile gösterir. George Leniee yi korur kollar ilk büyük hatasına kadar. Kendi içindeki kast sisteminde sakatlıkların Leniee; idare edebilmenin George ile gösterildiği öyküde sorunu her zamanki gibi kadın temsil eder.Kendini, hayallerini gerçekleştirmeyen kadın kötü olur.
Bekir Yıldız'ı ilk defa okuyorum. Kitabı da sahafta tesadüf eseri kısaca göz gezdirip almıştım. Bu kadar ilgiyle okuyacağımı düşünmemiştim, o nedenle çok sevindim.
Kitap üç kısımdan oluşuyor. Yazar, 'İnsan Posası' bölümünde Almanya'ya işçi olarak gidip herhangi bir uzvunu veya aklını kaybeden insanlarımızı araştırıp buluyor. Onlarla ve yakınlarıyla konuşuyor. Bu konuşmaları ve konu hakkındaki düşüncelerini röportaj-hikâye anlatımı ile bize aktarıyor.
'Beyaz Kan' bölümünde ise cinsel açıdan insanlarımızın sömürülüşü ile ilgili düşüncelerini ve gözlemlerini bizimle paylaşıyor.
'Güneydoğu Zındanı'nda ise toprak reformu adı altında farklı uygulamalarla halkın nasıl oyuna getirildiği tartışılıyor...
Çoğu zaman hak verdiğim ve durup üzerine uzunca düşündüğüm birçok fikir cümlesi oldu. Benim için verimli bir okumaydı, meraklısına tavsiye
