Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
167 syf.
7/10 puan verdi
·
15 günde okudu
OKAN TAŞDELEN/ KOZA 1283 Kitap yorumuna geçmeden önce sevgili Okan Bey'e teşekkürlerimi sunuyorum kalemi daim olsun. Koza , kitap kapağı üzerinde yazıldığı üzere tarihi bir roman. Ana karakterimiz Kemal kitap yazma hayali olan bir gençtir. Terzi olan Nazımın dükkanına sık sık uğrar Kemal.  Nazım usta günün birinde genç bir hanıma ısrarlara rağmen yeşil kumaştan satmaz. Tüm roman da bu kumaşın hikayesinde gizli değil midir zaten? Kemal, Nazım ustanın ölümüyle boşaltılan terzi dükkanında satılmayan yeşil kumaşı bulur... Küçük Mehmet, Dramada katledilen ailesinden sonra yalnız başına kalmıştır. Terzi Sacit'in yanında çırak olarak işe başlar ve hayata yaşama tutunur. Kimliksiz, kimsesiz olan bu Mehmet, terzi Sacit'in ölen oğlunun kimliğini kullanır. İşte yeşil kumaşın hikayesi yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaktadır. Zaman geçer herşey düzene girer hatta kitap yazma hayali olan Kemal, KOZA adında terzi dükkanı açar. Döneminde çok ünlenen bir terzi dükkanı... Herşey düzene girmiştir ama Kemal'in elinde gizemi çözülmemiş bir tabaka vardır. Bu tabakanın gizemi nedir? Kemal tabakanın hikayesini çözebilecek midir?
Koza 1283
Koza 1283Okan Taşdelen · Narsist Kitap Yayınları · 01 okunma
"Bu kadar şeyi nasıl kontrol ediyorsun dedi çırak. Usta cevap verdi ; - "Kontrol etmiyorum idare ediyorum." - "Arasında ne fark var?" diye sordu çırak. . Ustası dikiş makinesinde diktiği elbiseden başını kaldırdı tebessüm etti ve cevap verdi. "Her kumaşın farklı bir ahlakı vardır.Esneyen bir kumaşı dikerken yumuşak olmalısın aksi halde elbise dikiş yerlerinden buruşuk olur.Sert bir kumaşı dikerken yavaş olmalısın aksi halde iğneyi kırarsın.İdare etmek, muhatabın hayat koşullarına göre hareket etmektir. Bu yaklaşım seni derin, geniş, anlayışlı ve bir sanatkar yapar. Sana yaşamayı öğretir, ahengi öğretir. Kontrol etmek ise senin aynı kalman ve herkesin senin aynılığına göre olmasını beklemendir.Yani, kontrol edersen taş olursun, idare edersen su olursun. Su gibi olursan seni ne durdurur söylesene. Alıntı
Reklam
Boynuz kulağı geçti; çırak usta oldu,usta da çırak, diye düşünen usta kendini minareden atmış ve ölmüş.Bunun üzerine derin üzüntüye kapılan cırak da yaptığı minareden atlayarak ölmüştür.
Dış politikada, içi boş hamasi söylemleri kullanarak kit­leleri heyecanlandırmakla, sonuç almak ve çıkarları korumak arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını, duygusallığın bir dış politika tarzı ve yöntemi olarak çok maliyetli olduğunu usta-çırak eğitimi almış bütün Türk diplomatları bilir. Av. Salim Şen - ANAYASAL HUKUK DEVLETİ YENİDEN KURULMALIDIR
Sayfa 146Kitabı okudu
Birkaç Söz
"Yaratılanı hoş gördük Yaratan'dan ötürü." deyip bir ışık yakmış karanlıklara, aydınlatmış yürekleri İlahi aşkın erdeminde olgunlaşıp silinmez iz, unutulmaz söz, yüzlerce yıldır kaybolmayan klavuz! biz Adem'in yogruldugu çamurdan biz sevgiyle yoğrulmuş hamurdan biz mertligin harman olduğu Anadolu'dan kah yaratılanı kah yaratanı severek toprağı vatan, bayrağı canımızdan aziz bilerek sevda dolu yüreğini döküp türkülere haykırmışız sevdamızı dağlara, taşlara.. ana olup yavrumuzu yavrusuyken anamızı sevmişiz sevdamızın diline dolamışız yaratılanı gurbete sılanın özlem dolu sevgisiyle katlanmış haksızlığa isyanımız, yoksulluğa direncimiz umut denen yüce ruhla kenetlenmiş ellerimiz ... "Sevelim ,sevilelim!"Eyvallah! dirsek çürüterek, diz kırarak¹, inanarak başladığımız her işin başı sonu "Bismillah " ******* ¹=Diz kırmak deyimi durulmayı, söz dinlemeyi, edebin ve terbiyenin sınırları içerisinde sûkunet bulmayı ifade eden bir deyim olsa da günümüzde daha çok baskı anlamıyla kullanılmaktadır. Burada kastedilen şey usta-çırak ilişkisi bir Anadolu geleneğidir.
Sayfa 12 - Eser Ofset MatbaacılıkKitabı okudu
Bu benim entegrasyona karşı olduğum anlamına mı gelir? Eğer entegrasyondan anladığınız şey, siyahların beyaz toplumuna girişi, çoktan yerleşmiş bir normlar kümesine ya da beyazlar tarafından kurulup sürdürülen davranış kalıplarına siyahların asimile yahut kabul edilmesiyse, EVET, ben buna karşıyım. Beyazları ilelebet usta, siyahları da ilelebet çırak (ve kötü bir çırak) bırakacak üst-ast, beyaz-siyah katmanlaşmasına karşıyım. Beyazların entelektüel kibrine karşıyım zira bu kibir onları, ülkede beyaz liderliğin olmazsa olmazlığına ve gelişimin hızırı belirlemek üzere Tanrı tarafından atanmış olduklarına inandırıyor. Yerleşimci bir azınlığın bütün bir değerler sistemini yerli halka dayatma- sına karşıyım.
Reklam
Sevgili hocam Sabahattin Eyüboğlu ile Troilos ile Kressida'yı sonra da Moby Dicki çevirirken birbirimize girerdik. İlk çeviri sırasında, Sabahattin "bırakmıyorsun ki, senin şu sevgili Shakespeare'ini daha güzel yapayım" derdi. Bense, "daha güzel olmasına gerek yok" diye direnirdim. Sabahattin, "çeviri kadın gibidir; ya serbest ve güzel olur, ya da sadık ve çirkin" derdi. Bense, Sabahattin eskiden Fransız Dili ve Edebiyatında doçent, dolayısıyla hocam olduğu halde, usta-çırak ilişkisinin gerektirdiği saygıya boş verir, ona kafa tutardım. "Bana bak, bu karı hem sadık hem de güzel olacak" derdim.
lonca /.’./ TARİH TERİMİ ad belli bir iş esnafının, meslek çıkarlarını korumak için, usta, kalfa ve çırak olarak bir pirin, başkanın yönetiminde oluşturdukları, meslek derneği.
382 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü - Hayri Irdal ve Halit Ayarcı
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
'dan okuduğum ilk kitap. Ana karakterimiz Hayri Irdal, dayısının ona yaş gününde saat hediye etmesiyle saatlere karşı ilgi duymaya başlar. Sonrasında yaşlı bir saatçinin yanında çırak olarak işe başlar. Burada saatlerle ilgili çok fazla şey öğrenir. 1. Dünya Savaşı’nda askere gider sonra tekrar İstanbul’a döner.Abdüsselam Efendi’nin kızı Zehra’yla evlenir ancak Zehra ölür. İspiritizma Cemiyeti’ne gidip gelir. Orada ikinci karısı olacak olan Pakize Hanım’la tanışarak evlenir.Bir gün bir arkadaşı onunla Halit Ayarcı’yı tanıştırır ve bu tanışma Hayri İrdal’ın hayatında bir dönüm noktası olur. Halit Ayarcı, Hayri İrdal’ın parasızlığına çözüm olsun diye Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı bir kurum oluşturur ve başına da Hayri İrdal’ı getirir. Ben hayatımda bu kadar üçkağıtçı bir karakter tanımadım. Halit Ayarcı önüne çıkan fırsatları asla kaçırmadan fırsata çevirmekten usta birisidir. Hayri İrdal ile birlikte o meşhur
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
'nü kurarlar. Uzun bir süre be Enstitu çok fazla ilgi görür. Ama kitabı okurken Halit Ayarcı'nın devletin imkanlarını nasıl sonuna kadar hakkıymış gibi kullandığını okumak... Hiçbir vasfı olmayan bir kurumu nasıl da çok önemliymiş gibi göstermesi... Halit Ayarcı en saçma uğraşı bile süsleyerek satan bir tiptir. Yani reklam yapmasını çok iyi bilir .Pazarlama ve ikna kabiliyeti çok iyidir. Farklı ve okuduğum en zon kitaplardan diyebilirim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,7bin okunma
Bir yerde denge varsa ask yoktur Ve aşk varsa denge kaybolur
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.