Gerçekten de birey evrensel Bütünün, bağımsız bir varlık olarak ortaya çıkış anında ona duyulan belirli bir ihtiyaç bağlamında ve uzayda belirli bir noktada odaklanmış, özel bir yönünü oluşturur. O an ilk nefes alınan andır, çünkü o anda belirli bir çevrede bireyin temel varlık ritmleri başlamıştır.
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade.
Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik...
…bunu buna başlayalım mı…?
Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı.
Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil.
Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Öncelikle Jack London'ı seviyorsanız bu kitap size ilaç gibi gelecek. Kısaca konusundan bahsetmek gerekirse kurt-köpek melezi olan Beyaz Diş'in doğumu öncesi, doğumu, büyümesi ve sonrasında gelişen olaylar anlatılıyor. Okumaya ilk başladığınızda başkahramanı Bill veya Henry sanıyorsunuz. Biraz ilerleyince Kiche olduğunu, biraz daha
Kitap üzerine inceleme yazmadan önce bende neler bırakmış diye önce kendimi inceledim epey bi süre. Biter bitmez üzerine konuşulacak, yazılacak bir eser olmadığı gibi ne anlatıldığını ya da ne anladığınızı görmek için kitabı iyice sindirmek şart. Bu süreçte kitap hakkındaki incelemeleri okudum, izledim. Gözden kaçırdığım neler var ya da benim
Kategorilerin doğasının ve onların bilgilenme sürecindeki rollerinin ve yerlerinin tanımı, nesnel gerçeklikte ve bilinçte tekil ve genel arasındaki bağlantı (correlation) probleminin çözümüne ve düşünsel (idéel) özlerin kaynağının ve bu özlerin maddesel oluşumlarla, nesnel gerçekliğin görüngüleriyle ilişkisinin ortaya konulmasına doğrudan
Tanrının tanımı konusuna gelince; onun, yaratan, yöneten ve tüm canlıları muhafaza eden bir güç ve varlık olduğu gerçeği ötesinde söyleyecek bir şeyim yok.
KİTAP HAKKINDA
Alice B. Sheldon, James Tiptree imzası altında yarattığı "Uzaktan Kumandalı Kız", bilim kurgu literatüründe öne çıkan bir eserdir. Kitap, insan aklının avatarlara nakledilmesi ve yapay zekanın bilinmesi güç sınırlarını keşfetmesi gibi konuları ele alır ve bu özellikleriyle sinema ve TV sektörüne ilham kaynağı
"Kovulmuş bir meleğin tanımı: Cennetin reddettiği ve bir Nefil'in korkulu rüyası varlık. Bizi bağlılık yemini etmeye zorluyor ve Heşvan ayında bedenimizi ele geçiriyorlar. Onlar parazit. Kendi bedenlerinde hiçbir şey hissedemedikleri için bizimkileri istila ediyorlar."
2.kısım
Anlam sorunu
Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
Ayet sadece Kur'an'da olmaz. Evet, Kur'an'daki her cümle bir ayettir ama ayetin genel tanımı: Allah'ın varlığına, birliğine ve kudretine işaret eden her şeydir.
Bu yüzden, bakmasını bilirseniz yeryüzü ve gökyüzü ayet kaynıyor arkadaşlar. Bunlardan biri de cansız, kupkuru, iradesi olmayan bir varlık olan toprağın, Allah'ın gökten suyu indirmesi ile içinden meyveler sebzeler çıkaran bir varlığa dönüşmesi...
Bakın bu müthiş bir şey ama alıştığımız için bize çok basit bir şeymiş gibi geliyor. Evinizdeki çalışma masanızdan portakal yetişmesi, evin duvarlarından şeftali toplamanızı bir düşünsenize. Bu da aslında o kadar ilginç bir şey. Cansız ve akılsız bir varlıktan yani topraktan, canlı ve akıllı varlıkların bile yapamayacağı şeyler çıkıyor. Hadi bakalım bir insan, parmaklarından muz yetiştirsin, kollarından armut, bacaklarından kavun yetiştirsin.
İnsan, uzayda var olan yalnız bir varlık olduğunu anımsadığı sürece sosyalleşmenin bedelini adsız acılarla ödemeye devam edecek. Duyguların, düşüncelerin en büyük düşmanı olduğunu öğrenmedikçe, duyguların sadece birer kelimeden ibaret olduğunu anlamadıkça, onların esiri olarak kalacak. Çünkü duygular, insanın yalnızlığını reddedişiyle başlayan kurgunun sözlüğünde yer alırlar. Bu sözlükte her duygunun bir adı ve tanımı vardır. Önce adlar ve tanımlar ezberlenir, sonra da insan hissettiğini sanır.
Size aykırı bir varlık gibi görünen birine kızmaya hakkınız var mı? Aykırı varlık tanımı gereği tektir. Ve yalnızlık, utancın kendi yalnızlığı, olumlu bir şey, biraz kendine özgü bir seçimi varsayar, ama seçim, kesinlikle.
Halbuki, Allah teâlâ ile ilgili olarak söylenen sözlerin net, açık ve kesin olması, muhalif mânalara ihtimali bulunmaması lâzımdır. Şiir ve sevgi dillerinde ölçüsüzlük ve dikkatsizlik bulunduğu için, Allah teâlâ'yı bu dillerle anlatmaya kalkmak doğru değildir. Çünkü Allah teâlâ, kişilere göre tarif ve tanımı yapılabilen varlık değildir. O'nun tek evrensel bir tarif ve tanımı vardır. Bu da kendisinin Kur'ân-ı Kerim'de yaptığı tarif ve tanımdır. Fakat bir kısım sufiler Allah teâlâ'yı istedikleri şekilde tarif etmiş ve O'nun için akıllarınca uygun buldukları ifade ve sözleri kullanmışlardır. Bundan da bir yığın hatalar ve yanlışlar ortaya çıkmıştır.