Unutur muyum,unutur muyum
Yüreğimin ince tülbentlerinden
Titreyerek süzdüğüm o büyülü rüzgarı,
O mayıs göğünü,ilkyaz parkını,
Hüznü bile gülümseyen bir güle çeviren
O lekesiz çocuk güzelliğini
Unutur muyum.
Son kalan ışıltıya mı tapacağız
Karanlığın külünde!?
Dönüş yoluna
Kandilleri asacağız...
Unutur muyum
Gebe topraktan geldiğimi!?
Unutur muyum
O büyük duvardan olduğumu!?
Ey hüzünlerde patlayan vatan
Ey hüzünlerde patlayan vatan
Askerler dalgalanır
Devrimciler devrim ateşini yakar
Yanan esmer yüzlerin
Alınlanna poşu bağlar
Ve göğüslerler saldırıları...
Bazen hayatın koşuşturmasına kendimizi o kadar kaptırırız ki hakikatimizi unutur, savrulur gideriz. Bir işe ilk adım attığımız zaman daha çok saf duygularımıza yaklaşırız. Bu bir iş, eş, arkadaş olabilir. O ilişkilerimizde huzuru, mutluluğu umar, onun için çabalarız lakin zaman geçtikçe umduklarımız dışında tüm duyguları yaşayabiliyor ,hayatın bizi sürüklemesine izin veriyoruz. Sonra bazen bir anda kendimize durup gerçekten mutlu muyum? Diye sormuyor değiliz?Benim yola çıkarken hayalini kurduğum gerçeklik ,sevgi, huzur bu mu?
Kitap bize bunu anlatıyor gerçekten mutlu, huzurlu muyuz? İstediğimizi hayatın bu mu? Sevdiklerim beni ben olduğum için mi seviyor? Bir noktada hayatı durup sorgulamamız gerektiğini belirtiyor aslında .
Kitapta fark ettiğim bir noktada şu ki bizler çoğu kelimeyi günlük hayatta o kadar daraltarak kullanıyoruz ve anlamını bilmediğimiz unuttuğumuz kelimeler var oysa ki Türkçe çok geniş, manası derin olan bir dil. Yazarımız burada bir kelimeyi eş anlamlarıyla çok manalı bir şekilde kullanmıştır. Okurken cümleleri düşünmek, altına yatan anlamları aramak ,akışkanlığı ,ahengi beni ayrı bir etkiledi.
En kısa süre içerisinde diğer kitabında alıp okumayı planlıyorum Allah'ın izniyle. İnşallah yazar ve kitapları hak ettiği değeri görür Rabbim hakkında hayırlısını nasip etsin.
Hayatın koşuşturmasında hakikatimizi unutmamamız dileğiyle. Allah'a emanet olun.
Son kalan ışıltıya mı tapacağız
Karanlığın külünde!?
Dönüş yoluna
Kandilleri asacağız...
Unutur muyum
Gebe topraktan geldiğimi!?
Unutur muyum
O büyük duvardan olduğumu!?
Ey hüzünlerde patlayan vatan
Ey hüzünlerde patlayan vatan
İnandığım her şeyin yalan olduğunu gösterdin bana
Unutur muyum seni.
Seni unutmak köşede dursun
Sana öfke bile duymuyorum
O kadar içimde yoksun ki
Seni müsvedde kağıdında bıraktım.
Ama bence artık beni merak etmeyi bırak.
Ya da cesaretin varsa gelirsin,
Yüzleşiriz.
Çünkü artık yaptıklarının tadı kaçtı.
Ve en önemlisi bunu kendine ve aklındaki kişiye yapma.
Yapma lütfen kii senin ile tanıştığıma ve o kadar saat geçirdiğime üzülmeyeyim.
Bırak da seni güzel ve özel hatırlayayım.
Çünkü bunun sonunda sen üzüleceksin
Üzülmeni istemem.
Bu sözlerimi okuduğuna emin olduğum için yazıyorum.
Ve benim için inan kii
Sokaktaki yabancıdan farksız birisin.
Bil istedim...
Müslüm baba, dedim
"Efendim evlat" dedi.
Çok seviyorum, dedim.
"Hangimiz sevmedik?" dedi
Bir his var sanki gidecek, dedim
"Hasret rüzgarı" dedi
Çok masum bakıyor, Dedim
"Aldanma cocuksu mahsun yüzüne" dedi
Sabaha kadar içsem unutur muyum? dedim
"Meyhane son durağın" dedi
Değişmez mi alın yazım