Gazi Mustafa Kemal Atatürk
"Bilim ve uygarlık çerçevesinde, Türkiye'nin uygar toplumu içinde şeyhlerden maddi ve manevi yarar uma­cak kadar ilkel insanların bulunacağına kabul edemem. Tür­kiye cumhuriyeti şeyhler, dervişler ve müritler ülkesi olamaz. En doğru yol, uygarlık yoludur. Uygarlığın gerektirdiklerini yapmak insan olmak için yeterlidir. Tarikat şeyhleri sözlerimin doğruluğunu anlayacak, kendiliklerinden tekkelerini kapata­cak ve müritlerinin artık olgunlaştıklarını kabul edeceklerdir."
Sayfa 420Kitabı okudu
Ay'ın yarılıp yere düşerse en azından neler olabileceği hakkında Mart 22 tarihli Times dergisinin üçüncü sayfasında Leon Jarop imzasıyla çıkan yazıya bir göz atalım: 1.6 kilometre büyüklüğünde bir asteroid dünyaya saatte 60 000 kilometre hızla düştüğünde dünya üzerinde, Hiroşima'yı yok eden atom bombasının 20 milyon katı güçte bir tahribat yaparak 50 kilometre çapında bir krater açablir ve ondan çıkan toz duman haftalarca güneşin ışıklarını kapatabilir. Eğer okyanusa düşerse yüzlerce metrelik yükseklikte dalgalar kıyıları çamur bataklığına döndürür, ne varsa yok edermiş. Buna göre ondan çok büyük olan Ay'ın bölünüp yere düşmesi gibi bir mucizenin olup olamayacağı yanıtını bilim bize veriyor.
Sayfa 162
Reklam
Her kelimesine ayrı ayrı katıldığım tespit
Bilim, aydınlanma, demokrasi diyoruz. Ama görünüşe göre hiçbirinden haberimiz yok. Sorup araştırmadan bir kısmı söyledi, biri uyguladı, herkes de bunu kabul etti, yuttu! Aziz Nesin'in "Türklerin yüzde 65'i aptal" dediğine gel kız şimdi! Düşündükçe ona yerden göğe kadar hak vermeye başladım, hatta daha da fazla olduğuna karar verdim. En tipik örneği işte bu. Aptalın bir anlamı da zekâyı işletmemek? İşletmek için okumak, öğrenmek, öğrenilenden sonuçlar çıkarmak ve araştırmak gerekir. Görünüşe göre milletimiz, araştırma yerine duyduğuna inanmayı daha kolay buluyor. O da bizi ışığa değil karanlığa sürüklüyor. Bir türlü kulluktan, ümmetlikten kurtulamıyoruz.
Sayfa 136
Yine problemimize dönelim. Dört bin yıllık uygarlık süresince, biz insanların çember ile kare arasında matematiksel, geometrik bir ilişki bulabileceğimizi, kareleri, hatta üçgenleri ölçtüğümüz gibi çemberi de doğal olarak ölçebileceğimizi sanmıştık. Çelişkili de olsa her zaman sonsuzun sınırlarını keşfedebileceğimizi ve bir şekilde doğayı hesaplayabileceğimizi akla yakın bulmuştuk. Ama yanılıyorduk.
Sayfa 2 - TÜBİTAK, Popüler Bilim KitaplarıKitabı okudu
Yazının icadı
Üniversitelerimizin birindeki bir bilim tarihi profesörü tarafından, ilk yazının Sumerliler tarafından icat edilmediği, Allah'ın ilk yazıyı Adem'e öğrettiği anlatılıyormuş. Burada akla yığın soru geliyor. Adem'in öğrendiği nasıl bir yazıymış? Allah hangi dilde yazdırmış, ne üzerine ve neler yazdırmış ? Bunu kanıtlayan bir belge var mıymış? Böyle bir iddianın bir bilim tarihi profesörünün ağzından çıktığına inanamıyorum ve aydın bir kimsenin buna inanacağını zannetmiyorum. Ama ne var ki, böyle bir sözün üniversite muhitinde dolaştığı belli.
Sayfa 45
İnsan yaratıları kolayca tahrip edilebilir ve onları inşa etmiş olan bilim ve teknoloji onların yok edilmesi için de kullanılabilir.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
970 öğeden 791 ile 800 arasındakiler gösteriliyor.