Dünyadaki eğitim sistemleri insanların yeteneklerini ve farklılıklarını bulup geliştirmeye yönelikken , Türkiye'deki eğitim sistemi farklılıkları yok etmeye yöneliktir. Aynı sıralarda oturur yeteneklimiz , yeteneksizimiz , dehamız , aptalımız... Aynı eğitimi alırız , ezberler de ezberleriz... Sonra bir çıkarız tornadan ; hayata aynı şekilde bakan , farklılıkları ve yetenekleri yok edilmiş , ana haber bülteninde aynı haberi yedi defa tekrar ederek söyleyen haber spikerleri gibi birbirini tekrarlayan , gazetelerin verdiği üçüncü sayfa cinayet haberleri kadar birbirine benzeyen insanlar oluruz.
Kimliksizler Osmanlı Özlemi içindeler..
Türklüğü ile onur duyan, kimlikli kişilikli toplumu Atatürk yarattı. Osmanlı devleti zamanında Türk demek, insanı aşağılayan bir sözcük olarak kullanılıyor, azınlıklar baştacı yapılıyordu. Bugün Osmanlı özlemi içinde olanları bir araştırırsanız ya yabancı kökenli ya da bilinçsiz, bilgisiz bir kişidir. Osmanlı devletinde hiç kimse doğum tarihini
Reklam
Bize bir lütuf gibi saadet bağışlayan değil bizde mesuliyet şuuru yaratan insanlık lazımdır.
304 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Biri tarihçi (Faruk) biri devrimci (Nilgün) biri de zengin (Metin) olmak isteyen üç gencin hikayesi. Olayların kahramanları ağırlıklı olarak gençler olduğu için bir gençlik romanı gibi görülse de aslında içinde cumhuriyetin ilk yıllarına kayda değer eleştiriler barındırır. Ayrıca "geliyorum" diyen bir askeri darbenin arifesinde ülkenin içinde bulunduğu kaotik ortamı bir yazlık yeri mekan olarak kullanarak anlatır. Kitabı okuduğumda akranım olması nedeniyle kendimi en yakın hissettiğim karakter (istemeyerek de olsa) Metin olmuştu. Zengin arkadaşlarını bir yandan eleştirip diğer yandan onlara özenmesi, fena olmayan ekonomik durumundan sürekli olarak yakınması, toplumsal sorunları umursamaması beni rahatsız etse de hayal kurup sonunda hayal kırıklığına uğraması, arkadaşları arasında kendini yalnız hissetmesi, sevdiği kız tarafından reddedilmesi 17 yaşındaki bene uyan şeylerdi. Kitabın en çok üzerinde durulması gereken karakterinden biri olan Nilgün, bu özelliğine rağmen yazarın konuşturmadığı tek ana karakterdir. Bunun nedenini bazıları genç kadının komünist olmasına bağlayarak "Türkiye'de solun sesinin duyulmamasına gönderme" olarak değerlendirse de bence bunun yanı sıra Nilgün'ün kitaptaki (sürekli geçmiş ile şimdi arasında gidip gelen bunamış babaanne dışındaki) tek kadın karakter olmasıdır. Pamuk'un da bir röportajında itiraf ettiği gibi erkek bir yazarın kadın karakterin ağzından konuşması her zaman daha zordur, özellikle daha gençlik döneminde olan bir yazar için.
Sessiz Ev
Sessiz EvOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20186,9bin okunma
484 syf.
7/10 puan verdi
Aslında sonundan başlamak istiyorum hiç tahmin ettiğim gibi değildi. Sanki kocaman değerli bir hikaye basitleşerek bitti. Hiç hoşuma gitmedi en son bölümü. sebebi itikadi yanlışlıklar olduğunu düşünmem ve yakıştıramamamdı.. Hatta ablama birkaç saat onun lafını yaptım diyebilirim :) :) Sizlerin düşüncesini değiştirmek istemem. Hani olur ya bazen
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020137,8bin okunma
Türkiye'nin Kayıp Kültürü
Toplumu diğer toplumlardan ayıran elbette gelenekleri ve kültürüdür. Kültür ise toplumların rengidir. Lale devrinde başlayan Batı özentisi kültürel sömürü, sonraki yıllarda atılan adımlarla zirveye çıktı. Taklit ederek, onlara benzeyerek kendimizi, kültürümüzü yok ettik. youtube.com/watch?v=Lmb1LSX... Müziklerini, giyimleri birebir aldık. Onlar gibi düşünmeyi, onlar gibi davranmayı meziyet sandık. Atilla İlhan yaşamış olduklarını şu şekilde anlatıyor: ''Lisede SOPHOKLES okuduk, klasik Türk musikisine sövmeyi, divan şiirini hor görmeyi, buna karşılık kötü çevrilmiş Batı klasiklerine körükörüne hayranlık göstermeyi öğrendik. Sanki Mimar Sinan Da Vinci'den önemsiz, Mevlana, Dante'den küçüktü. Itri ise Bach'in eline su dökemezdi. Aslında kültür emperyalizminin ilmiğini kendi elimizle boynumuza geçiriyorduk.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.