Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğçe Yaman

Tuğçe Yaman
@ttyamann
Uygarlık önce sınırları ortadan kaldırarak bireyselliği geliştirdi, şimdi de sınırlar getirerek onu ayağının altında eziyor. Günümüz uygarlığı yetişkinlere dünya üzerinde belli bir alan verip bu alanda istediğin gibi uyuyabilir ve uyanabilirsin diyor. Aynı zamanda bu alanın çevresine demir çitler örüp bunun ötesine bir adım dahi atmak yok diyerek gözdağı veriyor.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
Deyim yerindeyse haz bize gelen bir şey değil, bizde oluşan bir şeydi ve her haz, içinde acıyı da barındırıyordu.
İyilik yapmak zordu. Erdemi yerine getirmek güçtü. Sebatı korumak pahalıydı. Ahlak için hayatını vereneyse yazıktı. Bunları yapmak her milletten insan için sancılıydı. Bu sancıya meydan okumak için, onu fethedecek mutluluğun bir yerlerde gizlenmesi gerekti. Resim, şiir, hatta tiyatro...
Sayfa 148Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gerçek dünyada onunla aramızda bir tür gönül ilişkisi olsaydı, sanırım acımı tarif etmek için kelimeler kifayetsiz kalırdı.
Sayfa 148Kitabı okudu
Gençlik! Onun gibisi yoktur. Gençliğin cehaletinden konuşmak saçmalıktır. Düşüncelerini saygıyla dinlediğim tek insanlar benden genç olanlar artık.
Reklam
..hayata dair hiçbir teori hayatın kendisi kadar önemli gelmiyordu ona. Fiilden ve tecrübeden ayrıldığında tüm düşünsel kurguların ne kadar yavan olduklarının bilincindeydi.
Sayfa 132Kitabı okudu
Sevgili çocuğum, yaşamları boyunca yalnızca bir defa aşık olanlar gerçekten sığ insanlardır. Onların sadakat ve vefa dediklerine ben alışkanlığın tembelliği ya da tahayyül eksikliği derim. Tutarlılık düşünsel hayat için ne ise sadakatsizlik de odur, açıkça bir başarısızlık itirafıdır.
Tanrı'ya sormak istiyorum! Güvenmek suç mudur?
Sayfa 133Kitabı okudu
Ben ''bencil'' bir insan mıyım yoksa tam tersine, sadece yüreğim mi çok zayıf, ben bile bilmiyordum. Sadece giderek daha mutsuz olan bir günah yumağına dönüşüyordum ve bunun engellemenin bir yolu yoktu.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
İkisinin içinde de hem uzun zaman sonra tekrar görüşmenin verdiği bir memnuniyet, hem de belki bir daha görüşmeyeceklerini sezmekten doğan bir hüzün vardı. Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi.
Sayfa 177Kitabı okudu
Küçük bir parka girip oturdum. Gözlerim yanıyordu. Başımı arkaya atarak gökyüzüne baktım. Karlar ayaklarımı donduruyordu. Buna rağmen saatlerce oturdum. Vücuduma garip bir uyuşukluk yayıldı. Burada donup kalmak ve ertesi gün sessiz sedasız bir yere gömülüvermek.
Sayfa 121Kitabı okudu
Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum! dedi. Bu eksik sana değil, bana ait.. Bende inanmak noksanmış.. Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana âşık olmadığımı zannediyormuşum.. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.. Ama şimdi inanıyorum. Sen beni inandırdın.. Seni seviyorum.. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum..
Sayfa 131Kitabı okudu
Hayatımızın, birtakım ehemmiyetsiz teferruatın oyuncağı olduğunu, çünkü asıl hayatın teferruattan ibaret bulunduğunu görüyordum. Bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyordu.
Sayfa 134Kitabı okudu
Onu bulamayacağımı daha şimdiden biliyordum. Fakat aramamak elimde olmayacaktı. Beni, bütün ömrümce bir meçhulü, mevcut olmayan bir şeyi aramaya mahkûm ediyordu. Bunu yapmamalıydı...
Sayfa 119Kitabı okudu
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.