Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Diyalektik Nedir?
Diyalektik Diyalektik, Yunanca tartışma sanatı anlamına gelen dialektike tekhne’den türeyen bir terim olarak, genelde akılyürütme yoluyla araştırma ve doğrulara ulaşma yöntemi. Diyalektik kavramı, başlangıçta tartışma sanatı, ya da çelişkili yollardan muhataplarını ikna etme sanatı anlamına gelmektedir. Karşıtlıkları kullanarak
Seneca - Cicero - Felsefe Okulları
_Lucius Seneca_ _Ölçüsüz isteklere kapılmış, kibirle başkalarını hor görmüş, zorbalıkla zaferler kazanmış, kalleşçe ihanet etmiş, namussuzca kazanç sağlamış, sınırsız bir açgözlülük göstermiş, utanmazca savurganlıklar yapmış kişi, kaçınılmaz olarak korkar kendi belleğinden. _Korkunun sebebi bilgisizliktir. _Hayatını kaybetmekten daha acı bir şey
Reklam
Güç paradoksu
"Çoğu zaman, ezilenler, kendilerini ezenler gibi olmaya özenirler. Bir zamanlar ezilmiş olanların, birinci sınıf ezenler olduğu görülmüştür." diyor
Gündüz Vassaf
Gündüz Vassaf
Cehenneme Övgü
Cehenneme Övgü
kitabında.
Emil Michel Cioran
Emil Michel Cioran
ise
Çürümenin Kitabı
Çürümenin Kitabı
isimli kitabında şöyle diyor: “Bir inanç için acı çekmiş olandan daha tehlikeli varlık yoktur: En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar.” Acının tetiklediği tehlikeli bir güç istenci var, sağlıklı bir psikoloji olmadığı kesin. İnsan çelişkilerle dolu; bana göre en büyük çelişkiler listesinde (ya da psikolojik olarak doğru tanımı her ne ise) ilk sıralardadır bu ezen ve ezilen arasındaki ilişki. Bu paradoks bana her zaman ilginç ve çekici bir konu olarak gelmiştir.
I. İSLÂM'DA BİLGİ VE VARLIK A. Bilgi Meselesi 1. Bilginin Tanımı ve İmkanı Akait ve kelâm alimleri, nesnelerin (esya) sabit bir gerçekliğinin bulunduğunu ve bunun bilinmesinin mümkün olduğunu kaydederler. Çünkü varlık ancak bir hakikate sahip olunca bilginin konusu olabilir. Varlık ile bilgi arasındaki bu sıkı ilişki sebebiyle akait ve keläm
Kelam ilmi tanımı
Kelâm ilminin akaid ilminden farkı, bu esaslar üzerinde aklî açıklamalara ve bunların detaylarında tartışmalara da yer vermesidir. Bu sebeple kelâm ilminin henüz ortaya çıkmadığı İslâm’ın erken dönemlerinde inanç esaslarına konu edinen ilme akaid denilmiştir. Kelâm ilmine verilen bir diğer isim, “dinin temel ilkeleri” anlamına gelen “usûlü’d-dîn”dir. Zira kelâmın konu edindiği inanç esasları İslâm dininin temelini oluşturmakta ve diğer bütün dini hükümlere(ahlaki ve fıkhi hükümler) geçerlilik kazandırmaktadır. Nitekim inanç esaslarının varlığı ve doğruluğu ortaya konulmadıkça diğer hükümlerin bir geçerliliği olmayacaktır. Kelâm ilmine “ilm-i tevhîd” (tevhid ilmi) de denilir. Zira bütün inanç esaslarının temelinde Allah’a iman esasının temeli bulunur. Dinin ortaya koyduğu bütün hükümler gibi, diğer bütün iman esasları da Allah’a iman esası sebebiyle varlık kazanmaktadır. Allah’a iman esasının temelini ise Allah’ın varlığı ve birliği ilkesi yani tevhid oluşturur. Dolayısıyla tevhid kelâm ilminin konularının başında gelen ve diğer tüm konulara temel teşkil eden bir ilkedir.
KAHRMANLIK KORKUDAN DOĞAR!
kendilik bilinci; insanın hem bilişsel hem biyolojik hem de kimyasal kimliğinin oluşturan sac ayaklarını görmesidir. bu tanımdan hareketle insan oluşumunun çeperi nasıl anlaşılmalıdır? çünkü birey kendini tanımlarken ya da anlarken hep merkezi nokta olarak öteki ya da başkasının görüngüsü üzerinden değerlendirir. yani kendine, kendi gözlüğünden
145 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.