Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA IRK-IRKÇILIK / SOYCULUK:Kimlerin Türk olduğu konusunda Atsız'ın geldiği son noktayı yukarıda belirttik. Başlangıçta Türk kökünden gelmeyenleri Türk saymayan Atsız, daha sonra Türk kökünden gelmiş kadar Türkleşmiş olanları ve başka bir ırkın şuurunu taşımayanları da Türk saymaktadır. Atsız bu konudaki fikrini örneklerle de
ATSIZ'DA TÜRK-TÜRKÇÜLÜK-MİLLİYETÇİLİK: 1943 yılındaki En Sinsi Tehlike broşüründe "Siyasî, içtimaî mezhebim Türkçülüktür." (Atsız 1992: 68) diyen Atsız'ın Türkçülüğüne geçmeden önce onun genel olarak "milliyetçilik” hakkındaki düşüncesini aktarmak doğru olacaktır. Ona göre milliyetçilik sosyal bir kanundur: "Tarihin
Reklam
daima ♡
“Bundan sonra Türk ırkı, kadınlarını, erkeklerinin yapmaya zorunlu olduğu askerlik görevi dahil, bütün hizmetlere dahil ederse Etilerde, İskitlerde, Amazonlarda olduğu gibi kendi ırkından başkalarının hiçbir yardımına gereksinim duymaksızın, büyük milli ülkülerini başlı başına ve bağımsız olarak yürütmek yeteneğini kazanabilir.”
Sayfa 251 - Mustafa Kemal Atatürk
Biz, dünyanın neresinde doğmuş olursak olalım, kötülüğün ırkı ve dili ne olursa olsun, her türlüsüne karşı birleşmediğimizden bu savaşlar.
Ağlamaktan korkar mı bir gün yüzü gülmeyen? Vatan için ölür mü vatan nedir bilmeyen? Destan yazacaksın ki okuyacak ölmeyen, Millet,milletsizlerden öç alacak Andacan Türk ırkı sağ olacak, sağ olacak! Andacan.
YARIDA KALAN EDEBİYAT TARİHİ Atsız'ın dil, tarih ve edebiyat çalışmaları iç içe geçmiştir. Daha 1933-1934 yıllarında Orhun dergisinde yayımlamaya başladığı Köktürk ve Uygur dönemlerine ait metinlerin aktarmaları, aynı zamanda edebiyat tarihini de ilgilendirmektedir. Bitirme tezine dayanan ve yine Orhun dergisinde yayımlanan Edirneli
Reklam
13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
Kimdi bunlar? Rum mu, Türk mü, Ermeni mi? Yok, iyilik gibi kötülüğün de dili, dini, ırkı, milleti, yoktu. Daima siyahlar giyen tekinsiz adamlardı bunlar, hepsinin kılık kıyafeti birbirine benzerdi ve coğrafya nasıl illetten. Onlar sadece eşkıya milletindendi.
Nejdet Sançar
Belki kimsenin bilmediği acılar içinde yaşayan, yoksulluk devrleri geçiren Nejdet Sançar'ın kaybı benim için bir kardeş kaybından daha ileri, bir ülküdaş kaybetmenin ızdırabıdır. Artık yalnız kaldığımız zamanlardaki bazen ciddi ve kederli, bazen şaka ile karışık konuşmalar bitti. Şimdi ben ona arasıra içimden hitap ediyor, fakat cevabını alamıyorum. Şu satırları, 1944 davasında Sançar'ın yaptığı savunmanın son cümlesiyle bitireyim: Türk Irkı Sağ Olsun...
Sayfa 108Kitabı okudu
Reha Oğuz'un Kemâlistliği.
"Sonra, Kemalizmin Tarih ve Dil inkılaplarında mündemiç olan .. Türk ırkının eşsiz üstünlüğü.. felsefesi kalbi mi fethetmişti. Bunu, biyolojiye, prehistuara ve daha birçok ilimiere dayanır bir Tarih felsefesi halinde işlernek en büyük ihtirasımdı." (Sahife: 411) (Kemalizmi Turancı ve Irkçı gibi gösteriyor) Bunlar, yıllarca, Atatürk
955 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.