Kitap bittikten sonra sadece durup düşünmek istediğimi fark ettim. Ve bu yüzden sanırım inceleme yazma gereği duydum. Öncelikle kitapta pek çok karakter var ve benim için takibi zorlayıcı oldu. Bazen bitirmek için ekstra çaba harcadım. Ancak sonlara doğru bu çabanın asıl tetikleyeni merak oluverdi.
Yazar sadece kitaba ismini verdiği ana karakterin üzerinde durmayıp etrafındaki karakterlere de olabildiğince odaklanıp, betimlemeler yapmış. Bu noktada yazarın bu kadar özel ve farklı ruhsal çözümlemelerde bulunması, kendisine karşı hayranlık duymama sebep oldu. Kitap aşktan ziyade birçok konuyu içinde barındırıyor. Belki de beni düşündüren bu kargaşa olmuştur.
Ancak asıl odak noktam; ana karakter, ana karakterin sonu olan durum ve bu durumun ele alınış şekli olarak kalacak...
Ve ben bir süre içimden "Ahh be Anna" diyip durucam.