Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ugur

·
Puan vermedi
Nietzsche, önsözünde şöyle buyurur: "Bu kitap en azlarındır. Belki de onlardan hiçbiri yaşamıyor daha. Onlar, benim Zerdüşt'ümü anlayanlar olacaklar: kendimi, daha bugünden işitilecek kulaklar bulanlar ile nasıl karıştırabilirdim ki? Ancak öbür gündür benim olan. Kimileri öldükten sonra doğar." Kitabımız hristiyanlığa büyük bir öfkeyle eleştirilerin dile getirildiği bir kitaptır. Kitap içerisinde Hristiyanlığa lanet edilirken, Yahudilik ve Budizm kıyaslamaları çokça yapılmakta. Ancak bir şeye getirilen eleştiri diğer eşdeğer şeyleri kutsadığı anlamına gelmez. Şahsi görüşüm, "Hristiyanlığa lanet etti ama diğer dinleri kutsadı," tespitleri tamamen kitabı tekrar okunmasını gerektiren tespitlerdir. Hatta biraz ileriye gidecek olursak kitabın asıl mevzusu dinler değil, bu dinlerin bazı kavramları nasıl yok ettiğidir. Bu dinlerin içerisindeki acıma, merhamet, iyilik ve kötülük olgularının, yine bu din ve din adamları sıfatı taşıyanların elleriyle nasıl kullanıldıkları ve ne amaca hizmet ettikleri üzerinde çokça durulmuştur. Kitabın genel üslubu Nietzsche okurları için akıcı bir niteliktedir. Ancak ilk başlayanlar için tavsiye edeceğim bir kitap değildir. İyi okumalar.
Deccal
DeccalFriedrich Nietzsche · Tutku Yayınevi · 20164,000 okunma
Reklam
120 syf.
10/10 puan verdi
Kitaba başlamadan önce Schopenhauer hakkında birtakım bilgiler elde edeceğimi düşündüm ama öyle olmadı. Eserde aslında Nietzsche'nin felsefeyle ilk merhabalaşmasını, ilk adımlarını ve bu adımlarında kendine neden yoldaş olarak Schopenhauer'ı seçtiğine dair bilgiler alıyoruz. Nietzsche bu eseri Schopenhauer'ın çevresinde gelişen olaylarla ele alarak; devlet, eğitim, bilim, felsefe gibi konuları işlemeye çalışmış ve örneklerini bu çevrede vermeye çalışmıştır. “İyinin ve kötünün yaratıcısı olmak isteyen, ilk önce bir yok edici olmalıdır ve değerleri paramparça etmelidir.” ifadeleri üzerinden bir noktaya değinmek istiyorum. Nietzsche okurları şu kavramı çok iyi bilir: Üstinsan. Ama bu kitapta bu kavramı hiç görmüyoruz. Genel olarak dahi, deha, filozof ve bilgin-bilge gibi kavramlar üzerinde durulmuş. Özellikle Üstinsan'dan önce neye, nasıl baktığını görmek ve bunlar üzerindeki yorumlamalarını okumak güzel bir tat bırakıyor. Çünkü daha sonra savunacağı Üstinsan kavramı için tamamen bir yok edici olacaktır Nietzsche. Bir problemin içine dalmayı değil de bazen uzaktan bakabilmeyi, yeri geldiğinde toplumun sesi olabilmeyi, gereksiz kültürel duygusallıklarından sıyrılabilmeyi ve bunlar arasındaki dengeyi nasıl kurabileceğimize dair birçok konuya değiniliyor. Bunlar çerçevesinde ara ara geçmişe, günümüze ve ileriye nasıl bakmamız yönündeki kılavuzluklar da çok değerli görünüyor. İyi okumalar.
Eğitici Olarak Schopenhauer
Eğitici Olarak SchopenhauerFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2015953 okunma
97 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle derginin sayfa tasarımlarının diğer sayılarda daha sade olmasını diliyorum :) İçerik ve seçilen konular güzel fakat çokça yazım hatasıyla karşılaştım. Sanki öncesinde bir hazırlık olmamış da "hadi bir dergi çıkaralım" havasında, aceleye gelmiş gibi hissettirdi bana. Bazı yazılar çok yüzeysel geçilmiş. Yani daha öncesinden bilgi verilmiş de bir devam yazısıymış gibi hissettiriyor. Bir tarih hakkında bilgi veriyorsanız okuyucunun düşüncelerinde çok büyük boşluklar kalmamalı diye düşünüyorum. Bir de varsayımlar üzerinde çok durulmuş (böyle olduğunu düşünmüyoruz, bizce bu yeterli bir kanıt değil vb). Bazı konular ise bunun aksine net ifadelerle ve öncesi sonrası bilgilerle gayet doyurucuydu. İkinci sayıyı bu eksiklerle beraber takip etmeye çalışacağım.
All About History Türkiye - Sayı 1 (Kasım-Aralık 2020)
All About History Türkiye - Sayı 1 (Kasım-Aralık 2020)All About History Türkiye · Doğan Burda Dergi Yayıncılık · 2020158 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
·
Puan vermedi
Namık Kemal'in ilk tiyatro oyunu olan Vatan yahut Silistre, yurtseverlik ve kahramanlığı konu edinmektedir. Oyun 1853 Osmanlı-Rus Harbi'nde cepheye gönüllü olarak giden sevgilisinin ardından savaş alanında onunla beraber bulunmak ve onunla aynı kaderi paylaşmak için asker giysileriyle Silistre savunmasına katılan genç bir kızla sevdiği genç adamın aşkını anlatmaktadır. Oyunda izleyicilerin fazla coşkuya kapılması nedeniyle Namık Kemal tutuklanmış ve sorgusu yapılmadan Magosa'ya sürgüne gönderilmiştir. Vatan yahut Silistre Namık Kemal'in oynandığını gördüğü tek piyesidir.
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201821,4bin okunma
180 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın ismi her ne kadar Felâtun Bey İle Râkım Efendi olsa da, Ahmet Mithat Efendi'nin, Râkım'ın hikayesini anlattığı bir kitaptır bence. Çünkü kitabı yüzdeye bölecek olursak anca yüzde 20 Felâtun Bey anlatılmaktadır. Yazar açıkça Râkım'ın tarafını tuttuğu için böyle olmuş sanırım. Bana kalırsa en gerçekçi karekter Felâtun Bey karakteridir. Çünkü tamamen batılılaşmayı yanlış anlamış, kendini akıllı sanan akılsız bir herifin teki. Râkım Efendi'ye gelecek olursak böyle bir çabası olmayan ama batılı bir düşünce yapısı ve buna uygun yaşayışı olan bir karekter. Yazarın taraflı tutumu Râkım Efendi üzerinden birçok yanlış şeyleri meşrulaştırması beni rahatsız etti. Yoğunluktan dolayı parça parça okuyabildiğim için bir günlük kitabı üç günde bitirebildim. Ama akıcı bir kitap ve kısa sürede okuyup bitirebilirsiniz. İyi okumalar.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,6bin okunma
Reklam
84 syf.
·
Puan vermedi
Hikâyemize iki işçinin birbirine sataşmalı, komik diyaloglarıyla başlıyoruz. Bu kısımlar bana ilkokulda izlettirilen Hacivat ve Karagöz oyunlarını hatırlattı, keyifle okudum. Daha sonra hikayeye dahil olan Efsuncu Baba, hayatında aldığı her kararı hurafelerle ve batıl inançlara göre yorumlayan bir karekter. Bu üç karakterin yolları kesişiyor ve hikâyemiz sonunda bize çok güzel tespitler yapıyor Hüseyin Rahmi Gürpınar. 1924'te yayımlanan bu kitabın içindeki ince eleştiriler bence hâlâ geçerliliğini koruyor. Hakikati aramaktan daha kolay geliyor batıla inanmak, ona göre hereket etmek/edememek. Belki de bazılarının hâlâ işine geliyor toplumun bu gibi durumların pençesinde boğulması. Umarım uyanırız. İyi okumalar.
Efsuncu Baba
Efsuncu BabaHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı alırken izdivaç kelimesi biraz midemi bulandırdı açıkçası. Çünkü günümüz televizyon programcılığında çok büyük izleyici kitlesine sahip bu türdeki programlar ve kitlesi gerçekten katlanılamayacak türdenler. Ama korkmayın. Genellikle pek bir dayanağı olmayan mahalle dedikodularıyla dalga geçilen, içinde aşk unsurlarını da barındıran bir Hüseyin Rahmi Gürpınar eseri. Yıl 1910'lar, Halley Kuyrukluyıldızı'nın dünyaya çarpacağı İstanbul'da ve diğer tüm ülkelerde konuşulmaktadır. Başkahramanımız ise batı etkisinde olan eğitimli bir gençtir. Batıl inançlarla dalga geçmeyi çok seven kahramanımız yaşadığı kötü bir olaydan sonra kadınlardan nefret etmeye başlar ve olaylar gelişmeye başlar. İyi okumalar.
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,3bin okunma
408 syf.
8/10 puan verdi
Sabırlı olun.
Josep Conrad'ın okuduğum ikinci kitabı Lord Jim. Betimlemeleri tartışılmaz derecede iyi yapıyor Conrad. Bir geminin ikinci kaptanı olan Jim'in bir olay sonrası gemiden kaçmasıyla başlıyor her şey. Jim hayatı boyunca neden böyle yaptığına anlam veremez. Bu utancı sürekli olarak iş ve yer değişikliği yaparak örtmeye çalışır ama vicdanından kaçamaz. Geçmişi sürekli peşindedir. Sürekli kendini ispatlamaya çalışan Jim, kendini dünyadan tamamem izole etmiş bir adaya atar. Burada yerlilerle beraber geçmişindeki lekeyi temizlemek ister ve tekrar geçmişteki gibi kişiliği sınanır. Conrad'ın okuduğum iki kitabı da çok yoğun ve bazen karmaşıklaşabiliyor. Bu yüzden dikkatli ve sindire sindire okumanızı tavsiye ederim. Edindiğim izlenimlere göre sabır gerektiren bir yazar Conrad. Kitaplarını kolayca bir köşeye atmak gelebilir içinizden ama sabrederseniz kazanırsınız. İnsan ruhuna çok iyi eğiliyor ve betimlemeleriyle gerçek hayatta yaşadıklarımıza, insan ilişkilerimize ışık tutuyor. İyi okumalar.
Lord Jim
Lord JimJoseph Conrad · İş Bankası Kültür Yayınları · 2017265 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
Dalkavuklar Gecesi (1941) ve Z Vitamini (1959), yazarın yaşadığı devri, o devirdeki yetkilileri (birincisinde antik çağda muhayyel bir devlete taşıyarak, ötekinde kendi zamanından 50 yıl sonrasına taşıyarak) hicvettiği iki kısa satirik/allegorik romandır. (Arka kapak yazısı) Ben kitabın sadece ikinci bölümünü, yani Z Vitamini bölümünü incelemek istiyorum. Z Vitamini bölümünde ‘Milli Şef’lik dönemini çok sert ve hiçbir şeyin arkasına sığınmadan eleştiriyor Nihal Atsız. Türklük bilincinde ve Milli kavramlarımızdaki yozlaşmaları, önceden hapis yatmasına rağmen, büyük bir cesaretle hicvediyor. Ve bu eleştirileri yaparken de hiçbir şekilde isimleri vermekten çekinmiyor. Tabii Cumhuriyet Dönemindeki şahsiyetlerin hala objektif bir şekilde ele alınamamasından dolayı bazı olaylara yabancı kalabilmeniz pek olası. Hikayedeki ‘Beşeri Şef’ kendini, Kurucumuz Atatürk ile kıyaslıyor hatta kendini onun önüne geçirmeye çalışıyor. Atatürk’ün ölümü sonrası görülen milli benlikten kopuş ve değerlerimize verilen zararların ele alınması Atsız’ın hicivleriyle beraber ‘’Onun (Atatürk’ün) yeri doldurulamaz’’ mesajını da net bir şekilde görebilmemizi sağlıyor. Hikaye içindeki Balıklı Taşlama da hicvedilen kişilere ince mesajlar içeriyor. Okumayı düşünenlere iyi okumalar.
Dalkavuklar Gecesi - Z Vitamini
Dalkavuklar Gecesi - Z VitaminiHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20197,1bin okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
Doppler etkisi
İki çocuklu ve başarılı bir aile babası Andreas Doppler, bir gün ormanda dolaşırken bir bisiklet kazası geçiriyor. Otların arasında yarı baygın düşüncelere dalıp, uzun zamandır hissetmediği bir huzur doluyor içine ve birkaç gün sonra evini ve ailesini terk edip ormana yerleşmeye karar veriyor. Ormanda bir de geyikle arkadaşlık kuruyor: Bongo. Ve
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,4bin okunma
Reklam
376 syf.
10/10 puan verdi
Mini Spoiler !
“Bir filozofun bilgeliğini aldığında, yeniden yaratıldığı ve büyük bir adam olduğu duygusuyla dolaşır insan sokaklarda; sonra bu bilgeliği tanımayan kimselere rastlar daha çok, yani her şey hakkında açıklayacak yeni, bilinmeyen bir kararı vardır: bir yasa kitabını benimseyen de, artık bir yargıç gibi davranmasını gerektiğini düşünür çünkü.” O kadar heyecanlı okudum ki kitabı, daha orta sayfalara yeni geldiğimde nasıl bir inceleme yazmam gerektiğini düşünmeye başladım. Öyle bir inceleme yazmak istedim ki; bilgilerle bezeli, notlarla zenginleştirilmiş... Ama sonlara doğru yukarıdaki paragrafı okudum ve kafama bir çekiç yedim... ‘Filolog ve sözcüklerin adamı’ insan ruhunu öyle tahlil ediyor ki, kendi pis duygularınız bile ayna gibi karşınızda duruyor. Zaten kitabımız insan ruhuna ve düşüncelerine psikolojik bir tahlil. Nietzsche’yi anladım demek çok zor... Tavsiye listemin ilk sırasını bu kitap alacak. İyi okumalar.
İnsanca, Pek İnsanca 1
İnsanca, Pek İnsanca 1Friedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,847 okunma
488 syf.
·
Puan vermedi
Bendeki şiir; önce bir damlaydı. Rahmetli babamdan geldi, anamda biçimlendi, özlendi, bütünlendi. Çocuktum; çokluk şiir okunurdu evimizde. Anam o çağın ünlü bir ozanını (Faruk Nafiz Çamlıbel) ezbere bilirdi. Bir dergiden kesilip çerçevelenmiş bir fotoğrafı dururdu duvarda. Babam ondan çoğu kez “evimizin ikinci adamı” diye söz ederdi. Ben adamdan
Acılar Denizi
Acılar DeniziÜmit Yaşar Oğuzcan · Özgür Yayınları · 2002880 okunma
109 syf.
·
Puan vermedi
Okumalısınız.
Öncelikle şunu söyleyeyim kitap bitti ama okumam devam edecek. İsterseniz kısa sürede okuyup, kitaplığınıza koyabilirsiniz. Bu size kalmış. Ben masamın köşesinde tutacağım, çünkü her gün en az 1-2 cümlesi üzerinde düşünmek istiyorum. Okurken de muhakkak bir şeyler düşünüyorsunuz ama bir çırpıda okursanız sadece fikir elde edebilirsiniz. Ben bir fikir okuması yaptım diyebilirim kendi adıma. Örneğin, en çok alıntılanan 16 numaralı aforizma: “Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı.” ne kadar basit görünüyor aslında. Kafes, herkesin tahmin ettiği gibi bir sembol burada. Kafes kuşunu bulduğu zaman artık kuşla beraber gerçekliği hissetmek zorunda kalacak. Kafes bir gün kuşu bırakmak istediğinde, özgürlüğü için çırpınan kuş hemen uçup gidecek midir sizce? Ya da gittiğini varsaydığımız da artık kuş bir kafes arayıp, gerçekliği ve varlığı tekrar aramayı istemeyecek mi? Gibi düşüncelere yelken açıyoruz. Onun için her cümle üzerine güzelce düşünüp aydınlanmalar yaşayabiliriz, yaşatacaktır da. Keyifli okumalar.
Aforizmalar
AforizmalarFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201728bin okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
Olağanüstü
Hayata karşı artık tamamen hissizleşen karekterimiz, bir gün at yarışları izlemeye gider ve tamamen içgüdülerine yönelerek bir suç işler. Olaylar bundan sonra o kadar güzel betimleniyor ki ister istemez biz de olayların içine giriyoruz ve karekterin düşüceleriyle kendi düşüncelerimiz arasında bir alışverişe başlıyoruz. Çok kez ters köşe oldum ve bu beni daha da içine çekip artık kendimi olayların akışı içine bırakmama neden oldu. :) Bazen çok bunaltıcı olmasına rağmen kendi dünyamızda da da keşifler yaptırdıkça akıcı bir hal almaya başlıyor. Hatta kahramanımız da bunalıp artık o eski ruh halinden kurtulup kendi dünyasını keşfetmeye başlıyor ve burda sanki siz de kendinizi bulmuşsunuz gibi rahatlamaya başlıyorsunuz. Aslında her insan kendini tanıdıktan sonra hayatı, çevreyi ve insanları anlamaya başlıyor. Kahramanımız için bir sebep gerekti ve bu biraz tesadüf biraz iç dürtülerle onun karşısına çıkıp bu değişimi farketmesini sağladı. Bu bazen hata gibi görünen eylemlerde de olabilir. Hatta yazar kitabın bir sayfasında buna da değiniyor ve şöyle diyor: “İnsanların geçmişte kalan her şeyin hep bir hata ve ileriye dönük bir hazırlıktan ibaret olduğunu sanmaları genel bir delilik herhâlde.” Sonuç olarak; birçok aforizmayla bezeli bir baş yapıt. İyi okumalar.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · İndigo Yayınları · 2018143,7bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Goethe bu romanı, 1772 yılında Wetzler şehrinde avukatlık stajı yaptığı sırada tanışıp ve aşık olduğu Charlotte Buff’un kendisini reddetmesi üzerine kaleme almıştır. Roman kahramanız Werther’in, arkadaşı Wilhelm’e yazdığı mektuplar üzerinden ilerliyor. Başka bir kasabaya yerleşip, yeni çevresini ve hayatını anlattığı mektuplar zamanla aşk
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · İndigo Yayınları · 2017120,5bin okunma
111 syf.
·
Puan vermedi
Çok güzel bir eserdi, herkes bir şeyler muhakkak bulacaktır kendinde. Dili sade ve eser çok akıcıydı. Kahramanımız Meursault hayatında her olaya, hatta annesinin ölümüne bile nesnel yaklaşan bir genç. Olaylara basit ve nesnel yaklaşan ve bu basitliğin ve nesnelliğin toplumca nasıl karşılandığını anlatan bir eser. Eser öyle bir yazılmışki bir
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019111,3bin okunma
Reklam
82 syf.
·
Puan vermedi
1940’lı yıllardan 80’li yıllara kadar, Türkiye’de olan değişimler, yozlaşmalar dokuz ayrı öyküde anlatılmaya çalışılmış. Yer yer güzel mesajlar verdi ama çok da içine giremedim kitabın. Sade bir dil kullanıldığından ve 82 sayfalık bir kitap olduğundan çabucak okuyup bitirebilirsiniz. Çevremdekilere “Bunu da okumalısın” diyeceğim kitaplardan değil.
Güneşe Dön Yüzünü
Güneşe Dön YüzünüAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20121,110 okunma
157 syf.
·
Puan vermedi
Gorki’nin bu kitabında üç ayrı öykü var: Yol arkadaşım, Bir zamanlar insan olan yaratıklar ve Çelkaş. Tüm öykülerin ortak noktası arkadaşlık üzerine. Hepsi de tamamen ‘hayatın ta kendisi’ diyebileceğimiz güzellikte anlatılmış. Akıcı bir kitaptı. İyi okumalar.
Arkadaş
ArkadaşMaksim Gorki · Akvaryum Yayınevi · 20112,505 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Nasıl ve nerden başlayacağımı bilmiyorum açıkcası. Önceki incelemelere şöyle bir göz attığımda beğenen çok beğenmiş beğenmeyen hiç beğenmemiş durumda. Aslında hayatımızda berbat, rezalet dediğimiz şeylerin de, hayatımızda bazı anlamlarının olabileceğinin vurgulandığı bir kitap. Ufak bir araştırma yaptığımda Amerika’da tüm demokrat eyaletlerde bu
Çavdar Tarlasında Çocuklar
Çavdar Tarlasında ÇocuklarJ. D. Salinger · Yapı Kredi Yayınları · 202159,1bin okunma
170 syf.
·
Puan vermedi
Uçmayı Öğretemediklerine Çabuk Düşmeyi Öğret
Nietzsche’nin sadece bir kitabını okumuştum ve cidden çok ağır gelmişti. Ama o anlatmanın hazzını, anlaşılabilmenin uğruna çırpınışları ve bununla beraber boş vermişlikleri derinden hissedebiliyordum Nietzsche’nin kendi kitaplarında. Bu sebeple kendisine bir merak uyandı bende ve kitaplarını okumadan önce kendisini tahlil etmiş bir yazardan okumayı düşündüm ilk olarak. Şüphesiz Zweig bunu çok iyi yapmış diyebilirim. Nietzsche’nin amacı neydi? Nietzsche ne demek istiyordu? Hangi sistemi, hangi dünya görüşünü kurmaya çalışıyordu? Gibi soruların artık bırakılması gerektiğini ve bunların neden sorulmaması gerektiğini açıklıyor Zweig bizlere. Kitabı farklı şekillerde ele alabilirsiniz. Nietzsche okumaya başlamadan önce bir ısınma turu, Nietzsche’nin eserlerini okuduktan sonra boşlukları doldurma adına bir son yudum veya ikisi de. Karar sizin. :) Ben Nietzsche’nin eserlerini okuduktan sonra tekrar okuyacağım bu eseri. İyi okumalar.
Nietzsche
NietzscheStefan Zweig · Zeplin Kitap · 20181,381 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
Liebe Frida
Kitabı yazar ve çevirmen üzerinden değerlendirecek olursak akıcı ve etkileyici bir sunum yapılmış okurlara. Sıkılacağınızı düşünmüyorum. Alıntılar ve mektuplar çok güzel şekilde yerleştirilmiş esere ve bu da akıcılığı sağlayan etken olmuş. Kitabın bitiminde Frida Kahlo’nun yapmış olduğu eserler yer almakta. Zaten kitabı okurken bu eserlerle ilgili bilgiler veriliyor. Ben de bu verilen bilgiler doğrultusunda portreler hakkında bilgi edindiğim için mutluyum. Çünkü resim sanatından anlamam ve bir resmi okuyup, yorumlayamam. Resimler de kitaplar gibi okunması gereken eserlerdir. Bunun için önerim; verilen bilgiler doğrultusunda, hemen kitabın sonunda bulunan eserleri okurken incelemeniz. #Spoiler# Kitap'ta anlatılan Frida Kahlo’yu derince yorumlamayı düşünmüyorum. Herkes okuyup kendisine pay çıkarabilir, kendi hayatının zorlukları üzerinden değerlendirmeler yapabilir. Hayatında geçirdiği kaza bir dönüm noktası olmuş. Kazada, elleri ve portrelerinde kullandığı yüzüne bir şey olmaması sanırım bu dönüm noktasının özeti. Hayatımızda başımıza gelen her şeyin bir nedeni vardır ve Kahlo’nun başına gelenlerde muhakkak bir nedene bağlıydı, bunu gördüm. Yaşamının son zamanlarında kendisi şöyle diyor: “Bedenim hep yolumu kesti benim.” Bir kaza olmasaydı bugün Kahlo’yu tanır mıydık, bilmiyorum. Eğer sağlıklı bir bedene sahip olsaydı resimde bu kadar ısrarcı olur muydu, onu da bilmiyorum. Bilinen tek şey her şeyin bir nedene bağlı olduğu...
Frida Kahlo
Frida KahloRauda Jamis · Everest Yayınları · 20184,696 okunma
140 syf.
·
Puan vermedi
Toplam 3 kısım ve 16 öyküden oluşuyor ‘Değirmen’. Kitabın önsözünde Sabahattin Ali bizlere ufak bir açıklama yaparak başlıyor ve açıklamanın sonunda “İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim.” diyerek, ince bir kibarlıkla bitiriyor sözlerini. Bende kitabı okurken ufak tefek tahminlerde bulunmaya çalıştım ve kendi kendime; acaba elinde olsa hangi öyküleri bizimle paylaşmazdı diye düşünmeye çalıştım, ama bir sonuca varamadım. :) Kitaba dönecek olursak birbirinden bağımsız 16 öykü yer alıyor. Ben 1. kısmın tamamını bir bütün olarak beğendim. Diğer bölümlerde de etkilendiğim öyküler yok değildi. Herkesin kendine pay çıkaracağı öyküler barındıran bu kitabı okumak kimsenin zamanını çalmaz diye düşünüyorum.
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,6bin okunma
Reklam
143 syf.
·
Puan vermedi
Alın paltonuz sizin olsun!
Gogol ile tanıştığım kitaptır. Alt tabaka ve üst tabakayla ince bir çizgide daha güzel alay edilemezdi. İlk hikayede köpeklerin mektuplaşmasında çok güzel mesajlar aldım ve beni baya baya güldürdü. Herkesin bir şeyler çıkaracağı kesindir, okumalısınız. :)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Burun - Fayton - Palto)
Bir Delinin Hatıra Defteri (Burun - Fayton - Palto)Nikolay Gogol · Panama Yayıncılık · 201855,4bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle şunu söyleyeyim: Yoruldum! Değerlendirmeler ve çoğu insanın anladığı gibi bir hukuk sistemini, kanunları, bireyleri v.b eleştirileri rahatlıkla görebiliyoruz. Ama göremediğimiz o kadar çok şey var ki... Bazen sinirlendim ve “Ne söylemek istiyorsan açıkça söylesene be adam!” diye bağırmak istedim kitaba karşı, Kafka’ya karşı. İster istemez düşünüyorsunuz, düşünmeye başlıyorsunuz ama daha sonra farkediyorsunuz ki artık eserle birlikte ve tamamen eserden bağımsız şeyler düşünmeye başlıyorsunuz. Her karekterin, her tablonun, her duvarın bir temsil ettiği bir şey var ve bunun sadece ön yüzünü görebiliyoruz. Kitaptan yapacağım bir alıntıyla bitirmek istiyorum düşüncelerimi: “Yazı değişmez ve görüşler çoğu zaman bu konudaki çaresizliğin ifadeleridir.”
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,1bin okunma
375 syf.
10/10 puan verdi
Bazen, bazı karekterlerden nefret edip daha sonra tekrar sevmeye başlıyorsunuz. Karekterleri bazen babanız bazen kardeşiniz gibi düşünüyorsunuz, düşünmeye başlıyorsunuz... Bazı kitaplar vardır, sabırla okumayı gerektirir ya hani, bu kitapta ise sabırsızlıkla diğer sayfaya geçmek için can atıyorsunuz ve kitabın sonunda ‘Yeşil Elma’ gibi bazı konularda düşünmeye, olgunlaşmaya başlıyorsunuz. :)
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,3bin okunma