Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
"Demek ki bazı acıları ölüm bile unutturamıyor, bazı davranışlar ölümden sonra bile bağışlanmıyor." diyor, Livaneli. Bu sözü okuduktan sonra kitabın kapağını kapatıp yaklaşık bi beş dakika düşündüm. Çünkü benim çokca fazla vardır "bunu ölsem unutmam" dediklerim. Peki ölseler unutur muyum? diye düşündüm. Bazı yaraların üstünü ölüm toprağı bile kapatamaz, değil mi? Hayran bir Livaneli okuru olmadığımdan abartılı bir yorum yapamayacağım. Seveni de çok olmuş, sevmeyeni de. Ama Livaneli'yle bu kitabıyla tanışmadığım için çok şanslı buluyorum kendimi. Çünkü yazar, bu kitabında diğer kitaplarına oranla daha basit bir dil, daha basit bir kurgu ve zayıf bir anlatım kullanmış. Kitap yer yer beni, bazı kesimi olduğu gibi, bazı düşünceler ve aktarımları yüzünden rahatsız etti. Din konusunda yeterli bilgi birikimine sahip olmayanları olumsuz etkileyebilecek tarzda bir anlatımı vardı. Ve müslümanlığa bakış açısı biraz beni rahatsız etti. Ama açıkcası, nefret edilecek türden bir anlatımının da olduğunu düşünmüyorum. Beni en çok yaralayan, Hüseyin ya da Melek Naz olmadı. En çok yaralayan, düşündüren, gözlerimi dolduran Zilan'ın hikayesi oldu. Yaralı kadınların hikayeleri beni hep en derinden etkilemiştir, sanırım kitaba olumsuz yönden bakamamamın sebebi de bu oldu. Yazarla tanışmamış olanlar varsa ilk olarak Kardeşimin Hikayesi ya da Serenad'ı okumalarını öneririm.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,8bin okunma
384 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Serimizin son kitabından herkese merhabalar. Tahmin edildiği gibi bu sefer de Thomas’ın hikayesini görüyoruz. İsyan ile çalışırken neler yapıyordu; Yalanlar, Gizemler, Taraflar, Gerçekler, Hayaller ve Son. Çünkü diğer kitapta Thomas yalnızca ailesinden alınıp getiriliyor fakat onun hayatı nedir nasıldır bilinmiyordu. Tabi yalnızca Thomas
Labirent: Virüs Kodu
Labirent: Virüs KoduJames Dashner · Pegasus Yayınları · 20162,896 okunma
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
JOSE MAURO DE VASCONCELOS – ŞEKER PORTAKALI 25.11.2019 . Yer yer gözlerimin dolduğu, yer yer ise sesli şekilde beni güldüren kitabın kahramanı Zeze’yi bir daha unutur muyum bilmiyorum.  5-6 yaşlarında fakir bir ailede doğan Zeze çok yaramaz fakat çok çok zeki bir çocuktur. Okumayı daha okula başlamadan muhteşem bir telaffuzla öğrenmiştir. Birkaç muzipliğine değinelim. Çoraptan yılan yapıp yoldan geçenleri korkutması, mumu yola sürüp insanları düşürmesi, araçların arkalarına çıkması, fidanları sökmesi ve daha niceleri. Ailesinden çok ciddi dayaklar yer. Tek sahip çıkanı ise ablası Gloria’dır. Zeze fakirliğin farkında olarak acıyla tanışır. Hayatına baktığımızda ona sahip çıkan ablasının 24 yaşında, küçük kardeşi Luis’in ise 20 yaşında intihar ettiğini görürüz. Yazar kitabı onların anısına ithaf etmiştir. Yazarımızın muhabbet edip dertleştiği yeni olgunlaşan, bir tane dalı olan şeker portakalı fidanına verdiği isim Minguinhu – Xururuca ‘İnsanın yoksul bir babası olması ne kötü’ Zeze bu sözü Noel’de hediye alamadığı için hayata sitemle söylemiş ve babası bunu duymuştur. Zeze babasının bu haline dayanamaz ve boya sandığıyla çalışarak para kazanıp o gece babasına sigara hediye alır. Bu sahne fazlasıyla hüzünlüdür. O küçük çocuğun içinde büyük bir insan aklı, kalbi ve hayal, düşünce dünyası vardır. Portuga ( Manuel Valdares ) hayattaki en iyi arkadaşı olan, ona sevgiyi, yaşamayı aşılayan kişidir. Kitap esas olarak bu adama armağan edilmiş olup şeker portakalı ile özdeşleşmiştir. Sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yok
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231bin okunma
367 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Dünya o kadar büyük değilmiş diye geçiriyorum içimden. Gerçekten de dünyanın teee diğer ucunda bir kelebek kanat çırptığında bizim mahallede fırtına kopabiliyormuş. Gece, sessiz. Hoş gündüz de sessizdi. Rüzgâr siteyi çevreleyen çam ağaçlarını yokluyor. Ne şansız ağaçlar! Kökleri en fazla yetmiş santim daha derine inebilir, sonrası
Aylaklar
AylaklarMelih Cevdet Anday · Milliyet Yayınları · 1977382 okunma
1062 syf.
10/10 puan verdi
Sevgili Anna, Birlikte sayfalarca geçirdiğimiz maceradan sonra en azından bu incelemeyi sana ithaf etmek isterim. "Anna Karenina benim okuduğum en mükemmel, en kusursuz, en derin ve en zengin roman." demiş Orhan Pamuk. Sanırım bende de tam olarak bu düşüncelere sebep oldu. Anna Karenina asla sonu gelmeyecek gibi duran, bitmesine yakın zamanda bile birçok karakterle kendisini genişletmeye ve zenginleştirmeye devam eden bir roman. Tolstoy, hayat, din, ahlak, insan ilişkileri ve politika, hatta tarım gibi daha birçok yan mecrada düşüncelerini bir vaiz edasıyla fakat kesinlikle bir yazar hassasiyetiyle romanın içinde, olayların ve diyalogların arasına saklıyor. Kitaptaki karakterler fiziksel görünümleriyle, kılık-kıyafetleriyle, düsünceleriyle, günlük alışkanlıklarıyla hattta mimikleriyle bile yer ediyor hayatınızda. Bilmiyorum Levin'i, Doli'yi, Kiti'yi, Vronski'yi unutur muyum zaman geçtikçe.. Hepsi o kadar tanıdık bir şekilde yer ettiler ki hayatımda. Ve Anna. Zavallı, güzel, cesur Anna. Dürüstlüğünden ödün vermemek için sevdiği herkesi, sonunda kendi yaşamını da yitiren Anna... O da herkes gibi yaşayabilseydi, Vronski'ye Aşık olmadan önceki gibi düşünmeden, diğer insanlar gibi yaşamaya devam edebilseydi, toplumda yeri olan ahlaklı (!) bir kadın olarak mutlu bir şekilde hayatına devam edebilecekti. Aşkını -o zamandaki diğer yüksek sosyetedeki evli kadınların yaptığı gibi- gizli saklı yaşasaydı ahlaksız bir şekilde anılmayacaktı. Toplum kurallarına cesurca karşı geldi ve bu da kendisini felaket bir sona sürükledi. Anna Karenina'nın sadece bir roman olduğunu düşünmüyorum. Hayatlar derlemesi.
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · İletişim Yayınları · 201339,5bin okunma
134 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Son Kuşlar kitabı denizi gören güzel manzaralı bir yerde, bütün huzursuz düşüncelerden uzak bir şekilde oturmak gibi... Yazdığı hikayeler güzel mi? Bilmiyorum. Çoğunu unutur muyum? Belki. Ama kafamı kaldırdığım zaman denizi ve uçuşup duran leylim martıları görüyorum. Hissediyorum.
Son Kuşlar
Son KuşlarSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201913,6bin okunma
Reklam
687 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ah be Vera. - Bu kitap için bu zamana kadar bir açıklama yapamamıştım. - Sebebi bu görseli her gördüğümde etkilenmem idi. - Bu kitabı bitirdiğimde sen 11 günlük bir bebektin. Ben de 11 günlük lohusa;hayatımın en duygusal dönemindeyim.. - Sana baktıkça dünya ölümsüz bir yer olsun istiyordum. Hem bir an önce büyüyüp birlikte daha güzel vakitler geçirelim hem de zaman tam da o an dursun istiyordum. - Seninle yeni dünya düzenim,"nasıl yetiştirebilirim,kendimi unutur muyum,içe kapanır ya da daha çok sinirli bir birey haline mi gelirim?" derken sen benim beynimi,kalbimi,tüm bedenimi aldın minicik parmaklarınla yoğurdun pamuktan daha yumuşak bir hâle getirdin. - Şevkatin,duygusallığın,güçlü olmanın,mücadele etmenin en doruğuna çıkarttın beni. - Bu kitap kadardı vücudun. Ben sana göre bir dev. Her sıkıntılı dönemimde daha sen benimleyken bile gücümü hep senden aldım. - Kitabın konusu ile seni bağdaştıracak olursam; - "Ne durum olursa olsun,insan yaşamı boyunca her daim dimdik ayakta durmalıdır". - Ve yine kendime yakın gördüğüm "Suç Ve Ceza"kitabından alıntılar; - Dünya hassas kalpler için cehennemdir. - Her şey insanın içinde yaşadığı ortama, koşullara bağlıdır: Her şeyi belirleyen ortamdır, insansa bir hiçtir. - İnsan aklı, algılaması, tutkuların tutsağı oluyor çoğu kez. Ben belki de ondan çok kendime kıydım… Birlikte Nice Hayatlara Vera °•.
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160,2bin okunma
37 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.