İTÜ’den Neşet Ertaş'a fahri doktora
"Ben bir sazcıyım türkü çalar türkü söylerim. Başka bir bildiğim yok ama bu şerefi bana layık gören, bu ilim yuvasına sonsuz saygı ve sevgimi sunuyorum" İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı Türk Halk Müziği sanatçısı Neşet Ertaş’a fahri doktor unvanı verdi. Ertaş’a doktor unvanı İTÜ’nün Ayazağa’daki
Sayfa 272 - Birinci Cilt - T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 53 - İzmir Aralık 2019Kitabı okudu
Üstad Yahya Kemal'in Osmanlı mûsikisinden "Istanbul mûsikîsi" olarak bahsetmeyi tercih edişi ise ,Islāmi kültür dairesine giren sanatların tümünü teknik mükemmellik ve zarafetin zirvesine çıkarmış olan sanat pâyitahtına atıftır ki, şairin konuya daha çok bir sanat tarihçisi gözüyle bakma eğiliminde olduğunu sezdirmektedir.
Reklam
Bir kalem bir kağıt bir fincan Türk kahvesi ve sobanın çıtırdayan sesi. En önemlisi de efkarları zihne buyur eden hafiften bir Türk sanat musikisi. Kaleminizi düşüncelerin sahnesinde raks ettirmek için bunlar gayet kâfi... -HÖ-
166 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Dönen yok seferinden..
Şiiri anlamak şairi anlamaktan geçer ilkesiyle önce yazarımızı tanıyalım. Yahya Kemal, Üsküb'de doğmuştur. Asıl adı Ahmed Agah'dır. Babası, Üsküb Belediye Reisi İbrahim Naci Bey'dir. Ailesinin daha eski ceddi, Sultan Üçüncü Mustafa devri sancak beylerinden Şehsüvar Paşa'dır. Şairin Beyatlı soy adı, bu Şehsüvar kelimesinden
Kendi Gök Kubbemiz
Kendi Gök KubbemizYahya Kemal Beyatlı · Milli Eğitim Bakanlığı · 19953,619 okunma
Kültürel Hegemonya Kurmak Arzusu Her Liderin Hayali
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım 1934’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bahsettiği müzik görüşleri: ‘’Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü, musikide değişikliği alabilmesi, kavrayabilmesidir. Bugün dinletmeye yeltenilen musiki yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır. Bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal, ince duyguları, düşünceleri anlatan, yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir an önce, genel son musiki kurallarına göre işlemek gerektir. Ancak, bu güzeyde (sayede) Türk ulusal musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir. Kültür işleri bakanlığının buna değerince özen vermesini, kamunun da bunda ona yardımcı olmasını dilerim.’’ ktb.gov.tr/TR-96525/atatur...
Göktürklerin resmi çalgısı, Orhun Yazıtlarında "köbürge" olarak ifade edilen davuldur. (Sanal, Mehter Mûsikisi, 1964, s. 1) Daha önce Hunlarda yer alan bayrak ve davulun yanına boru gibi üflemeli bir çalgının eklenmesi (Gazimihal, Türk Askeri Muzikaları Tarihi, 1955, s. 2) ile ezgi, ritmin önüne geçmiş bulunuyordu. Böylece modal mûsikînin ilk aşaması olan altı ve yedi perdeli musiki sistemi ortaya çıktı. Göktürklerde, kaganların meclislerinde mûsikî icra edilir, bu icrayı da yine tuğ takımla yapardı. Fakat Uçan'a göre burada másiki icra eden kişilerin bunu meslek haline getirmesi ve iktidarın mûsikîsinin daha sanatlı olmasına gayret etmesi neticesinde sanat ve halk mûsikîsi arasındaki i ayrımın da temelleri atılmış oldu. Artık Türk mûsikîsi büyüsel (dini) anlamından sıyrılıp, tat alma, hoşlanma ve estetik gibi algılara hitap etti.(Uçan,2000,s.27-28)
Reklam
90 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.