Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
184 syf.
·
Puan vermedi
içimde derin bir simya var , cehennem ateşinde dövülmüş. Bu da bana daha büyük bir hak veriyor: hata yapma hakkı. G.H.'ye Göre Çile. Clarice Lispector. Lispector okumak zihnin icinde uzun ve derin yolculuklara çıkmak demek. Lispector bu kitabinda G. H isimli kadin karakterin varoluşsal içsel monologunu şiirsel, etkileyici bir dille okuyucuya anlatıyor. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanın birbirinin içine geçtiği kitapta, eski bir aşka duyulan özlem, kadin karakterimizin varoluşsal sorgulamalarının üzerinden içsel bir monolog halinde okuyucuya anlatılırken, bu varoluşsal süreç hamam böceği metaforu üzerinden şekilleniyor. Ve biz bu metafor üzerinden insanın evrimini, tanrı inancını, cennet , cehennem ve Eski Ahit konularını okumaya başlıyoruz. Konuların derinliği bana Yourcenar' in Ateşler kitabini hatırlattı. O kitapta da yazar mitolojik metaforlar üzerinden duygu derinliğini cok iyi vermişti. Zaman zaman Lispector 'un metnini varoluşsal sorgulamalar açısından Blanchot 'un Ölüm Anım kitabına benzettim . Blanchot kitabında Nazi işgali sırasında ölümle karşı karşıya gelişini derin bir ontolojik sorgulamayla anlatmıştı. G. H' ye Gore Çile kitabinin kolay bir metın olduğunu söylemeyeceğim. Lispector okumayı seviyorsanız ve daha önceki kitaplarından üslubuna alisiksaniz bu kitabı da begenirsiniz. Derin okumalar yapmayı seven okurlar açısından muhteşem bir kitap . Keyifli okumalar.
G.H.’ye Göre Çile
G.H.’ye Göre ÇileClarice Lispector · Monokl Yayınları · 2017107 okunma
104 syf.
8/10 puan verdi
Bu trajediyi okurken çok - muhtemelen gereğinden çok- duygulandım. Philoctetes'in terk edildiğini anladığı anki çaresizliği, onca fiziksel acı içinde yapayalnız hayatta kalma çabası beni çok etkiledi. Ünlü ok ustası, Achaean'ların en büyük savaşçılarından biri olan bu adamın gencecik Neoptolemus'a yalvarmak zorunda kalması, yeniden terk edilmemek adına her an nabzını yoklaması, bir zamanların en iyisinin şimdi bir gence mecbur kalması içime dokundu; yazık ki insan çaresiz kalmışsa, üstelik bir de elden ayaktan düşmüş, sağlığından olmuşsa gururunu bir kenara koymak zorunda. Gururundan ettiği bu feragate rağmen yine kandırıldığını anlayınca Lemnos adasına seslenerek derdini dağlara, taşlara, ev diye yaşadığı mağarasına haykırması ne kadar yalnız olduğunu çok çok iyi betimlemiş. Yalnızca en son Hercules'in gelip bir monolog ile onu ikna edivermesini sevmedim. Madem bir tanrı gelip olayları derhal çözebiliyordu, bunca çatışma neden yaşandı diye sormadan edemiyorum. Fakat en sonunda Philoctetes'in uğradığı ihanete rağmen Troy'a gidecek, orayı ele geçirerek hak ettiği ünvana ve sağlığa kavuşacak olmasına sevindim; öfkesinden vazgeçip ona ihanet edenlere yardım etmek gururuna zor gelse de çektiği işkencelere karşı yaşamayı seçti ki bazen böylesi daha onurludur. Uzun lafın kısası, bayıldım. İngilizce çeviriyle bu kadar içe dokunan bir kitabı orijinal dilinde okusam ne hissederdim merak ediyorum. Bir de Türkçesini okuyup hikayeyi farklı bir tınıda duymayı çok isterim.
Philoktetes
PhiloktetesSophokles · İş Bankası Kültür Yayınları · 2015471 okunma
Reklam
302 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
RÜYA İÇİNDE RÜYA …
“Uyandım Uyanıyorum Zihnin oyunu bitti Şimdi kendi kapımdayım Biraz sonra içeriye, oradan dünyaya gireceği…” Aydaki Kadın üzerinde yazarımız sekiz sene uğraşmıştır. Tamamlanmamış bir eserdir. Romanda olaylar okura direkt sunulmuş. Romanda üç ana olay oluyor. Selim’in rüya görerek uyanması etrafında başlayan olaylar bir birini takıp eder. Atıf Bey ile siyaset üzerine konuşmaları okura sunulmuştur. Selim’in eski sevgilisi Leyla Hanımın partisine katılır. Vaka olarak 24 saat bile olmayan bir günde gerçekleşen olaydır. Kitap hacimce elbette çok fazla. Roman da iç monolog çok fazlaydı. Ben okurken pek sıkılmadım ama kitabın ve olayların daha uzun uzun sürmesini beklerdim. Modernist roman çizgisinden biraz sapmış bir romandı. Okumanızı tavsiye ederim. Özellikle iç monolog olan cümlelerin altınız çizemeden bırakamıyorsunuz…
Aydaki Kadın
Aydaki KadınAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2015929 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
1954 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Amerikan edebiyatçı Ernest Hemingway ile selamlar. Hemingway Amerikan edebiyatının kurucularından kabul edilir. Bilinç akışı, monolog tekniklerini kullanmasına ve bolca betimleme yapmasına rağmen dili oldukça açık ve kısa cümlelerle okuru yormayan bir üslubu var. Yaşlı Adam ve Deniz ise onun en çok okunan
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway · Bilgi Yayınları · 202332,3bin okunma
319 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
P. S. Ferit
Merhabalar, okuduğum dördüncü Peyami Safa romanı ve diğerlerinde olduğu gibi buna da bayıldım. Roman sadece kişilerin ruh durumundan ve olay örgüsünden ibaret değil dönemin sosyal yapısını ve sosyal yapıdaki değişimleri de yansıtmıştır. Kısaca romandan bahsedecek olursak roman üç bölümden daha doğrusu üç vaka halkasından oluşuyor. Romanımızın
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Matmazel Noraliya'nın KoltuğuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20177,7bin okunma
6/10 puan verdi
Über sert!
Kanada'da uzun yıllar yaşadıktan sonra doğduğu topraklara, El Salvador'a kısa bir ziyarette bulunan Vega'nın, bu zorunlu ziyaret sırasında yaşadığı tiksintiyi arkadaşı Moya'ya anlatışı kitabın konusu. Ama ne tiksinti... İç Savaşın da etkisiyle iyice yozlaşmış bu halkı monolog şeklinde aktarırken ülkesinin siyasi yozlaşmışlığını, kurumların yetersizliği ve kalitesizliğini, askerlik kurumunun vahşiliğini, kirliliği, gürültüyü, eğitimsizliği, kısaca gelişememekte olan tüm ülkelerdeki benzer olumsuzluklara değiniyor. Bir hesaplaşma, tepki ya da salt eleştiri olamayacak kadar sert ifadeler kullanıyor yazar ki kitap ilk olarak 1997'de İspanyolca yayımlandığında yazarın ölüm tehditleri almasına sebep olmuş. Aslında içine doğduğu kültür yazar açısından bakıldığında ona çokça malzeme sağlamışa benziyor, fakat senelerce Avrupa'da yaşayıp 'idealist' ya da 'elit' kodlar yüklenmiş olacak ki, bu malzemeyi sadece hayal kırıklığı ya da kaderin kötü bir cilvesi olarak görüp kültürünü yermeyi tercih etmiş. Bu durum ona bazı kapıları açmıştır elbette ki... Hep açar, böyledir... Ben kitabı akıcı bulmamakla birlikte yazarın çok tekrara düştüğünü düşündüm okurken. Son olarak diyorum ki; Kaçabilirsin ama saklanamazsın Moya; kimliğin benliğindir, doğduğun ev kaderindir
Tiksinti
TiksintiHoracio Castellanos Moya · Notos Kitap Yayınları · 2019341 okunma
Reklam
479 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bütün oyuncular, provaya gelmeden önce yaşadıkları maceraların izlerini taşıyorlardı. İyi ezberleyemedikleri rollerini oynarken de ayrıca özel bir yaşantıları vardı. Ben bu geçişleri bir türlü sezemiyordum, benim hayatım sürekli bir oyundan ibaretti." Hikmet Benol’un gözünden yazılmış Tehlikeli Oyunlar, her okunduğunda başka anlamlar
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,3bin okunma
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Arkadaşlar bu kitapla birlikte Osamu Dazai kalemi aşığı oldum Osamu Dazai bu eserini bir okurun kendisine gönderdiği günlüklerden esinlenerek yazmış. Eser bize bir genç kızın gününü anlatıyor. Kısacık birinci ağızdan anlatımı olan daha çok içsel monolog ve novella tarzında . Ergenlikten geçişte bir genç kızın ne gibi sorgulamalar içinde bulunduğunu , aslında çok masum ancak kendini masum bulmayan, kendine sürekli acıma hissi olan , hatta kendinden nefrete kadar giderken bi yandan da sevgi dolu olması ve sevgisini akıtacak bir mecra araması beni çok etkiledi. Ayrıca kitaba olan düşkünlüğü de beni kendisine fazlasıyla çeken sebeplerden. Belki de isimsiz kahramanımızı bu yüzden bu kadar içselleştirdim. O kadar çok alıntı yaptım ki sanırsınız bu mektupların ben gönderdim :) Eserde aslında ailenin insan hayatında ne derece ehemmiyetli olduğu vurgusu da mevcut . Babasını kaybetmenin üzüntüsünü iliklerine kadar yaşamakta.Yaratılan bu boşluğu bı şekilde doldurmak istemekte . Öte yandan annesinin kendini sevmediğini düşünüyor ancak iyi kız olmak adına çok istediği ayakkabıdan bile vazgeçebiliyor. Olgunlaşmak bu mudur ? Neyi isteyip neyi istediğini bilemeden ikicilik içinde kalarak yaş almak .. Eser kısa ancak verdiği tat uzun , hissettirdikleri uzun . Okuyucularına şimdiden keyifli okumalar diyerek noktalıyorum :)
Öğrenci Kız
Öğrenci KızOsamu Dazai · Can Yayınları · 20228,4bin okunma
308 syf.
7/10 puan verdi
İlk bakışta aşk, mutsuz bir evlilik, iki kadın bir adam konusu gibi görünse de, bu konu temeline inşa edilmiş, üç ayrı bakış açısı, üç ayrı algılayış yaşayış biçimi, üç ayrı psikoloji ile detaylı bir şekilde monolog halinde önümüze serilen üç hikâye. Hatta bazen o kadar detaylı ki bazı gereksiz uzun cümleler yüzünden kopabiliyorsunuz, “aa bi dakika neyden bahsediyordu ya” diye başa sarabiliyorsunuz ne yazık ki ;) Üç bölüm, üç monolog ve her monolog madalyonun bir başka yüzü. İlk bölümün de en akıcı, en heyecanlandırıcı olduğunu, diğer bölümlerin bu anlamda gitgide vitesi düşürdüğünü söylemeden geçemeyeceğim. Kitap bende vaauuvvv! etkisi yaratmadı ama sevme kavramının, sevme şekillerinin, sevebilme yetisinin, hayattaki sıkışmışlıkların, kişilerin mücadelelerinin, arayışların, beklentilerin, hatta savaşı tecrübe etmenin farklı psikolojik ve sosyokültürel perspektiflerde güzel irdelendiği, düşündüren bir kitap olmuş.
İşin Aslı, Judit ve Sonrası
İşin Aslı, Judit ve SonrasıSandor Marai · Yapı Kredi Yayınları · 20192,074 okunma
Geri126
269 öğeden 261 ile 269 arasındakiler gösteriliyor.