Elinde kalan bir avuç ihtiyatiyle de olsa, muharebeye hâlâ Mustafa Kemal hükmediyordu. O uyaran ve coşku veren kişiliğiyle, Türk ordusuna dişini sıkma ve mevkiini bırakmama cesareti aşılıyordu. Zaman zaman mevkiye hâkim bir tepe kaybediliyor, yenilgi kesin görünüyor, Türk hattı bozuluyor, çatlıyor, fakat her defasında en kritik anda ve en kritik noktada Mustafa Kemal yardıma koştuğu için kırılmıyordu. Arazinin her santimetre karesini öğrenmişti; birliklerinin her birinin değerini, hatta her tabur kumandanının kapasitesini biliyordu. Alagöz’deki odadan muharebeyi yürüten ve egemen olan, Mustafa Kemal’di.
O, Türk ordusuna yüz elli, belki iki yüz seneden beri mahrum olduğu bir "zafer"in gururunu ve Türk milletine bunun şevkini vermişti.
Reklam
McMahon, Hüseyin'in sahip olduğu gücün Osmanlı hükümeti tarafından elinden alınmasından korktuğunu biliyordu; Arapların Osmanlı ordusuna karşı savaşmaları halinde, kendi hükümetlerini nasıl kuracakları konusunda İngilizlerin tavsiyelerine başvurmaları şartıyla, İngiltere'nin "Arap ülkelerinin bağımsızlığını" destekleyeceği hususunda Hüseyin'e söz verdi. İngilizler gerek İran petrolüne gerekse Hindistan'daki sömürgelerine ulaşmalarını sağlayan Süveyş Kanalı'nı, Osmanlı veya ondan sonra gelecek herhangi bir devletin tehdidinden korumak istiyorlardı. Araplardan oluşan bir ordu, İngilizlerin bu endişesini gidermeye yardımcı olabilirdi. Hüseyin yeni kurulacak Arap devletinin sınırlarını netleştirmeye çalışırken McMahon, Filistin'in statüsü ve bu yeni kurulacak devlete dahil edilip edilmeyeceği konusunda kasten müphem ifadeler kullanıyordu.* İngilizler Hüseyin'e altın ve silah sözü verdiler; 1916 yılında Hüseyin'in oğlu Emir Faysal, bir Arap ordusu kurup başına geçti. Sonraları Arap İsyanı olarak anılacak bu olayda ordu, Türk trenlerini havaya uçurdu, Türk askerilerine malzeme ve mühimmat akışını kesti ve Türklerin Suriye ve Ürdün'den çıkarılmasına yardımcı oldu. Bu Arap ordusunun faaliyetlerine ilişkin detayların iyi bilinmesinin sebebi, sonraları İngiltere'de "Arabistanlı Lawrence" adıyla ünlenecek olan İngiliz Ordusu istihbarat subayı T. E. Lawrence'ın Araplarla birlikte savaşmış olmasıydı.
Sayfa 27 - Say YayınlarıKitabı okudu
2. Mahmud Dönemi ıslahatı
Askeri sorunlarıın üstesinden gelebilmek için onlarca yıl uğraşan Osmanlı İmparatorluğu, 1840'lı yıllara kadar ancak Avrupa devletleri arasındaki çekişmelerden istifade ederek ayakta kalabildi. İlk olarak, Sultan Il. Selim ordusuna bir çekidüzen vermek istemişti; fakat bu girişimi yeniçerileri kızdırdı ve sonuçta 1807`de ayaklanarak hem onu
Sayfa 550Kitabı okudu
Temür, Osmanlı ordusundaki Tatarları elde etmişti. Ülkeleri Osmanlı ülkesine eklenen Anadolu beğleri Temür ordusunda idiler. Bunlar Osmanlı ordusundaki erlerini Temür tarafına çekeceklerdi. Yıldırım'ırı oğulları da babalarından memnun değildiler. Temmuz sıcağında savaş başladığı zaman durum işte bu merkezde idi. Çağataylılar, oklarıyla
«Kara Buğa Osman», 1326'daki ölümüne kadar Rumlardan birkaç şehir almış, yanına epey Türk bahadırı toplamış ve Bursa'yı küçük oğlu Orhan Beğe kuşattırmıştı. Bursa yıllarla süren bir kuşatmadan sonra, alp erenlerin ve kahraman dervişlerin himmeti ile alındığı sırada Osman Beğ ölüyordu. Fakat bu Bahadır Beğ öyle bir tohum atmıştı ki ondan
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.