128 syf.
·
Puan vermedi
Truman Capote uzun zamandır okumayı düşündüğüm bir yazardı.. Daha önce sinemaya da uyarlanmış kült bir film olma özelliği taşıyan Tiffany’de Kahvaltı filmini Holly karakterine hayat veren Audrey Hepburn’den hepiniz hatırlayacaksınızdır.. Kitaplarda yer alan yaşam enerjisini kaybetmiş, dengesiz, insanların duygularıyla oynayan, hatta duyguları geçtim direkt insanlarla oyuncak gibi oynayan (özellikle kendinden yaşça oldukça büyük olan erkeklerle) kötü kadın karakterlerden olmaya aday oldukça marjinal bir karakter.. Hikayeye anahatlarıyla değinecek olursak; kendisinden uzunca bir süredir haber alınamayan kitabın baş karakteri olan Holly Golightly’nin hayatının bir kesitinin kitabın anlatıcısı olan Buster karakteri tarafından okurlara anlatılması.. Yazarın gayet sade ve anlaşılır bir üslubu var, hikaye oldukça akıcı ilerliyor, kitabı elininizden düşürmeden bir çırpıda bitiriveriyorsunuz.. Okunmaya değer bir kitap.. Okuyunuz efendim..!
Tiffany'de Kahvaltı
Tiffany'de KahvaltıTruman Capote · Sel Yayıncılık · 20081,750 okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Hayatta tutunamamış iki kaybeden insanın dokunaklı aşk hikâyesinin anlatıldığı "Tiffany'de Kahvaltı", aslında yüzeydeki Öfori’nin [ Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu]. neşe ve havailiğin altında yatan derin bir mutsuzluğu örttüğü karamsar bir romandır. Roman adını New York'ta bulunan ünlü ve tarihi bir mücevher dükkânı olan Tiffany's den alır. Romanın kahramanı Holy ne zaman karamsarlığa kapılsa, günün hangi saatinde olursa olsun, soluğu bu mücevhercinin vitrininin önünde alır, ayaküstü kahvesini içip sadviçini yerken pırlantaları seyreder. Böylelikle depresyonundan kurtulmaya çalışır. Bu mağaza temsil ettiği zenginlik ve dinginlikle Holy'e sükûnet veren tek şey olmuştur artık (daha önce uyuşturucuyu bile denemiş faydası olmamıştır).
Tiffany'de Kahvaltı
Tiffany'de KahvaltıTruman Capote · Sel Yayıncılık · 20081,750 okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Eylülün Sesiyle
Eylülün Sesiyle
Tiffany'de Kahvaltı
Tiffany'de Kahvaltı
Truman Capote
Truman Capote
Tiffany’de Kahvaltı’yı üçüncü okuyuşumdu bu. Audrey Hepburn hayranlığım sonucu Breakfast at Tiffany’s en sevdiğim film olmuştu. Yıllardır da öyledir. Bu vesileyle kitabını da 10 yıl önce ilk kez okumuştum. Film 1961 yılında vizyona giren olay öyküsünden bazı diyaloglarına kadar kitapla özdeşlikler barındırmak ile birlikte olayların akışı ve sonlanışı ile farklılar içeren bir yapım. Kitabın anlattığı verdiği mesaj filmden çok daha farklı aslında. Ben filmi çok sevmek ile birlikte kitabın bu kurgusunu da seviyorum. Aslında bu hikaye daha derinleştirilerek teferruatlı bir roman da ortaya çıkabilirdi. Yazar genelde uzun öyküler yazdığı için bunu tercih etmemiş olabilir. Zaten öykünün de amacı ve anlatmak istediği de bu kadardı diye düşünüyorum bir yandan da. Yani biz yüzeysel bir anlatımla karşı karşıya değiliz aslında; yazar bu kadarını anlatmak istedi. Ve bence yazarın kurgulamak istediği Holly’i de, yazar Fred’i de iyi tanıyoruz kitabın bitiminde. Karakterlerine ve öykülerine dair çıkarımlar yapabiliyoruz. Kitabı her okuyuşumda üç beş saat içinde bitirmeme rağmen damağımda güzel bir tat ve etki bırakıyor. Bunu hikayeyi de filmi de Audrey Hepburn’ü de çok sevmem ile doğrudan alakası olmadığını da belirteyim. Güzel bir yaz akşamı kitap okumak için bir kaç saatiniz varsa ayırıp tatlı bir öykü ile buluşmak isterseniz; Holly’nin ruh halini anlamak, hikayesini dinlemek, onun ruhunu daraltan kırmızılıkları anlamak isterseniz Tiffany’de Kahvaltı’yı okuyabilirsiniz. Bir de filmini izleyip karşılaştırabilir hem ortak hem farklı iki güzel öyküyü dimağınıza katabilirsiniz.
Tiffany'de Kahvaltı
Tiffany'de KahvaltıTruman Capote · Sel Yayıncılık · 20081,750 okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Bazı kitaplar vardır size yıllarca okuduklarınızın öğrendiklerinizin bile daha fazlasını verdiğini düşünürsünüz.. Ve sanki bu kitabı okumasaymışım eksik kalırmışım hissi yaşarsınız.. Kitap gerçekten de tam olarak 21. Yüzyıl için 21 ders niteliğinde, hatta belki daha fazlası.. Yazarın ilk okuduğum kitabı
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens
harika bir bakış açısıyla olağanüstü bilgi birikimiyle ve ustalıkla kaleme alınmış diye düşündükten sonra ikinci okuduğum kitap
21. Yüzyıl İçin 21 Ders
21. Yüzyıl İçin 21 Ders
oldu ve keşke çok daha öncesinde okumuş olsaydım dedirtti bana böykesi derin felsefik bakış açısıyla ve bilgi bilgi birikimiyle yazılmış bu kitabı okurken hep zihnimden geçen şey bu oldu. Hem düşündürücü hem sorgulayıcı olan ve hayatın, dünyanın oldukça mühim ve kritik konularına tek tek ve detaylı şekilde değinmekte olan bu kitabı okurken siz de keşke daha önce okumuş olsaydım diyebilirsiniz ama bence ne zaman olursa olsun iyi okumuşum denileceklerden.. Kitapta “Ex Machine, Matrix, Truman Show, Ters Yüz, Arslan Kral, Simbat..” gibi bqzı filmlerden ve “
1984
1984
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni Dünya
” gibi bazı kitaplardan bahsediyor okumuş ve izlemiş olmanız farkındalık için daha anlamlı olabilir. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar.
21. Yüzyıl İçin 21 Ders
21. Yüzyıl İçin 21 DersYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 20187,6bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Gerçek bir Truman Show!
Bilinçaltındaki karanlık sırların perde arkasını gösteren bu gerilim dolu kitap, psikolojik derinliğiyle okuyucuları etkisi altına alır. Ana karakter, kusurlu bir psikoterapist olan Viktor Larenz'in hikayesini anlatıyor, onun düşüşü ve çıkmazlarla dolu hayat mücadelesi okuyucuyu içine çeker. Nefes kesen bir tempo ve beklenmedik dönemeçlerle
Terapi
TerapiSebastian Fitzek · Pegasus Yayınları · 20151,660 okunma
250 syf.
10/10 puan verdi
Derginin bu sayısında The Truman Show filmini anlatıyor. Filmin konusu hayatı televizyon şovundan ibaret olan bir adamın hikayesi anlatılıyor. Truman Baudrıllard sahte bir dünyadan ve kameraların onun hayatını çektiğinden habersiz bir karakter. İlerleyen dakikalarda yavaş yavaş gerçeği anlamaya başlıyor. Filmin sonunda her şeyi öğreniyor. Bende ot dergisi sayesinde izledim filmi. Tavsiye ederim filmi kesinlikle izleyin. :) ... Her ay severek okuduğum bir dergi. Bu ay ki sayıda bir kaç ilgimi çeken yazılar var onları da söylemek istiyorum; Nergis Muhammedi özgürlüğü çalınan bir dahi. İranda özgürlük ve kadın hakları için çalışan bir kadın. Malesef tutuklanıyor sonra. Rabia Çetin'in yazdığı yazıda da depremde çocukları vefat eden iki babanın mezarlıkta tanışıp arkadaş olmalarını anlatıyor. Gerçekten okurken kelimeler boğazımda düğüm düğüm oldu. ALLAH sabır versin bir daha da yaşatmasın. Yağız Yılmaz 8 mart kadınlar günü ile ilgili yazısı. Bunlar dikkatimi çeken yazılardı burada da yazmak istedim. Severek okuyorum her ay hiç okumadıysanız şans verin derim. Kesinlikle okuyun tavsiye ederim. Kitaplı günler.
Ot Dergi - Sayı 130 (Mart 2024)
Ot Dergi - Sayı 130 (Mart 2024)Ot Dergisi · Medu Yayıncılık · 202491 okunma
Reklam
384 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.