Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uğur Mumcu
Gazetecilik; Yeni Ortam gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975’ten itibaren Cumhuriyet’te "Gözlem" başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansında çalışmaktaydı. 1975 Mart'ında makalelerinden oluşan Suçlular ve Güçlüler adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen'le birlikte hazırladıkları,
Ültimatom Oyunu
İnsanlar doğaları gereği eşittir, eşit olmayan toplumlar hınç ve tatminsizlik yüzünden iyi işleyemez.
Sayfa 151 - Kolektif Kitap
Reklam
"Ültimatom oyunu deneysel ekonomi ile ilgilenen bilim adamları tarafindan üzerinde çok çalışılmış basit bir pazarlık oyunudur.."
Avcı-toplayıcıların eşitlikçiliği, kaynakların bölüşümü konusu­na kafa yormamızın ardında uzun bir evrim tarihi olduğunu düşündürür. Avcılar , kendi ailelerini ve dostlarını kayırmasınlar diye, av­ladıkları hayvanı bölmelerine bile izin verilmezdi.Dünya çapında Ültimatom Oyunu oynayan antropologlar insanların her yerde eşit­liği önemsediğini
"Ultimatom pazarlık oyunu" diye bilinen bir oyunu ele alalım. Adam'a nakit 100 pound verilmiş ve bunu Bob'la paylaşması söylenmiştir. Adam, Bob'a ne kadar vermeye niyetli olduğunu belirtmelidir ve şayet Bob teklifi reddederse, oyunculardan ikisi de hiçbir şey elde edemeyecektir. Şayet Bob kabul ederse, Adam ne teklif ettiyse onu alacaktır. Adam'ın Bob'u da akılcı biri olarak gördüğünü varsayarsak, Adam açısından mantıklı olan tutum, Bob'a devede kulak bir rakam, diyelim ki 1 pound teklif edip, geri kalan 99 poundu kendine saklamasıdır. Bob akılcı davranarak bunu kabul etmelidir çünkü 1 poundu olması, teklifi reddedip hiçbir şey alamamasından daha iyidir. Fakat Adam rolünü oynaması istenen pek az insanın bu denli gülünç bir rakamı teklif etmesinin yanı sıra, Bob rolünü oynayan daha da az sayıda insan da böyle kıt bir miktarı kabul eder. Gerçek Adam'lar tarafından en fazla sıklıkla yapılan teklif 50 pounddur. Psikolojideki diğer birçok oyun gibi, ultimatom pazarlığı oyununun amacı ne denli mantıksız davrandığımızı ve bu hakikat karşısında hayrete düştüğümüzü ortaya koymaktır. (...) İnsanlar kendi çıkarlarına göre davranmak kadar adil olmaya da özen gösterirler. Adam'ın konumundaki birinden, kendilerine böylesine gülünç bir rakam önerilmesini beklemezler ve bunu reddederler; zira mantıksızcasına bir dikbaşlılık bunu insanlara anlatmanın iyi bir yoludur. Aynı şekilde, Adam rolünü oynadıklarında, gelecekte güvene dayalı fırsatlar gündeme gelirse, ne denli adil ve güvenilir olduklarını göstermek için yarı yarıya, "adil" bir teklif yaparlar.
Sayfa 175Kitabı okudu
İlginç
Ünlü araştırmacı Matthew Lieberman denekleri fMRI makinesinin içine yerleştiriyor ve onlara bir oyun oynatıyor. Bu oyun sırasında da beyin etkinliklerini ölçüyor. Oyunun adı da ültimatom oyunu. İki oyuncu var. Biri verici, diğeri alıcı. Lieberman vericiye 10 dolar veriyor. Verici, bu paranın istediği kadarını alıcıyla paylaşabilir. isterse 1 dolar verir, isterse 9, isterse 5. Alıcı teklif edilen parayı kabul ederse, ikisinin de parası oluyor. Ama reddederse, ikisi de hiçbir şey kazanamıyor. Rasyonel bir alıcı 1 dolar bile kabul etmelidir çünkü 1, O'dan daha fazladır ve alıcı karda olacaktır. Ama Lieberman enteresan bir şey keşfediyor. Çoğu alıcı 5 doların altındaki teklifleri reddediyor. Hiç para kazanmamayı, az para kazanmaya tercih ediyor. Neden? Çünkü insanlar için adalet ve adil olmak, çoğu zaman para kazanmaktan daha önemlidir. Araştırmadaki asıl can alıcı nokta, deneklerin beyin hareketleri incelenince keşfediliyor. Verici, alıcıya adil olmayan bir paylaşım sunarsa, alıcının beyninde dAAC bölgesi etkin hale geliyor. Burası ne bölgesi biliyor musunuz? Fiziksel ve sosyal acıyı yöneten bölge. Yani, adaletsizlik duygusu resmen beyinde acı olarak algılanıyor. Peki, adil bir paylaşım olursa, beynin neresi etkin oluyor? Beynin VfA ve NAcc bölgesi. Yani, keyif ve zevk duygusunu yöneten bölge. Yani, adalet duygusu insana keyif veriyor. Peki, acaba ödül adalet duygusunu besler mi, zarar mı verir?
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Biliminsanları bir milyon kişinin 100 milyar doları paylaşmaya çalıştığı bir Ultimatom Oyunu deneyi yapmayı başarabilselerdi, kim bilir nasıl sonuçlar elde edilirdi? Muhtemelen tuhaf ve nefes kesici yeni dinamikler gözlemlenirdi. Bir milyon insan topluca karar veremeyeceğine göre her grup küçük bir yönetici elit oluşturabilirdi. Bir grup 90 milyarı kendine saklayarak karşı tarafa 10 milyar dolar önerseydi sonuç ne olurdu? İkinci grubun liderleri bu haksız teklifi memnuniyetle kabul edip 10 milyarı İsviçre'deki banka hesaplarına akıtırken ödül ve cezalarla grup arkadaşlarının isyan etmesini engelleyebilirdi. Yönetim, muhaliflerin derhal cezalandırılacağına dair tehditler savurabilir, sabırlı ve uyumlu davrananlara öteki dünyada sonsuz ödüller vaat edebilirdi. Antik Mısır ve 18. yüzyılda Prusya'da bunlar yaşandı ve dünyanın her köşesindeki sayısız ülkede işler hâlâ böyle yürüyor. Bu tehdit ve vaatler istikrarlı hiyerarşiler ya da kitlelerarası işbirliği ağları yaratabiliyor, tabii insanlar bu düzenin insanların kaprisleri yerine doğanın değişmez kanunları ya da tanrının kutsal emirleri olduğuna inandığı sürece.
Sayfa 152 - Kolektif KitapKitabı okudu
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.