Kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar etkilenmediğim tek bir cümlesi bile yok. Furuğ ferruhzade üzerinden iranın o dönemin toplum ve siyasi yapısı çok güzel bir şekilde harmanlanmış. Kadınların sokağa çıkmalarının bile ayıplandığı ortamda şair olmak isteyen bir kadının hikayesi... Şair olmak uğruna oğlundan vazgeçmek zorunda kalan, insanların hakaretleri, ailesinin onu yok sayması ile mücadele eden Furuğun hikayesi. Masum bir hoşlantı yüzünden "ahlaksız" damgası yemek, giyimi, kuşamı saçları yüzünden hakaretlere maruz kalmak. Kitabı okurken o günden bu güne hala belirli kalıpların geldiğini gördüm. Giyimi, makyajı, saçı gibi nedenler yüzünden eleştiri, hakarete uğrayan hala onlarca kadın var.. Karakterin eleştirmeye açık noktaları olsa da tek başına direnmesi, fedakarlıkları.. Okuyan herkesin / özellikle kadınların kendinden mutlaka bir şeyler bulabileceği bir kitap