ahmet ümitin okuduğum ilk kitabı ve eminim ki sonda olmayacak, beni kendine o kadar hayran bıraktı ki kitabı bitirir bitirmez yazarın diğer kitaplarına bakmak istedim. türkiyede polisiye yazarlığında zirve de olan kişi olduğunu düşünmekteyim. lisanı o kadar akıcı ki içine çekiyor ve bundan zevk alıyorsunuz.
almyanda ve türkiye arasındaki tarihi ve sorunları ele alarak bize hem bilgilendiriyor hemde olay örgüsüyle birlikte cinayet çözüyoruz. açık konuşmam gerekirse olay örgüsünün içinde tarih, mitoloji olmasaydı sıkılırdım ve okumazdım ama ahmet ümit bir kitabı nasıl okutturacağını iyi biliyor.
ne kadar keyif alsamda tadımın kaçtığı yerler oldu maalesef.. türklerin arkeolojiye hiç önem vermemesi benim ciğerimi paramparça etti. dünyanın 8. harikasını kaptırmamız yetmiyormuş gibi günümüzde hala bunun üstüne durulmaması ve hala arkeolojiye önem vermemiz beni üzüyor.
kitapta öz eleştiride bulunduğum bir konu var. belki kimse okurken bunu düşünmedi ama türklerin almanyada istenmemesi bana şuan bizimde mültecileri istemediğimizi hatırlatıyor.
almanya türkiye arasındaki tarihi ustaca kaleme alınmış ve mitolojiylede bunu çok güzel süslemiştir ahmet ümit. son olarak şunu ekleyebilirim, mutlu sonlar bana bir sonmuş gibi gelmez bu yüzden kitabın bitişi beni fazlasıyla hoşnut etti.