Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ağaçkakan “Felsefe Türkçesi"ni işitirse hasedinden çatlar!
Murat Bardakçı Önce şu güzel, zarif, âhenkli, tantanalı, mânâlı, füsunlu, iç gıcıklayıcı, vesaireli şâheser ifâdeleri okuyup hatmederek Türkçemizi geliştirelim: “…Söylenmiş olanlar Usun ereksel etkinlik olduğu söylenerek de anlatılabilir. Sözde bir Doğanın yanlış tanınmış düşüncenin üzerine yükseltilmesi, ve herşeyden önce dışsal erekselliğin
İNSANIN KADERİ A. KADER VE KAZA KAVRAMLARI
Yalnız İslâm düşünürlerinin değil, hemen hemen her çağda bütün düşünürlerin hakkında az veya çok fikir yürüttüğü insanın kaderi problemi bu gün de güncelliğini yitirmemiştir. Güncelliğini daha oldukça uzun süre, belki insan var oldukça sürdürecek gibi görünen bu mesele, çözümü zor bir mesele olarak kendini kabul ettirmiştir. Dahası, bu meselenin
Reklam
"DÖŞEĞİMDE ÖLÜRKEN"İ NASIL OKUMALI? 1- "Döşeğimde Ölürken" ve Faulkner William Faulkner, beşinci romanı “Döşeğimde Ölürken”i 1929'da yalnızca altı haftada, Büyük Depresyon’ın başlangıç tarihi olan 29 Ekim 1929’dan bir gün önce başlayarak, yazdı . 1930'da küçük düzeltmeler yapıldıktan sonra yayınlanan roman,
Bir yer de saray varsa, orada muhakkak egemenlerin zulüm dolu hikayeleri de vardır! Zira saray kültürü, köleliğin simgesi olmuş ve sınıfsal uçurumlar oluşturmuştur ... Bu sarayların meşru gösterilmesi içinde din adamları, bilge kişiler yada bizleri temsil iddasında ki seçilmişleri (!) kulllandılar ... Ne zaman özgürlük kelimesini ağzımıza alsak bu saray ahalisinden daha evvel, onun yardakçıları tarafından yaftalanarak “asi” yada bozguncu ismini verdiler bizlere! İşte tevhid inancı ilk elden egemenliği bizler gibi bir insana vermemenin adıdır, bu haqq eden yegane varlığın alemlerin Rabbi olduğu inancıdır. Öyleyse kişi ancak muvahhid olursa özgürleşir, sonra da özgürlüğünü kısıtlayan veya gasb edenlere karşı mücadele eder. Hem bu mücadele sadece kendisinin özgürlüğü içinde değildir bu öyle bir mücadeledir ki tüm insanlığın kurtuluşu buna bağlıdır ... İnqilabi
İSTİKLÂL MARŞINI ANLAMA VE ANLATMA ETKİNLİĞİ SONUÇ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ KAHRAMAN ORDUMUZA 👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL) İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
VE
Karl Jaspers
Karl Jaspers
'İN BENZEŞEN İNSAN ANLAYIŞI Hasan ÇİÇEK İnsan, tarih boyunca hem dış âlem, hem de kendisi üzerine düşünmüş ve araştırmalar yapmıştır. Hatta düşünce tarihinin belli dönemlerinde insan üzerine düşünme, dikkatleri insana çekme yoğunlaşır. Böylece
Reklam
"İmkânsız..."
- " (...) Özgür, akıl sahibi ve sorumlu kişilerin var olması “iyi”dir. Elbette bu, varlığın iyiliği hakkında genel bir iddiadır. Bu iddianın inkarı, mücerret anlamda kabul edilmesi mümkün, fakat içtenlikle benimsenmesi son derece zor olan bir şey olan çok kapsamlı bir nihilizm anlamına gelecektir. Elbette bir kimse, "mevcut olana" denk veya daha yüksek değere sahip olan ve "fakat" özgür, akıl sahibi ve sorumlu kişileri ihtiva etmeyen alternatif bir varlık düzeninin olabileceğini tahayyül edebilir. Benim kendi görüşüme göre, bize gerçek bir imkân/ihtimal ile karşı karşıya olduğumuza dair makul bir güven verecek tarzda böylesi bir alternatif düzeni delilleriyle ortaya koymak, son derece zor ve belki de büsbütün imkansızdır..." (William Hasker, İnsanın Özgürlüğü ve Kötülük Problemi, Tercüme: Fehrullah Terkan, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 53:1 (2012), ss.183-198)
özrgürlük sosyolojisi/ özgürlük sorunu
Özgürlüğü evrendeki çoğullaşma, çeşitlenme ve farklılaşma olarak tanımlamak toplumsal ahlâkı açıklamada da kolaylık sağlar. Çoğullaşma, çeşitlenme ve farklılaşma, zımnen de olsa hep bağrında taşıdığı zeki bir varlığın seçim yapma kabiliyetini düşündürür. Bitkilerin kendilerini çeşitliliğe yönelten bir zekâya sahip olduğunu bilimsel araştırmalar da doğrulamaktadır. Bir canlı hücredeki oluşumlar şimdiye kadar hiçbir fabrikada insan eliyle yaratılama- mıştır. Belki Hegel kadar evrensel zekâdan (Geist) bahsedemeyiz. Ama yine de evrende zekâya benzer bir varlıktan bahsetmek tümüyle saçmalık olarak yargılanamaz. Farklılaşmayı zekânın varlığı dışında başka bir anlatımla dile getiremeyiz. Çoğullaşma ve çeşitlenmenin hep özgürlüğü çağrıştırması temellerindeki zekâ kıvılcımlarından ötürü olsa gerekir. Bilinebildiği kadarıyla insanı evrenin en zeki varlığı olarak tanımlamak mümkündür. Peki, insan bu zekâsını nasıl edinmiştir? Bilimsel (fiziki, biyolojik, psikolojik ve sosyolojik) olarak insanı evrensel tarihin özeti olarak da tanımlamıştım. Bu tarifte insan evrensel zekânın birikimi olarak tanımlanmaktadır. İnsanın birçok felsefi ekolde evrenin bir maketi olarak sunulması da bu nedenledir.
151 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.