Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben diğer kızlar gibi, onların mutluluk özlemlerini gerçeğe, sessiz tahminlerini tatlı bir tecrübeye dönüştüren ve onların kavrayamadığı ama kızlıklarının üzerine gölgesini düşüren, onlar bekledikçe giderek daha da tehditkâr hale gelen o belirsiz, tanımlanmamış acılarından azat eden beyaz atlı prenslere hiçbir zaman inanmadım.
Louise onu gördüğü için mutluydu fakat eskiden aralarında olan kıvılcımın artık olmadığını hissedebiliyordu.
Sayfa 44
Reklam
Bir daha o kadar derinden yara almamak için hiç kimseye tümüyle güvenmeyecekti.
Sayfa 42
“Ama bazen insanların zayıflıkları onların güçlü yanları olabilir.”
Sayfa 26
412 syf.
9/10 puan verdi
"Sözü eyleme dönüştürmek isteyenler vardık. Çok azdık."
Şuan bu sitede Dursun Akçam'ın okunma sayısı "44" Söz eyleme nasıl dökülür? Şair Ergin Günçe'nin bir cümlesi var: "Bildiri olup dağılmalı insan büyüyünce" evet dağıldık ama bildiri olarak değil değerlerden, mücadeleden, okuma eyleminden, gerçek yazarlardan uzaklara doğru dağıldık. Merkezde kalan bir avuç insanı da Dursun Akçam
Kanlı Derenin Kurtları
Kanlı Derenin KurtlarıDursun Akçam · May Yayınları · 197442 okunma
Ben diğer kızlar gibi,onların mutluluk özlemlerini gerçeğe,sessiz tahminlerini tatlı bir tecrübeye dönüştüren ve onların kavrayamadığı ama kızlıklarının üzerine gölgesini düşüren,onlar bekledikçe giderek daha da tehditkar hale gelen o belirsiz,tanımlanmamış acılarından azat eden beyaz atlı prenslere hiçbir zaman inanmadım.
Reklam
unutulmuş kızlar balladı
eski şarkılara mı yoksa saklanmışlar tramvay duraklarına belki rüyaların harcanmış mutluluk ümitleridir yaşar içinde bir yerinde mutsuz ihtiyarların unutulmuş kızları mevsimlik sevdaların
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 27. Basım, yanlış balladlarKitabı okudu
tarih insanın değişmediğini gösteren bir araç
Kadınlar birbirleriyle konuşur, görüşür, eğlenirlerdi. Kendilerine mahsus eğlenceler ve zevkleri vardı. Moda yoktu.. Annelerinin esvaplarını kızlar giyer, büyükninelerinin mücevherlerini torunlar takardi. Kadınlar tıpkı bir gelincik çiçeği gibi parlarlardı. Erkekler yalnız kadınlarını tanırlar, işlerinden sonra erkence evlerine gelirler, zevcelerine doyulmaz aşk ve muhabbet sahneleri ibda ederlerdi. Kıraathaneler, gazinolar, birahaneler, kulüpler, tiyatrolar, bekarhaneler, bütün bu Türk erkeklerini eşlerinden ayıran; zavalli Türk kadınlarını tenha evlerde unutulmuş bir bekçi gibi birakan felaket mahalleri yoktu. Kadınlar erkekleriyle üzülmeden yaşıyor, mesut oluyorlardı. Bugün Frenkçe okumak, mütemadiyen "esvap" degiştirmek, moda yapmak, üstünlük taslamak,.. çılgınlıkları kadınları mutsuz ediyor.
Sayfa 91 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
161 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.