Ruhun şad olsun Oktay Sinanoğlu...
Bazı konularda güncelliğini yitirmiş olsa da çıkarılması gereken o kadar çok dersler var ki kitapta.
Örneğin "Türk'ü Muslumana, Müslümanı Türk'e " düşman ettiler diyor günümüz için o kadar geçerli bir tespit ki maalesef artık insanlar Türk ve Atatürk düşmanlığı yapmayı maharet sayar hale geldiler.
Ve bir de şunu ogretti bu kitap bize " Türk demek Türkçe demek, Ne mutlu Türk'üm diyene "
Hedef TürkiyeOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 20151,360 okunma
Prof. Fritz Neumark, istanbul'da öğrencilerinin bir kısmıyla çıktığı bir gezide gerçekleştiği belirtilen bu söyleşide Türkiye-batı ilişkileri üzerine oldukça ilginç tezler dile getiriyor. batılı bir aydının yarım asır önceki tezleri bunlar: bazıları geçersiz, eskimiş ya da tartışılır durumda... ama bazıları günümüzdeki gelişmelere en uygun yanıtı
Genelde hasıraltı edilmiş bazı ilginç noktaların üzerinde duruluyor. Shakespeare'in Türk düşmanlığı ve eserlerinde buna yer verdiği kısımlar, matbaa ile ilgili bilinenler, Dante'nin, İslâm ile ilgili bildikleri vs...
"Örneğin, Dante'nin Cehennemin'de hiçbir şekilde sağa dönülmediğini biliyor muydunuz? Hristiyanlar bu ayrıntıya pek dikkat etmemiş olabilirler ama biz Müslümanlar biliriz ki "sağ", İslam'da hayırdır. Hâkezâ, amel defteri, cennete gideceğe sağından verilir."
Yazarın lisans eğitiminin İngiliz Dili Eğitimi üzerine olması, ön yargı oluşturuyor olsa da tarihi romanlarıyla epey beğeni topladığını ve kitabın araştırma-inceleme türünde olduğunu da hesaba katarsak bunun pek de yerinde olmadığını fark ediyoruz.
Uçurtma avcısı bin muhteşem güneş kesinlikle en iyi islami kitaplarıdır islam hiç bu kadar güzel anlatılmadı ama ne yazıkki insanlar artık nasıl okuyor bilmiyorum ama yapılan yorumlarda bir şeriat düşmanlığı görüyorum yazık yakıştıramıyorum ben uçurtma avcısında o çocuğu kurtaran doktorda doktor için kendisine tecavüz edilen küçük çocukta
Aslında kültürel alanda Atatürkçülük, ne İslâm düşmanlığı ne de Batı hayranlığıdır. Kültürel açıdan Atatürkçülük, Türk kültürünün ulusallaşarak, evrensel boyutlara ulaşmasının savaşını vermektir. Çünkü Atatürk, bir ortaçağ imparatorluğundan, çağdaş bir ulusal devlet yaratma çabasını simgeler. Üstelik üretim güçleri, kapitalizm öncesi aşamadadır Cumhuriyet’in kuruluşunda. Bu nedenle Atatürk, bir yandan üretim güçlerinin gelişmesini sağlayıcı önlemler alırken, öte yandan da Batı’da gelişmiş olan ‘ulusal kapitalist devlet’in üstyapı kuramlarını topluma aşılar. Anayasa, Yurttaşlık Yasası, giyim kuşam biçimleri, saat, takvim, alfabe ve benzerleri, hep kozmopolit imparatorluktan ulusal devlete geçiş için harcanan çabalardır. Tarih ve dil tezleri de bütünüyle bu açıdan değerlendirilmelidir. Amaç, İslâmın yok edilmesi ya da Batı’nın benimsenmesi değil, çağdaş ulusal bir devlet yaratılmasıdır.
Kitabımız 11 bölümden oluşmaktadır (Kitabın başında yer alan takriz, önsözler ve sonda yer alan bibliyografya hariç).
1. BÖLÜM: CİHAT
Bu bölümde yazar, İslam ve şanlı Osmanlımızda çok büyük öneme sahip olan ‘’cihat’’ kavramının kutsiyetinden bahsetmiştir. Cihat kavramının farklı anlamlarına yer vermiş. Ayrıca ayetlerle birlikte örnekler
Batılı İslam düşmanları yeri geldiğinde, kaba kuvvet ile, yeri geldiğinde çeşitli oyunlarla elde ettikleri İslam devletlerini, İslam milletlerini asırlarca sömürdüler. Amma velakin İslamın kılıcı yayıcısı ve koruyucusu olan Türkleri değil sömürmek İngiliz tarihindeki en rezil yenilgi aldıkları Kut-ul Amare olayı ile tüm dünyaya bir güzel reklam ettiler. Halil Kut Paşanın toprağı bol olsun. Aynı batılı tarihçilerin yazımlarında ve bizim batıcı tarih-çiplerin safsatalarında İngilizler kadim millettir. Soyluluk, geleneklere bağlı bir yenilikçilik ve en mükemmel olduklarını dünyaya yamamaya çalışmışlardır. İngilizlere göre insanlık üç kısma ayrılmış: Allah'ın insan olarak yarattıkları arasında onlar en şerefli, en zeki ve en yetkin donanımlı olanlarıymış. İkincisi, beyaz renkli Avrupalı ve Amerikalılarmış. Üçüncü kısım ise insan ile hayvani bir mahluk sıfatı taşırmış. Hürmete layık değil, hürriyet ve insan hakları gibi değerlerden istifade edemezlermiş. Hatta en komiği ise bu üçüncü kısım İngilizlerin himayesinde yaşamak onların idaresine girmek için yaratılırlarmış. :))) Neyse Allah'tan Türk'üz Elhamdülillah yoksa gandhi gibi yaradanın ırkını ingiliz falan sanıp şirke düşerdik.