" Hikayemden yırttığım sayfalarla dağılan oda, artık ne nefret ne de sevgi duymadıklarım. Korku, şiddet, kimsesizlik kokan yasaklarla örülmüş duvarlar arasına sığdırılmış çocukluğum göğsümde saklı bir isyan, çaresiz bir itaat bedenimde, büyüyüp serpilen sadece yalnızlığım. Ve hâlâ bekliyor pencerede küçük bir kız mektepten dönüşlerini kargaların. Gelmiş geçmiş kayıplarımla uzuyor gölgeleri akşamın, sırça kırıkları hayatımın.
Mevlânâ Celâleddin bir misal verir: “Küçük bir fare kocaman bir devenin yularını kapmış, eline almış kurula kurula gidiyordu. Deve kendi huyu, uysal tabiatı yüzünden onunla yol alıp giderken fare kendi küçüklüğünü göremeden: - Meğer ben ne müthiş bir pehlivanmışım. Develeri sürükleyebilecek bir yiğitmişim, diye böbürleniyordu.Gide gide bir nehrin kenarına vardılar. Nehri gören fare, kibrinin şaşkınlığı içinde donup kaldı. Onun kibrinin farkında olan deve ise manidar bir şekilde: - Ey dağda, ovada bana arkadaşlık eden! Neden durakladın? Haydi, yiğitçe gir nehrin içine! Sen benim öncüm, kılavuzum değil misin? Yol ortasında böyle şaşırıp kalmak sana yaraşır mı? dedi. Mahcup düşen fare kekeleyerek şöyle cevap verdi: - Arkadaş! Bu su pek büyük, pek derin bir su. Boğulurum diye korkuyorum. Deve suyun içine girip: - Ey kör fare! Su diz boyu imiş. Korkmana gerek yok, dedi. Fare çaresiz ve mahcup itirafına şöyle devam etti: - Ey hünerli deve! Nehir sana göre karınca. Bize göre ejderha gibidir. Çünkü dizden dize fark vardır. Benimki gibi yüz tane diz üst üste koysak ancak senin bir dizin eder. Bu söz üzerine akıllı deve, fareye şu nasihatte bulundu. - Öyleyse gurur ve kibre aldanıp bir daha terbiyesizlik etmeye kalkama. Haddini bil! Sana olan hoşgörü ve müsamahama kapılıp şımarma! Çünkü Allah şımaranları sevmez. Var git sen, kendin gibi farelerle boy ölçüş!
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
100 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Uysal kız, küçük kız, çaresiz kız.
Çaresizlik çok kötü, çaresizliğe muhtaç bırakılmak ise insanlık dışı! Çünkü çaresizlik karşısında yapılan her seçim "kötünün iyisi" dahi olsa bu onu "iyi" yapmaz. Kabul görülen "iyi'ye" alıştıramaz. Kitabı okurken, iki düşünce arasında mekik dokuyup durdum. Sevmek iyi mi, yoksa kötü mü? Dostoyevski'nin beni
Uysal Kız
Uysal KızFyodor Dostoyevski · Mütena Yayınları · 20148,4bin okunma
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Rahiplerin aşkı en güçlüsüdür | Fromm'dan esintilerle Marquez yorumu
"Neyi bastırırsan,misliyle ortaya çıkacaktır." Birkaç gün önce çözdüğüm bir paragraf sorusunda Márquez ile yapılan bir röportajda Yüzyıllık Yalnızlık kitabıyla ilgili sözleri geçiyordu. Şöyle diyordu: “Büyükannem bize olmayacak türden,hayalî şeyler anlatırdı ama bunları tabii (doğal) bir şekilde anlattığı için de hepimiz oturup merakla
Aşk ve Öbür Cinler
Aşk ve Öbür CinlerGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20206,9bin okunma
Sara sessizce inlerken gözlerimi bacaklarının arasından, ona dokunduğum yerdeki hareketlerden alamıyordum. Ba- caklarını daha da açıp beni kendine doğru çekişini izliyor- dum. Bana karşı bu kadar uysal oluşu hoşuma gitmişti. Ona istediğimi yapabiliyordum ve her şeyi kabul ediyordu. Ama bunu sevmesi, kendini bu kadar çaresiz bir şekilde unutması
Sayfa 79
Reklam
22 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.