Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
264 syf.
1/10 puan verdi
Daha once hic bir yazarı ve eserini negatif eleştirmedim ama bu kitabı okumuş olsaydınız bana hak verirdiniz. Sıradan bir ailenin,sıradan yaşamlarını anlatan bir kitap. Romanın ismi biraz ilgimi çekmişti, halbuki içeriği ismiyle alakasız.Nazi'lerin yuhudileri yaptıkları zulmü sadece tek sayfada anlatıyor "kısacık" yani. Romanın başlarında ortalari guzeldir herhalde diye devam ettim ortaları başından berbattı. Ortalarında ise bir bitirme mecburiyeti hissettim çünkü sadece 60 sayfaya yakın kalmıştı, bitirene kadar sanki beynime işkence etmek için bu kitap yazılmış hissine kapıldım, neyseki kitap bitti ve kurtuldum.Bu kitabı Türkçe'ye çeviren kişi acaba Türk okurlara düşmanlığı mı vardı ? Bilmiyorum ama kelimenin tam anlamıyla berbat bir kitaptı.
Hitler Oyuncağımı Çaldı
Hitler Oyuncağımı ÇaldıJudith Kerr · Tudem Yayınları · 2013474 okunma
Halep'ten Aden'e kadar süren o koca memlekette bir Arap meselesi vardı zannetmeyiniz. Arap meselesi denen şey Türk düşmanlığı hissi idi.
Reklam
223 syf.
4/10 puan verdi
her deneme kitabında olan konu başlıkları bu kitapta da var.fakat Bacon'da yadsınamaz bir Türk düşmanlığı var. Bazen çok sinir bozucu boyutlara çıkabiliyor bu. Her kötü davranış, barbarlık vs. Türkler üstünden örnekleniyor kitapta. o yüzden ister istemez insanın canını sıkabiliyor bazen.
Denemeler
DenemelerFrancis Bacon · Yapı Kredi Yayınları · 20181,272 okunma
1980’li yıllardan sonra düşünce hayatımızın genel özellikleri köklü olarak değiştirilmiştir. Bu ülkede yaşayan insanlar bir bütün olarak düşünceden, sistematik fikirden, ideolojilerden, estetikten, etikten, bilimden uzaklaştırılmıştır. Bu yıllarda insanların temel referans kaynakları önemli oranda yerle bir olmuş, bunun yanı sıra okuma edimi köklü
416 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Üçüncü Dünya Savaşının başlaması ve başlamak üzereyken ülkelerin yaptığı, çevirdiği entrikalar, planlar, yeni yöntemler. Ve bu arada Almanya'da başlayan Türk düşmanlığı, katliamlar. Onları kurtarmak ve refaha kavuşturmak amacıyla oluşturulan, 4 kişilik, alanlarının en iyileri 4 komutan. Kitap bütün bu konuları işlemiş, yer edinmiş. Edinilen İzlenimler; 1- Kitabın girişini ve sonucunu çok beğenmedim. Giriş bölümündeki etkileyicisizlik şükür ki kitabın 30. sayfalarında kayboluyor. Yerine kendini çeken, donanımlı yazılmış sayfalar alıyor. Bu da kitabın akıcılığını oldukça arttırmış. Sonuç bölümündeki sıkıntılarımın sebepleri ise, beklediğim sonla karşılaşmamamdı. Savaş fazla yarım kalmış gibi bir his belirdi içimde. Devamının olup olmadığını merak etmedim değil. 2- Tanımlamaları beğendim. Ayrıca Türk askerlerinden bahsederken de onurlu, işinin adamı, cesur, yürekli, keskin zekalı vb. gibi özellikleri de işlemesi beni gururlandırdı. 3- Burak Turna, ülkelerin, yaptıkları kanunlardan, yönetim biçimlerinden edindiği izlenimlerle farklı farklı savaş taktiği yaratmış ki bu da benim aşırı şekilde beğenmeme ve donanımlı yazılmış bir kitap dememe vesile oldu. İçerisindeki işlenilen konuların sayısı da bir hayli fazla. Aşk, cesaret, göreve bağlılık, farklı ülkelerdeki kültür, düşünme farkı, çeviklik vb... Çarpıcı ve etkileyici. Unutulmaz bir kitap. İsteyenler tereddüt etmeden alabilirler fakat edebi bir yönü olduğunu söyleyemem. Ona göre. :)
Üçüncü Dünya Savaşı
Üçüncü Dünya SavaşıBurak Turna · Epsilon Yayınları · 2013645 okunma
510 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Şehit haberlerimiz dolayısıyla kendimi verip kitabı okuyamadım. Geç zamanda bitirdiğime bakmayın. Dili gerçekten çok akıcı. Muhteşem bir dille anlatılmış Hasan İbni Sabbah'ın hikayesi. Kötü yönde de olsa Hasan Sabbah'ın zekasına hayran kalıyorsunuz. Bir insanın dini kullanarak neler yapabileceğini görüyoruz. Gerçekten çok tehlikeli oyunlar oynanmaya müsait. İsmaili davası için gelmiş kendilerini fedai olmaya hazırlayan gençler ne zor sınavlardan geçiyorlar ve bilmeden acımasızca kurgulanan bir planın parçası oluyorlar. Hasan Sabbah her şeyi o kadar ince hesaplamış ki fedailer bu durumun içine düştüklerinde tereddüt etmeden kendilerini öldürmeye hazır hale geliyorlar çünkü kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah görevlerini yerine getiren fedailerine cenneti müjdeliyor. Peki bunlara nasıl inanıyorlar derseniz mutlaka okumalısınız. İçerik her ne kadar rahatsız etse de yani hem Türk düşmanlığı hem dinle insanları kandırmak.. Neyse Hasan Sabbah'ın büyülü kalesine ve cennetine adımınızı atmanızı öneririm.
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,5bin okunma
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Shakespeare, insanı tahlillemeyi gerçekten çok iyi başarıyor. Othello adlı hikaye şiirsel dili ve yazılışıyla çok ilgimi çekti. (Kültür Bakanlığı Yayıncılık'tan okudum.) Iago gibi insanlar niye var ki sanki ? İkiyüzlü insanlar.. Yüzüne dost görünüp arkadan fitne fesat yayarak bitiren insanlar.. Iago fesat aklıyla öyle planlar kurar ki bu planlarıyla şüpheye yer bırakmaksızın insanları kendine inandırıyor. Othello'yu da karısına karşı doldurup fitne ateşini yakıyor ve Othello sonunda pişman olsa da iş işten geçiyor. Ayrıca Türk düşmanlığı yine dikkatimi çekiyor ve Türklerin korkulu rüyaları olduğunu görebiliyoruz. Keyifli okumalar. :)
Othello
OthelloWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,4bin okunma
Şehname'de Turan ‐ İran savaşlarını acemler lehine büyük bir mübalağa ile anlatmış olan Firdevsî, Türk saraylarında Türklerden lütuflar gördüğü halde Türk düşmanlığı yapan bu acem, eserinin birçok yerinde de Türklerin ve Türk Başbuğu Alp Er Tunga'nın kahramanlığını söylemek zorunda kalmıştır. Alp Er Tunga'nın büyük kahramanlığını Şehname'nin mısraları arasından bulup çıkarmak hiç de güç değildir. Milletini yükseltmek için akla gelmez mübalağaları eserine geçiren Firdevsî, Alp Er Tunga'nın İranı dize getiren zaferlerini gizleyememiştir. Şehname'nin yazdığı bu Türk zaferlerini gerçeğin tamı değil, bir parçası saymak yanlış olmayacağına göre yiğit ve kumandan Alp Er Tunga'nın büyüklüğü hayallerimizde canlanabilir.
‘’Bir yüz karası şeklinde, daima sonunca olduğumuz Eurovision şarkı yarışmalarına katılırız. Bize bu yarışmalarında rey verirler, itibar gösterirler mi sanıyorsunuz? Türk düşmanlığı Avrupa’da, zaman zaman bir histeri nöbeti şeklinde nükseder. Çünkü daha dün, padişahımıza dehalet eden kralının, Osmanlı hükümdarı tarafından tayin edilen prensinin, valisinin hatırasını, son olarak da Anadolu’dan fışkıran o mukaddes Milli Mücadelemizin önünde, başkumandanının terk edip kaçacak delik arayan müstevli özentisi babalarını, dedelerini unutmamıştır da ondan.’’
‘’ Gökalp düşmanlığı, fikir adamımızın şahsından çok milliyetçiliğine karşıdır. Türkçülük ülküsüne düşman olanlar, bu ülküyü zayıflatmak için Türk milliyetçiliğinin en büyük şahsiyetlerinden birisi bulunan Ziya Gökalp'i hırpalama taktiğinden hiç ayrılmamışlardır.’’
Reklam
‘’ Geri ve kaba Islav’ın en aşağılık kolu olan Moskof, dünyaya medeniyet ve adalet götürecek!.. Yıllardan beri açlar ve mahpusların yeri olan Moskofistan, dünyaya önderlik edecek ve insanlığı edebi mutluluğa kavuşturacak!... Bu muhteşem fanteziye gafletle inananlar olduğu gibi, gizli maksatla herkesi inandırmak isteyenler de çıkıyor. Moskof’un dostluğuna inanlarla, Kurtuluş Savaşı başında bize karşı, kendi çıkarı icabı gösterdiği dostluğu(!) başımıza kakanlardan daima şüphe edeceğiz. Yıllarca devam eden bir tarihin en açık ve su götürmez gerçeklerine göz yumarak Kurtuluş Savaşı başındaki kısa, geçici bir ânı “Büyük gerçek” diye göstermek isteyenlerden şüphe etmezsek, tarih bizden şüphe eder. Türk soyu ile Moskof sürüsünün damarlarına kadar işlemiş düşmanlığı, yirmi beş yıllık hâin propaganda ile sindik sananlar, millet önünde konuşmak şerefini ebediyen kaybederler. Milletin, Moskof dostluğu teranesine karsı gösterdiği soğuk, fakat manalı susmayı, “kabul” sayanlar , ancak düşünce hastası zavallılardır.
‘’ Komünizm, siyonizm ve masonluk, Türkiye’de bir saçayak halinde Türk düşmanlığı yapmaktadır.’’
‘’ Bize fenalığı dokunmayan milletlerin, fikirlerin ve insanların dostuyuz. Fakat, hayatın yalnız sevgiyle yürüyeceğini sanmanın büyük bir gaflet olduğuna inanıyoruz. Dünyada her şey, zıddı ile birlikte vardır. Bundan dolayı sevgiyle birlikte kin de bulunacaktır. Türkçülük, bir bakıma göre de, “Türkçülük düşmanlığı düşmanlığı”dır. Soyumuza, devletimize, yurdumuza, mukaddesatımıza, şerefimize fenalık etmiş olan her millette, her dine, her rejime, fikre, topluma, kişiye düşmanız. “Kinimiz dinimizdir!”
‘’ Devşirme ve komünist Türklükten ve Türkçülükten korkar. Türklüğün lehine olan her hareketin, her davranışın, her eserin, her kanunun aleyhindedir. Çok uzaktan bile olsa Türklüğü, Türkçülüğü hatırlatan ne varsa ondan ürker, titrer. Bozkurt düşmanlığı bundandır. Çünkü Bozkurt Türkler’in milli sembolüdür. Tarihten önceki çağlarda onu kılavuz diye kabul etmiş, hatta kendilerinin Bozkurt’tan türediğine inanmışlardır. Türk Kağanlarının soyadı "Eçine" yani "Kurt"tur. Devşirme ve komünist okulda Bozkurt rozetine, meydanda Bozkurt heykeline dayanamaz. İftirası hazırdır: Bozkurt; Turancılık, emperyalizmin sembolüdür.’’
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.