"Yabancı bir diyara düşmüş yabancılardık; Bu bakımdan bu dünyaya uyum sağlamaya çalışmak, bu dünyayı sanki içinde sürekli kalacakmışız gibi algılamak yapılacak en büyük algı yanlışıydı, bir idraksizlikti."
Nihan Kaya'yı çok seviyorum. Cesurca kendine has fikirlerini savunuyor. Bunu her yazar yapamıyor. Popüler kültüre ve geleneklere köle olmaktansa kendi kendisinin kültürünü inşa ediyor. İyi ki ama iyi ki onunla yollarımız kesişti. En beğendiğim yazar diyebilirim şu ana kadar okuduğum yazarlardan.
Bu kitap, okuduğum 10.kitabı.
Değerleri bozuk bir toplumun değerlerine uyum sağlamaya çalışmak neden? Neden bu işkenceyi yapıyorsunuz kendinize.
Törenler kurban etme ritüelleridir.
Kitap özelinde değerlendirecek olursam, ertelemenin sebebinin tembellik olmadığının ayırdına net bir şekilde vardım okuyunca. Ve kitapta çeşitli teknikler de mevcut.
Her insanın okuması gereken bir kitap!
Zaten Nihan Kaya her kitaplıkta, herkesin dilinde olmalı. Birikim olarak da hak ettiği değer bu. Lakin maalesef meyve veren taşlanıyor. Daha sağduyulu, farklı fikirlere açık insanlar olmak dileği ile...
"Kimseye onun putuna tapacağıma dair söz vermedim ben."
(Kelimeler put, önyargılar put, düşünceler put, gelenekler put kanaatimce.)
ErtelemeNihan Kaya · Eksik Parça Yayınları · 2023472 okunma
Pazarlama evreninin önemli konularından bir tanesi, pazarlama miyopluğu ekseninde gerçekleşen olaylar bütünü olarak içerisinde bulunduğumuz bugündür. Bunun temel sebebi ise gerekli çalışmaları yapmadan ve detaylara odaklanmadan büyüme isteği içerisinde olan marka arzusudur. Günümüz tüketicisinin beklentilerini dikkate almamak, altyapıya ve detaylara odaklanmadan büyümeyi düşünmek, müşteriyi dinlemeden çağın jenerik dinamiklerine uyum sağlamaya çalışmak, hedef kitleye yönelik araştırma ve incelemeler yapmadan alışı gelmiş görüşlerle hareket etmek gibi konular, pazarlama miyopluğunun klasik başlıca örnekleri olarak sıralanabilir. Pazarlama mı yokluğu aynı zamanda şirketin operasyonel ve finansal karlılık süreçlerini de yakından ilgilendirir. Müşterinin ne istediğini görememek, beklentileri dinlememek ve sadece güne odaklanmak, markaların önemli bir görme kaybı yaşamasına yol açmaktadır ve bu durum, yakın gelecekte finansal kayıp olarak markaya geri dönebilme riskine sahiptir.
Hastalarımın çoğu tamamen "normal" ve oldukça sakin dış koşullarda yetişmişti. Fakat kardeşleri veya arkadaşlarının aksine anne babalarının beklentisi, yargıları, öğretmenlerinin kınayıcı işaretleri ya da akranlarına uyum sağlamaya çalışmak; üzüntü, acı ve güvensizlik duyguları bırakmıştı onlarda. Sıklıkla hastalarıma, onlarda hiçbir sorun olmadığını ve çok fazla duygusal olmak gibi bir sorunları olmadığını garanti ediyorum. Onlara, kendilerini kusurlu veya zayıf görmektense; kendilerindeki zekice farkındalıktan, kabul etme cesaretlerinden dolayı kendilerini iyi hissetmelerini ve geçmişteki yaralarının onları iyileştireceğini kendilerine itiraf etmelerini istiyorum.
İnsanın şansı olmayınca durumuna uyum sağlamaya çalışmak mutsuz bir havaya bürünmek gerekir. Bu adap meselesidir. Ben çoğunlukla adaptan madaptan anlamadım.
Kitabın Adı: Dönüşüm
Kitabın Yazarı: Franz Kafka
Basım Yeri ve Basım yılı: İstanbul,
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 104
Kahramanlar:
Gregor Samsa: Ailesi ile birlikte yaşayan Gregor bir pazarlamacıdır ve ailesinin geçiminden sorumludur. Kumaş tüccarlığı yapar. Gregor, eserde kapitalizme ayak uyduramamış “farklı” bireyi temsil eder. Bir gün
....
Neoliberalizmin son tuzağı: Mindfulness
Mindfulness, Oprah Winfrey ve Goldie Hawn gibi ünlülerin de desteğini alarak anaakıma yerleşti. Meditasyon koçları, keşişler ve nörobilimciler Davos’a giderek Dünya Ekonomik Forumu’na katılan CEO’lara konunun inceliklerini anlattı. Mindfulness hareketinin kurucuları bir tür misyonere dönüştü. Bilim ve
Öfke patlamaları yaşamakta ya da öfkemizi kontrol altına almakta; içimizde hıncın, garezin, hoşnutsuzluğun kök salmasına izin vermekte ya da bu duyguların kök salmasının önüne geçmekte özgürüz. Bir engel ya da zorlu sınav karşısında, halk deyişinin çok yerinde ifade ettiği gibi "kötü talihe sızlanmayı bırakıp kolları sıvamak" da "kendi kendimizi yiyip bitirmek" de özgürlüğümüz dahilindedir. Bardağın yarısını boş ya da dolu görmek de hayatımız allak bullak eden bir durum karşısında mümkün olduğunca uyum sağlamaya çalışmak veya kendimizi bırakmak da bize kalmıştır.