Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
242 syf.
8/10 puan verdi
Ötekiler kimlerdir ve bunların hak'ları nereden gelir? Öteki, bizden olmayanı kasteder elbette. Fakat açıklama bu haliyle yeterli midir? Çünkü aslında herkes, bir diğerine göre öteki değil midir? Bu durumda öteki hakları diğer insanları kastedebileceği gibi hayvanları da kastedebilir. Sadece burada da durmakla kalmaz, bitkileri ve nihayetinde
Ötekilerin Hakları
Ötekilerin HaklarıSeyla Benhabib · İletişim Yayınları · 201410 okunma
736 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 günde okudu
Hekimler Hekimi İbn-i Sina
Selam herkese Uzun bir yorum olacak, pişman olmayacaksınız. Okumaktan büyük keyif aldığım ve sanki beni uzun bir yolculuğa çıkardığını hissettiğim en sevdiğim kitaplar arasında yerini alan bir eser oldu İbni Sina’nın Talebesi Hekim. Yüzyıllar boyunca gerek batıda gerek doğuda tıp alanının ilk ve tek başvuru kaynağı olan El-Kanun fi’t-Tıbb’ ı
İbni Sina'nın Talebesi Hekim
İbni Sina'nın Talebesi HekimNoah Gordon · Yurt Kitap Yayın · 2001635 okunma
Reklam
"Fert başına düşen milli geliri on beş bin doların üstünde olan ülkelerin vatandaşlığına kapağı atmış ya da oralarda doğmuş ve Üçüncü Dünya ülkelerindeki sorunlar hakkında sanat eserleri ve­ren bütün orospu çocuklarından bahsediyorum! Cezayir'deki iç savaş hakkında bir bok bilmeden filmler çeken Fransızlardan, Türkiye'den bir bok
Sayfa 188 - Doğan Kitap, 47. BaskıKitabı okudu
366 syf.
9/10 puan verdi
·
26 günde okudu
Kitaplarla Dünya Turu - Pakistan
Dünya edebiyatı denilince ilk akla gelen Avrupa ve Latin Amerika dışındaki ülkelerin edebiyatlarına elimden geldiğince göz atmaya çalışıyorum. Benden Öte kütüphanede tesadüfen rastladığım bir kitap. İyi ki de rastlamışım. Pakistan’daki yaşama, özellikle kırsal kesimdeki yaşama açılan bir pencereyi az önce kapatmış oldum. Kitapta ilk sahne Meryem’in. Meryem eşi ve çocukları ile yaşayan göçebe bir kadın. Annesinden gelen mistik bir tarafı var. Daha sonra sahneye Nadir ve Farhana giriyor. Amerika’da yaşayan Pakistanlılar. Nadir ve Farhana bir gezi için memleketlerine geliyor ve yolları Meryem ile bir şekilde kesişiyor. Gurbet, kırsalda yaşam, birilerine boyun eğme mecburiyeti, annelik, yas, aşk vesaire… Romanda hepsi var ama beni en çok yasın anlatıldığı kısımlar etkiledi. Ben çok severek okudum, dünya edebiyatı sınırlarınızı genişletmek isterseniz bir göz atın derim.
Benden Öte
Benden ÖteUzma Aslam Khan · Erdem Yayınları · 201610 okunma
Gerçeğin sırlarını çözmek, yasalarını ortaya çıkarmak, insanoğlunun bilim ve sanattaki yaratıcılığına yolları açmaktır, ülkeler fethetmek değil. Bu anlayışını Atatürk 1923 yılında İzmir'de Türkiye 1. İktisat Kongresi'ni açış söylevinde daha açık, daha somut bir biçimde dile getirmiştir: "Fatihler Türk ulusunu peşlerine takarak kılıçla ülkeler alırken, kılıç sallayıp dururken ele geçen ülkelerin halkı kazandıkları bağışlar ve ayrıcalıklarla sabana yapışıp toprak üzerinde çalışıyorlardı. Kılıçla toprak alanlar sabanla toprak işleyenlere yenilmek ve sonunda yerlerini onlara bırakmak zorundadırlar. Osmanlıların başına gelen de budur işte! Bulgarlar, Sırplar, Macarlar, Romenler sabanlarına yapışmışlar, varlıklarını korumuşlar, güçlenmişler, bizim ulusumuz da böyle fetihlerin arkasında sergerdelik etmiş ve kendi yenik ve bitik düşmüştür. Bu, bir gerçektir ki tarihin her döneminde ve dünyanın her yerinde böyle olagelmiştir. Nitekim Fransızlar Kanada'da kılıç sallarken oraya İngiliz çiftçisi yerleşivermiştir. Bu uygar sapan'la döğüşçü kılıç savaşmasında en son kazanan sapan olmuştur. Saban, Kanada'yı kılıcın elinden almıştır. Kılıç kullanan kol yorulur, ergeç kılıcı kınına koyar ve kılıç da kınında paslanır gider, ama saban kullanan kol gün geçtikçe daha da güçlenir, güçlendikçe de daha çok toprağı alır ve işler"
Sayfa 63 - Cumhuriyet, Ağustos 1997Kitabı okudu
Duygular, duygular, duygular. Bırak kentleri, bırak yapıların görkemini, yoksulluğunu, bırak yolları, istasyonları, insanları, yabancıları, sevdiklerini, çocukluğunu, ölen uzaklardaki insanlarını, bırak, bırak, bırak içinde seni kemiren seni bırak. Bak, nerelere varıyor gökyüzü. Hangi zamanlara. Hangi sonsuzluğa. GİT. Varışımdan yirmi saat sonra Viyana'dan uzaklaşırken, geniş trafik yollarının kavşaklarında gazete satan uzak ve yoksul ülkelerin kara insanları, gene acıya boğuyor beni. Yaşamlarının, sorunlarının güçlükleri, onları Orta Avrupa'ya sürükleyen yoksulluk karşısında hak edilmemiş mutluluklara, rahatlıklara duyulan öfke. Çelişkiler o denli iç içe ki, ne gitmekle, ne de kalmakla çözümleniyor. Giderek büyüyor. Öfkenin derin boyutlarında, huzursuzlukların acılarında.
Sayfa 47
Reklam
73 yıldır bölgesinde bir huzur adası şeklinde mevcudiyetini sürdüren Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin jeopolitik konumundan kaynaklanan önemi bugün de devam etmektedir. Bölgede menfaati olan güçler menfaatlerine etkisi olabilecek güçlü bir Türkiye istememektedirler. Buna çevre ülkelerin tarihten gelen menfur emelleri de eklendiğinde ülkemizin devamlı bir tehdit altında bulunduğunu söylemek mümkündür. Ülkemizdeki birlik, beraberlik ve bütünlük, güçlülüğümüzün göstergesidir. Oysa ülkemiz üzerinde milli menfaatleri olan güçler GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE görmemek için bütün yolları denemektedirler. Bayrağımız, şanlı tarihimiz ve milli bütünlüğümüz yanında en çok yıpratılmak istenen eserlerimizin başında Atatürk ve O'nun düşünceleri gelmektedir.
Sayfa 32 - Harp Akademileri Basımevi, Mart 1996, İstanbul
Yokuşu çıkıyorum. Sıcakta biraz güç. Camları açıyorum. Karşımda göl gibi Boğaz. Vaniköy’ün gerisi yemyeşil sahili kaplıyor. Tahta evler, ağaçlar, çatılar, yokuşlar. Arnavutköy, bu büyük kent içinde yolları, Rum balıkçıları, deniz kıyısındaki meyhaneleri ile kentin en az bozulmuş semtlerinden biri. Bu mavi Boğaz parçası, bu yeşil Vaniköy sahili, iskeleye uğrayan küçük vapurlar, denizin tüm kesitini kaplayarak geçen büyük şilepler, uzak ülkelerin özlemini getiren beyaz yolcu gemileri, canlı çarşı sokaklarını kaplayan tahta evler, Akıntı Burnu’nu dönerken başlayan güçlü rüzgâr. Karşımızda doğan güneş. Sisle beyazlaşan sabahlar. Yalı camlarına kıpkırmızı yansıyarak batan güneş. Deniz yüzeyini dolduran martılar.
Tezer Özlü
Tezer Özlü
Freud
_Söz ile Sihir eskiden aynı şeydi; sözlerin sihirli güçleri vardır. _Sevgi ve sinir doğru orantılıdır. _Aşk yoktur; libido vardır. Aşık insan deIidir. _Dünün mutsuz çocukları, bugünün psikopatlarıdır. _Hiçbir önerme, kendi kendisinin kanıtı olamaz. _Sanat, çocukluk tecrübelerinin büyüklüğe
408 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Marco Polo Seyahatnâmesi'yle İtalyan seyyah Marco Polo'nun gözünden 13. yüzyıl Orta Doğu ve Orta Asya topraklarına yolculuk yapabilirsiniz. 1271 yılında Venedik'ten yola çıkan Marco Polo, ilk olarak Ermenistan'ı ziyaret ediyor. Daha sonra Gürcistan, İran, Hindistan, Çin ve Türkistan gibi coğrafyalarda bulunuyor. Keşifleri sırasında o dönemin güçlü Moğol lideri Kubilay Han'la yolları kesişiyor ve bir dönem Han'ın himayesine giriyor. Marco Polo Moğol halkı başta olmak üzere farklı halkların eğitimi, yeme içme ve sosyalleşme kültürü, gelenek görenekleri, savaşçı özellikleri ve geçim kaynakları hakkında detaylı bilgi veriyor. Buradan edindiğiniz bilgilerle 13. yüzyılda yaşamış çeşitli coğrafyalardaki halkların kültürlerini kıyaslayabilir, sosyal ve ekonomik açıdan ne düzeyde geliştiklerini tespit edebilirsiniz. Polo, hanedan üyeleri ve üst düzey yöneticilerle ilgili bilgi de verdiği için dönemin siyasi rekabetlerini farklı bir perspektiften değerlendirebilirsiniz. Ülkelerin renkli kültürleri hakkında fikir sahibi olmak için Marco Polo Seyahatnâmesi'ni keyifle okuyacağınızı düşünüyorum. Betimlemeleri ve çizimleriyle size eşlik edebilecek seyyahtan pek çok yeni bilgi öğreneceğinizi umuyorum. Keyifli okumalar dilerim
Marco Polo Seyahatnamesi
Marco Polo SeyahatnamesiMarco Polo · Panama Yayıncılık · 202156 okunma
131 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.