Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kültür, sanat ve ama özellikle de musiki alemlerimizin önemli ve fakat hayatının ve âsârının üzeri zalim ve muhkem bir nisyan örtüsüyle örtülmüş olan bir sîmâsından, Eczacı Neyzen Halil Can'dan bahsedeceğim. Prof. Dr. Bedi N. Şehsuvaroğlu’nun editörlüğünü yaptığı ‘Eczacı Yarbay Nâyzen Halil Can (1905 – 1973) isimli kitap, sadece bir eczacı
Sanat sürprizi Mürekkep (birleşik )makam
İnici seyirde , belli bir makamın seyriyle başlayıp,bambaşka bir makamın ezgileriyle karar vermeye dayalı bir sanat sürprizi gizlidir.
Reklam
Makamların en ilgi çekici bölümünü şüphesiz birleşik makam denilen grup teşkil etmektedir. Bu grup, dizi olarak iki veya daha fazla temel makam parçasini birleştiren ve her zaman inici seyirle kullanılan makamlardan olusur. Bu inici seyirde, belli bir makamın seyri ile başlayıp önceden kestirilmesi mümkün olmayan bambaşka bir makamın ezgileriyle karar vermeye dayalı bir sanat sürprizi gizlidir. Bu yüzden, kural olarak tiz perdelerden seyre başlayan bir birleşik makam söz konusu olduğunda, bunun hangi makam olduğunu söylemek için acele etmemek, kararını beklemek gerekir
Sayfa 146Kitabı okudu
Ablama elbise al dedim ve kız Muazez Ersoy sahneye çıkıyor sanki aq Türk sanat musikisi sanatçısı oldum.
Ruhun mu daralıyor, Türk sanat musikisi dinle :)
Bizim sahib çıkamadıklarımız başkalarının cevheri olmuş
Yani Türklerin kendi mûsikilerini "ilkel" bulup Bati mûsikîni benimsemeye çalişmalarina karşılik Araplarin-millî zevklerine göre değiştirdikleri-Türk asilli sanat mûsikilerine hep daha fazla sahip çıkip orkestral yönde geliştirmeye ve film sanayinin hizmetinde kullanmaya başlayacakları yıllara kadar.
Reklam
Osmanli mûsikîsinin Arap ülkelerinin elit sinıfinca tanınmasında, bu ülke lerin sanat merkezlerine İstanbul'dan giden sanatkârlar kadar, XV. yüzyıldan itibaren kurulmaya başlanan mevlevihanelerin de büyük rolü vardir. Sadece Arap ülkelerinde değil, Müslüman nüfusun yaşadığı Yugoslavya, Macaristan, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelerde de, Osmanhı mûsikisini Avrupa'ya tanitan Mehterhane'nin görevini mevlevihanelerin üstlendiği söylenebilir
152 syf.
9/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Ah be Semiramis!
Yeşilçam filmi tadında, acı ve kederin yoğun olduğu bir hikayeydi. Yanımda annem olmasa ağlayacaktım. İstanbul ve Anadolu güzel bir şekilde işlenmişti. Hikaye çok akıcıydı. Mustafa Kutlu’nun okuduğum hikayeleri içinde bu hikaye daha düz bir hikayeydi. Farklı kelime veya terimler çok yoktu.(Olmasını seviyorum) Makam ve türk sanat musikisi örneklerini tek tek yazmış.Hepsini dinlemedim tabi. Ama yazması kitaba bir hava katmıştı… Kader konusu işlenmiş biraz da. Kemancı Kenan’a üzülsem de en çok Sadullah’a üzüldüm… Ah be Semiramis ne suçu vardı ki yavrucağın!
Tirende Bir Keman
Tirende Bir KemanMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20153,935 okunma
kendin için ne yaptın.
“Ya, ben okulu bitirdim. Annem çok isterdi”. “Mühendis oldum. Babamın istediği şeydi”. “O semtten ev aldım. Eşim o semti çok severdi”. “Sen mühendis adam oldun artık, bir arabaya binmelisin dediler, bir araba aldım. Bu model sana yakışmaz dediler, filan model arabaya yöneldim. “Ve hatta dediler ki sen arabesk mi dinliyorsun, yakışır mı sana? Sana yakışacak olan Beethoven, Vivaldi, Mozart, Türk sanat musikisi…”. “Ya ben hiç kendim olamamışım”. Ödev veriyorum arkadaşlarıma: “Git, bir hafta düşün, hayatta kendin için yaptığın beş şeyi getir.” Birçok arkadaşım getiremedi. Evet, nasıl oldu da bu arkadaşlar veya bizler, dış odaklı bir yaşama yöneldik?
120 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.