Sen hiç sevdin mi senin olmayacak birini.?
Bugün de olduğu gibi, yarın da olacağı gibi.
Aklımdasın, saklımdasın, yüreğimin en derin yerindesin. Buram buram, hasret kokuyor her bir yanım.
Sen hiç görmediğin birinin gözlerini her gün, her saat anımsadın mı.?
Hiç tutamadığın elleri aradın mı.?
Hiç koklayamadığın tenin kokusunu, bu
[Bu kitap Lösemili Çocuklar yararına yazılmıştır. Geliri dernekler vasıtasıyla lösemili çocuklara bağışlanacaktır.]
Böyle bir projede yer aldığım için kendimle gurur duyuyorum. Dileğim, bir çocuğun kalbine umut olabilmek.
Kitabı yazar arkadaşlarım ile ilmek, ilmek işledik. Her detayı emek ve umut kokuyor. Biz kalemimiz ile kendimizi gösterdik. Geri kalanı sizlere emanet. 💖
yaraticiatolyemiz.com/product-page/du...
Buram buram eskilerin naifliği ve aşkın tarifi kokuyor...
Bahri hocamızın şiirlerini okurken özellikle tarihlerin 80'ler, 90'lar ve 2000'li yıllara dayanmış olması o naifliği fazlasıyla hissettiriyor. Duygularını şiirlere o kadar güzel işlemiş ki, gerçekliği de aslında ön plana çıkardığını söyleyebilirim. İçinden gelerek yazmış
"Ve umut ederim Mescid-i aksa'yı. Biraz buruk ama tatlı bir hüzünle doluyken için, hayaller düşer payıma ve merak ederim hep nasıl kokuyor Mescid-i aksa? "
Yazarın kendi deyimiyle "Masumiyet Müzesi her şeyden önce aşk hakkında bir düşünmedir."
Bahsi geçen aşk -ki bence takıntı- alıştığımız standartların dışında geliştiği için insanda bir hayranlık uyandırmaktan uzak.Partnerler arasındaki yaş farkı,hatta birinin 18 yaşına yeni girmiş olması,ve hatta bir diğerinin evlenmenin eşiğinde olması
.
Etrafımızın kalabalık olması, yalnız olmadığımız anlamına gelmiyor. Etrafımızda onlarca insan olsa da yalnızız. Ve bu kötü bir şey değil. Hayat devam ettiği sürece birileri gelecek, birileri gidecek. Birileriyle mutlu olacak, birileri ile mutsuz olacağız. Bunu kabul edelim. Hayat hep mutlu olunacak bir yer de değildir; bunu da hatırlayalım. Bazen mutsuz da olmalıyız ki mutluluğun hazzını, hakkını vererek yaşayabilelim.
Yalnızlık bir ihtiyaçtır. Bazen kendimizi omuzlarımızdan öpmenin, hakkımıza girdiğimiz anların özrünü kendimizden dilemenin bir yoludur. Unutmayalım ki yalnız olmak, kalabalıklar arasında yalnız kalmaktan daha iyidir.
Kitap bunun gibi deneme türünde, çeşitli hikayelerle, bazen bir inceleme şeklinde yazılmış olan bir kitap. Bazen motivasyon verici hikayeler şeklinde anlatımlarla etkileyici bir eser ortaya çıkmış. Sayfa aralarında büyük şair ve yazarların sözlerine de yer verip, ruhu doyurucu kısa öykü ve mektuplara da yer verilmiş. Türü sevenlere tavsiyemdir.
#GittiğimHerYerdeÇiçekAçacağım
^
^
#alıntı
Çabamın beni incittiği yerdeyim. Kimseye benzemeyip kendim kalacağım. Beni ben yapan her şeye sıkı sıkı sarılacağım. İyi olmaktan, iyi kalmaktan bir an olsun vazgeçmeyeceğim.
^
Sevgili yavrum, her şeyi sev ama hiçbir şeye sonsuza kadar sürecek diye umut bağlama.
^
Zeytinin ve incirin hatırı büyüktür, ant olsun ki göğsümde büyüyen o çiçek senin adınla kokuyor.
^
^
#hayykitap #alibayamgregor #leylanınkitapütopyası #bloghemsire #deneme #motivasyon
Mühürlü bir dünyanın kapıları açılıyor bu gece.
Çalsın davullar , kadehler dans etsin,sen huzur veren bir taş plak ol..
Bu gece öyle bir gece ki ,
Bu gün kışın en çetin günü,
Bugün olanaksızlar olanaklı,
Fahişeler dindar, ırgatlar patron,dindarlar hayat insanı olmuş.
Bu gece tüm şehir çığlık çığlığa.
Herkes şanına yakışır şekilde bu günü kutluyor
Ayfer Tunç kaleminden kısa öykülerden oluşan keyifli bir kitap. Romanları kadar öyküleri de bir o kadar başarılı yazarın. Kısa hikayelerin kurgularını çok güzel işlemiş. Gündelik hayatta fark etmediğimiz şeyleri yazar çok güzel tasvir etmiş. Buram buram yalnızlık kokuyor her öykü. Sıradan denebilecek yaşamları öyle güzel bir dille anlatıyor ki apayrı bir keyif kalıyor kitap bittiğinde. Umut dolu kitaplara, keyifli okumalar...
Sen geliyorsun içimin dağınıklığı toplanıyor. Baş köşede beş yüz yıldır var gibisin. Ellerim seni biliyor. Yüzüm sana tapınak.
Sen varsın, evim ömrüm sen kokuyor. Bütün kötüler şehri terk ediyor ve hiçbir kötülük barınmıyor yurdumda.
Sen geliyorsun mahallemde çocuklar koşturuyor.En güzel şarkıları dinliyorum seninle konuşurken. Beş yüz yıldır seviyormuş seni kalbim.İçimdeki eşyalar yer değiştiriyor. Sen geliyorsun her şeyi unutuyor aklım.Aklım güzelliğini almıyor. Senin adın ağzımdan çıkarken,dünyanın en güzel kirpikleri yan yana diziliyor.Sanki denize bakar gibi gülümseyişin takılıyor ellerime.Sen geliyorsun, ben kalamıyorum kendimde.
Yüzümü avuçlarına aldığında,
Ellerin annem oluyor.
Bu nasıl bir kusursuzluk,
Biliyorsun değil mi sevdiğim?💛
-Umut Güner
Sen geliyorsun içimin dağınıklığı toplanıyor.
Baş köşede beş yüz yıldır var gibisin.
Ellerim seni biliyor.
Yüzüm sana tapınak.
Sen varsın, evim ömrüm sen kokuyor.
Bütün kötüler şehri terk ediyor ve hiçbir kötülük barınmıyor yurdumda.
Sen geliyorsun mahallemde çocuklar koşturuyor.
En güzel şarkıları dinliyorum seninle konuşurken.
Beş yüz yıldır seviyormuş seni kalbim.
İçimdeki eşyalar yer değiştiriyor.
Sen geliyorsun her şeyi unutuyor aklım.
Aklım güzelliğini almıyor.
Senin adın ağzımdan çıkarken, dünyanın en güzel kirpikleri yan yana diziliyor.
Sanki denize bakar gibi gülümseyişin takılıyor ellerime.
Sen geliyorsun, ben kalamıyorum kendimde.
Yüzümü avuçlarına aldığında,
Ellerin annem oluyor.
Bu nasıl bir kusursuzluk,
Biliyorsun değil mi sevdiğim?
Sen geliyorsun içimin dağınıklığı toplanıyor. Baş köşede beş yüz yıl var gibisin. Ellerim seni biliyor. Yüzüm sana tapınak. Sen varsın, evim ömrüm sen kokuyor. Bütün kötüler şehri terkediyor ve hiçbir kötülük barınmıyor yurdumda. Sen geliyorsun mahallemde çocuklar koşturuyor. En güzel şarkıları dinliyorum seninle konuşurken. Beş yüz yıldır seviyormuş seni kalbim. İçimdeki eşyalar yer değiştiriyor. Sen geliyorsun her şeyi unutuyor aklım. Aklım güzelliğini almıyor. Senin adın ağızımdan çıkarken, dünyanın en güzel kirpikleri yan yana diziliyor. Sanki denize bakar gibi gülümseyişin takılıyor ellerime. Sen geliyorsun, ben kalmıyorum kendimde.
Yüzümü avuçlarına aldığında, ellerin annem oluyor.
Bu nasıl bir kusursuzluk biliyorsun değil mi sevdiğim?
Sevginin kesintisiz bir şey olduğuna inanmıyordum. Sevgi doğuyordu. Sonra bir gün ölüyordu. Ölünce hiç doğmamış gibi oluyordu.
.
Delirmemek için ilaç alıyordum. Delirmekten kastım, aklımın başımda olmayışı değildi. Aksine, aklım fazlasıyla başımda olduğu için delirmekten korkuyordum.
.
Geçmiş çünkü, ne yaparsan yap, yok olmuyordu.
.
Yaşamak