Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
248 syf.
9/10 puan verdi
BU AŞK, BU ŞEHİR, BU KEDER
1.
hoşça kal ayak izim
serseri sokaklarda
hoşça kal
kendine bir başka
gökyüzü büyüten
kardeşim
Aşıklar Bayramı
* Aşıklar Bayramı *
#kemalvarol
instagram.com/p/CiIrauFtXfw/?...
Bir nefes alışverişi gibi okunan bir kitap…İçine çekiyorsun ama belki de sen nefes olup kitabın içine çekiliyorsun da haberin yok…Yıllar sonra kapısı 25 yıldır görmediği Babası tarafından çalınan ve kapı açıldığında baba oğulun birbirlerine karşı
Merhaba arkadaşlar. Günaydınlar olsun hepimize. Yaklaşık 2 haftamı bu değerli esere ayırdım. Epey zorlu geçen bir süreç oldu. Hatta bazen 2021 yılında yaptığım o hızlı okuma etkinliklerini özlediğim dahi oldu. Çünkü bir yerden sonra kitap okuma süresinin uzaması o kitabın etkileyiciliğini ortadan kaldırdığı gibi okuma isteğini de yok ediyor diye
Benim adım Mara Dyer değil ama avukatım bir isim seçmek zorunda olduğumu söyledi. Bir rumuz, SAT' ye çalışan herkes için bir takma ad. Sahte bir isme sahip olmanın tuhaf olduğunu biliyorum ama inanın, şu an hayatımdaki en normal şeylerden biri bu. Size bu kadarını söylemem bile pek akıllıca değil belki de. Ama bu kadar patavatsız olmasaydım hiç kimse Death Cab for Cutie dinlemeyi seven 17 yaşında birinin cinayetlerden sorumlu olduğunu bilemezdi Kimse dışarıda bir yerlerde notları pek de fena olmayan bir öğrencinin, hatırı sayılır sayıda insan öldürdüğünü bilemezdi ve o listeye sizinle eklenmemeniz için bunu bilmeniz çok önemli.
Rachel'ın doğum günü her şeyin başlangıçıydı. Tek hatırladığım bu.
Serinin ilk kitabı olan Eksik Parça, ilk sayfasında bulunan bu mektupla beraber Mara uzun bir yolculuğa çıkıyor. Klişe bir kitap olsa da akıcı bir serüven sizi bekliyor.. Sonunu merak ederek okuyorsunuz, hatta diğer kitaplarını da.
Ben kalan iki kitabını okumaya gidiyorum :)
Uzun soluklu bir serüven... Ama sadece serüven değil; sizi Ortaçağın esrarengiz manastırında ağırlıyormuşçasına, dönemin bütün ruhunu, havasını suyunu hissettiren bir kitap.
Nedenini anlamadığımız, tuhaf bağlantılar içeren cinayetler dizisi karşılıyor bizi. Başrahip tarafından görevlendirilen William ve çömezi Adso, bu cinayetleri aydınlatmak için araştırmalara başlıyorlar. Bir yandan kurgu akarken bir yandan da dinler tarihine boğuluyorsunuz. Açıkçası ilgimi çekmediği için bazen devam etmekte zorlandım. Ama Eco, kitabın sonundaki açıklamasında bunun gerekli olduğunu söylüyor. Ki kitabın sonunda büyük bir yanılsama içinde buluyorsunuz kendinizi; sanki aktarılan bilgiler, cinayetlerin sırrıymış gibi anlamaya çalışıyorsunuz ama Eco iyi şaşırtıyor bizi. Özellikle beni etkileyen bu şaşırtmacaydı.
Bunun dışında özellikle bana ilginç gelen; resimle ilgili dönemin görüşüydü. Resim, şeytan işi olarak tarifleniyor çünkü tanrının yarattığını tasvir ediyorsunuz. Bu nedenle özellikle de insan portresi çok sonradan resmedilmeye başlanmış. Mesela, İslamiyet öncesi Türk tarihine de baktığımızda resim sanata hakimken, İslamiyeti kabulle birlikte belli bir dönem resimde duraklama yaşanıyor.
Bir diğer şey, tabii ki kilisenin zekice kurgulanan labirent kütüphanesi. Eco sondaki açıklamada her bir detayını neden o şekilde yazdığını anlatıyor, hayran kalmamak elde değil.
Kitabın ismi, önsözü, sonrası açıklaması, ve özellikle de finaliyle elimde o döneme ait değerli bir el yazması kitap varmış gibi hissettim. Ne zaman okuyacağınızı iyi belirleyin ama okuyun.
Azra Kohen - Gör Beni
Bugün Azra Kohen’in kitabıyla devam edeceğiz. Gerçekten iyi ki varsın Azra diyebileceğim bir kitap. Ve bugün ilk defa satır arasında siz dinleyici olarak dinleyeceksiniz ama ben biraz Azra’ya karşı konuşmaya çalışacağım.
Ben gerçekten hayatımda iyi ki varsın Azra, ben böyle eğlence görmedim dediğim bir kitapla karşı karşıyayız. Hoş tabi benim
#zamançarkı serisinin ikinci kitabı #büyükav
Rand ve arkadaşları, ışık ve gölgelerin savaşında önemli bir nesne olan Valere Borusu'nu bulma yolculuğuna çıkıyor. Aslında sadece yolculuk demek hafif kalır çünkü Zaman Çarkı Serisi, bir başka dünyanın döngüsel tarihindeki bir çağı anlatıyor ve ikinci kitap Büyük Av, bu çağın temelini oluşturan nitelikte.
Ana karakterlerin kim olduğu ve görevleri, farklı bölgelerde yaşayan halkların özellikleri ve yaşam koşulları, kültürleri, doğa üstü güçlere sahip karakterler, fiziki görünüşleri tuhaf olan varlıklar detaylandırılmış.
Başka dünyalar, çok farklı sistemleri, enteresan güçleri olan nesneler, uzak mesafeleri kısa zamanda katetmeyi sağlayan ilginç atmosferli geçitler, heyecan ve merak uyandıracak şekilde betimlenmiş.
iyi-kötü arasında tansiyon yükseliyor ve bu yüzden serinin bu kitabına savaşın habercisi de diyebiliriz.
Hemen hemen kitabın ortalarına kadar durağan ilerlemesine rağmen anlatım dilinin akıcılığından keyifli ilerliyor.
Valere Borusu ve Mat'in bağlı olduğu hançer çalındığında Rand, Mat, Perrin ve Loial, Lord İngtar komutasındaki Shienarlı askerlerle işbirliği bölümlerinde hareketlilik başlıyor.
Nynaeve ve Egwene eğitim görmek üzere Tar Valon'a doğru yola çıktıklarında Moraine, muhafızı Lan ile birlikte yaklaşan alametler hakkında araştırma yapmaya başlıyorlar. Karanlık Varlığı hapseden mühürler zayıflıyor. Desen Yenidendoğan, Ejder'in son savaşta yer almasını istiyor. Donanımlı bir serüven olan Zaman Çarkı, fantastik severler için
tavsiyemdir.
