Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba Tuncel

Tuğba Tuncel
@tugbatncl
128 syf.
·
Puan vermedi
Otopsim
OtopsimJean-Louis Fournier
7.5/10 · 1.598 okunma
Reklam
Erkekler birbirleriyle rekabet etmek ve sorun çözmek için sohbet ederken kadınlar duygularını paylaşıp birbirleriyle bağ kurmaya çalışıyorlar. Bu da erkeklerin sosyal ilişkilerinde zıtlaşmakta ve kendilerini ifade etmekten çekinmemeleri anlamına geliyor. Kadınlar ise gün içinde deyim yerindeyse karnından konuşup açık çatışmadan kaçınıyor.
Kaybedecek bir şeyi olan insanlar muhafazakar olur. Burjuva aslında biraz da bundan dolayı sıkıcıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadınla erkeğin eşit olduğunu ama aynı olmadığını bu yüzden de aralarında ‘fırsat eşitliği’ olabileceğini ancak ‘sonuç eşitliği’ olamayacağını söyleyebilirsiniz. Kadınlara tabii ki eşit fırsatlar verilmeli ancak bu, aynı sonuçları alacağımız anlamına gelmez.
Yeni, işimize yararsa güzeldir; işimize yaramadığı yerde bir anda işgüzarlık ya da ‘icat’ olur.
Reklam
Buğulanmış bir cama parmağını sürüp ya kendi ismini ya da sevdiklerininkini yazmak hevesine kapılmayan adam, yaşı ne olursa olsun, bence hakiki bir ihtiyardır, bir insan çöküntüsüdür.
Tuğba Tuncel
@tugbatncl·Bir kitabı okumaya başladı
Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi
Mesut İnsanlar FotoğrafhanesiZiya Osman Saba
8.1/10 · 565 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
İnönü Atatürk'ü Anlatıyor
İnönü Atatürk'ü AnlatıyorAbdi İpekçi
8/10 · 341 okunma
Yaşlılıktaki sevinç yoksunluğuna acımak ve bazı zevklerden mahrum olunduğu için üzüntü duymak bir yanılgıdır. Rahatlık ve güvenlik, yaşlılığın asıl ihtiyaçlarıdır: Yaşlılıkta bu yüzden her şeyden önce para sevilir- eksilen güçlerin yerine. Yanı sıra aşkın zevklerinin yerine yemek yemenin zevkleri geçer. Görme, seyahat etme ve öğrenme ihtiyacının yerini öğretme ve konuşma ihtiyacı alır.
Reklam
Hayat zar atmaya benzer: zar ihtiyaç duyduğun şekilde düşmezse, rastlantının sunduğunu sanat düzeltmek zorunda kalır.
Zenginlik, deniz suyuna benzer: ne kadar içilirse o kadar susatır. Aynı şey şöhret için de geçerlidir.
Mutlular bazı şeylere nasıl katlanacağını bilemezken sayısız insanın doğuştan sakatlık, sefalet, düşük sosyal statü, çirkinlik, elverişsiz mesken gibi sayısız kalıcı kötü duruma hiç aldırış etmeksizin katlanması ve kapanan eski bir yara misali hiç hissetmemesi bundandır; zira onlar iç ve dış zorunluluğun, durumu değiştirecek bir şeye yer bırakmadığını bilirler.
Zira nasıl ki balıklar suda, kuşlar havada, köstebek toprağın altında rahatsa, her insan da sadece kendine uygun atmosferde rahat eder; nitekim saray havası da herkes için solunabilir değildir.
Dünyaya mutluluk ve zevk beklentisiyle dolu olarak adım atarız ve kader bizi hoyrat bir şekilde yakalayıp hiçbir şeyin bizim olmadığını, her şeyin ona ait olduğunu gösterene kadar bunu gerçekleştirmeye yönelik o aptalca umudu koruruz; nitekim kader yalnızca sahip olduğumuz ve edindiğimiz bütün her şey üzerinde değil, aynı zamanda kolumuz ve bacağımız, gözümüz ve kuşağımız, hatta yüzümüzün ortasındaki burnumuz üzerinde bile tartışmasız bir hakka sahiptir.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.