Cezaevi avlusunda, yasak olmasına ragmen birde yuva yapmış kuşlar vardi. Bir gün gürültüden anladım, devlet kuşlari cezaevi avlusuna geldi. Kuşlara, " Ruhsat olmadan yuva yapmışsınız, ya yuvanizi yıkacağız ya da yavrunuzu bizim egemenligimize vereceksiniz." dediler..
Dişi kuş kanatlarını açtı; " Benim canımı almadan, ne yuvamı ne de yavrularımi alabilirsiniz" dedi. Kadin kuşun eşi olan erkek kuş ise; " Evet evet, hanım doğru söylüyor. Hanımın canını almadan, yavrumuzu alamazsınız. " diyerek, itiraz mi yoksa rica mi olduğu anlasilmayan bir ses tonunu tercih etti.
Erkek kuş sonra bana baktı, direnin dedim.
Erkek kuş, iki yavrumuz var, biri fazla gelir bize diyerek tekini vermek istedi ama kadın kuş, dakikalarca tek başına direndi. Hiçbir yavrusunu vermedi. Koruma azmi inanılmazdı.
Erkek kuş tekrar bana baktı. Erkek kuşa, " hiç bakma bana öyle, önce içindeki erkeği öldürmen lazım" dedim...
Sevgi, bittikten sonra bile, sevmiş olmak tamamen anlamsız değildir, çünkü daima başkalarının anlayamadığı nedenlerle sevilir. Bu hislerin hatırasının sadece benliğimizde mevcut olduğunu hissederiz; onu görmek için kendi içimize bakmamız gerekir.
Aslında özümüzde hepimiz birbirimizle aynıyız ve aslında o kadar çok şanşlıyız ki hiçbirimiz mükemmel değiliz. Bu hususta önemli olan şey, gerçekte neyi isteyip neyi istemediğimizdir. Eğer biz sadece görmek istediğimize odaklanırsak sadece görmek istediğimizi görürüz. Gerçek, bizim kurgusal iç dünyamızda değil, fiziksel dış dünyamızdadır.
Biliyordum, berfinler güneş ile çiçek veren yaseminler gibi şecaatli olamazdı ama ben, bir yasemin olamasam da berfin olmaktan vazgeçebilirdim. Hem belki de bu sosyal hüviyetime berfin tasvirini atfeden, rasyonel değil de toplumdan etkilenmiş kimliğimdi. Kim bilir?
Kitaplar okumaya ve okudukça okumaya da çok alışmıştım. Ama anlamıştım ki sizin kitaplara alışmanızdan çok, kitapların size alışmış olmaşı önemliymiş. Çünkü ancak siz bir kitaba alışırsanız değil, bir kitap size alışırsa o gizemli dünyasının kapısını açıyormuş, açmıştı.
Evet, o dünyanın kapısına yürüyecek olan sizdiniz ama o kapının anahtarı sadece kitapta saklıydı. Bulmuştum. Öyle ki bazen bir kitabı hemen bitirmekle hiç bitirmemek arasında sıkışıp kalmanın üzüntüsündeki mutluluğu yaşıyordum. Yaşayacaktım.
Demek ki insan, üzülürken de mutlu olabiliyormuş, anlamıştım...
Okumaktan vazgectigim kitaplardan birisi. Gerçek olarak bahsi geçen hikaye, bilim dışı hurafelerle dolu.
Bir kitap, sadece sürükleyici olduğu icin okunmaz. Bir kitap, insana dogru bir şeyler katmali ve bu kazanımin bilimsel değerlerle celismemesi gerektiği gibi bu kazanim, insanı hurafelere inandirip meylettirmemelidir de. Beğenmedim.
Bir Çift YürekMarlo Morgan · Dharma Yayınları · 200123,3bin okunma