Bir daha görememeyi yani...
İnsanlar sevdiklerinden ayrıldıklarında bir gün geriye dönebilirler hiç şüphesiz. Ama sevgiliden ayrılmak bir deniz yolculuğuna çıkmaktır. Deniz kör eder, mavi kör eder, ufuk kör eder, martılar kör eder, gece kör eder, bir daha göremez insan. Uzaklara gitmek için denize açılan kör olmayı seçmiştir her hâlde. Bir daha görememeyi yani...
"Gücünün sınırını bilmediğin bir düşmanla savaşmak... En fenası budur."
Reklam
"Başsız millet köksüz ağaç gibidir. Rüzgâr ilk çarptığında devrilir gider."
Sayfa 224Kitabı okudu
Nuh, Ut-Napiştim
Akadcanın bulunuşu Mezopotamya kazıbilimine olağanüstü geniş bir ufuk açtı. Yüzyılın ikinci yarısında başlayarak, bu yeni dilin arkasında o güne dek tarihin külü altında saklanmış çok şaşırtıcı bilgiler sökün etti. 1872'de, British Museum uzmanlarından George Smith, Mezopotamya'nın Nippur kentinde bulunmuş birtakım tabletleri incelerken, bunlardan birinin "Tufan söylencesi” olduğunu anladı (NE, 260). Böylece, insan soyunu Tufan'dan kurtarmış kişinin, Kur'an ve Tevrat'ta Tanrı'nın yazdırdığı gibi Nuh değil, Ut- Napiştim adında bir kişi olduğu ortaya çıktı.
Toparlanın artık. Kötülük bugün uyandı. Uyanan kötülüğün kapımıza dayanması artık an meselesi.
Kâfir ortada, Oğuzlar bir hilal gibi kâfir ordusunun etrafındaydı artık. Kurt kapanı kurulmuştu. Kışın köpekleri obanın dışına çıkarmak için kurtların uyguladığı taktik uygulanmış ve köpeklerin kurulan tuzağa düşmesi gibi kâfir ordusu da tuzağa düşmüştü. Şimdi yapılması gereken, bir hilal içine alınan kâfirin tek tek haklanmasıydı.
Reklam
348 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.