Duyarsızlaşma
Çocuğunuzun şikâyeti nedir, dedi doktor.
- Ağlamıyor!
Doktor şaşırmıyor. Çocuğun annesine; "Herkes ağlayan çocuğunu getiriyor. Sen niye geldin?" demiyor. Ağlayamamanın, ağlamaktan daha önemli bir belirti olduğunu biliyor. Onlarca test ve tahlil yaptırdıktan sonra üzgün bir ifadeyle: "Otonom Duyu sinirlerinde irsiyete bağlı
13. HİKAYE TAMAMLAMA ETKİNLİĞİ - HİKAYEMİZİN TAMAMI part-1
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
"Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan."- Bölüm 1
Yarım Adam Romanı 1 ve 2.Bölüm
İstanbul'u bir roman kahramanı olarak görmek isterseniz genç bir mimar olarak ete kemiğe büründüğü Yarım Adam Romanının ilk bölümlerini burada okuyabilirsiniz:
1.Bölüm
Elli Beş Saniye
Tüm hayatı elli beş saniyede değişti. Elli beş saniye; yaşadıklarını anlayabilmesi için çok kısa, kaosla tanışmanın şiddetine dayanabilmesi içinse çok
3
Sekizinci Tepe
Dolmabahçe / Beşiktaş
Depremin İlk Sabahı
Kızılay çadırına vuran yağmur damlalarının sesiyle gözlerini açtığında evinde olduğunu sandı bir an. Çadırın içinde yorgunluktan sızanları, uyanık olup da halen depremin şokundan çıkamamış, ağlayıp yakınanları görünce her şeyi hatırladı. Gözleri Zeynep'i aradı, çadırda değildi. Savaş
Bilemiyorum, sen bilirsin...
Seni nasıl yürüdü saatler,
bir gece vakti...
Gözüm uzaklara istemez bakmayı,
yakını görmez zaten.
Göz görmez olmuş, akıl ermez,
tüm cevherlerini dökmüşsün
altında kalmayana ne demeli.
"Mucizeleri İnkâr eden, M. İslâmoğlu ve Kur'aniyyûn Taifesine..."
- “Kur’ân Müslümanları” adını alarak kendilerine kutsal bir hüviyet kazandırdıklarını düşünen Kur’âniyyûn hareketi, zuhûrundan günümüze kadar ‘‘Kur’ân’la, Kur’ân-ı Kerim’e karşı direnen müslümanlar topluluğu’’ olarak anılmışlardır.
- Kuşatma...
- Kur’ân Müslümanları’nın reddettiği mevzulara Allah Rasûlü bağlamında bakıldığında her birinin
Çok sıradan bir gün geçirdim. Sabah hayal gücü zayıf zavallı bir tost yedim -ona acıyabilirsiniz, o çocukça hayalleri aşmanın bir başarı olduğunu düşünüyor. Bu onun sorunu "en azından bana göre"- sonra yine o sinirli yaşlı insanların olduğu yükselen kovuğa gittim orası bugün fazla gürültülüydü sanki içine ay girmiş ve kendisine borçluları orada kovalıyormuş gibiydi . Şaşkın genç insanlar fazla heyecanlıydılar bugün. Sonra oradan ayrılınca omzuma bir kuş kondu ağzında güneşten bir parça taşıyordu ve çok yorgundu "bence normal o kadar güneşi kovala sonra onu ısır kim yorulmaz ki , zavallı şey". Ona biraz dinlenmesi için zaman tanıdım sonra ona içmesi için biraz su verdim ve bana teşekkür etti. Daha sonra tüylerinde gökkuşağının renklerini taşıyan bir köpek gördüm. Köpek bana aya aşık oan sonra aya borçlanan budala bir büyücünün hikayesini anlattı-çok komikti-, bende ona iki dost olan bir cüce ve bir devin hikayesini anlattım sonra köpek gitti. İyi bir hikaye anlatıcısı ve iyi bir dinleyiciydi. Daha sonra yolda dilenen hortlak kılıklı bir insan gördüm. Neden bir insan hortlak gibi giyinir ki derken fark ettim ki hortlak gibi değil fakir gibi görünüyordu. O dilenirken iki kuduz zabıt ona doğru yürüdü. Onunla el sıkışıp onu bıraktılar sonra benim çok sevdiğim kuşlar için yem satan ihtiyar bir büyücüye havladılar. Adam o kuduz zabıtları iyiki ateşe vermedi sonra o suçlu olurdu. Adama çok üzülsem de o zabıtları o işe ben sokmadım. Çok sıradan bir gündü-ilginç şeyleri göremeyenler için-.
Hz. İbrahimle Nemrut
Nemrut, İbrahim'e:
-Senin İlah'ın ne yapıyor ki bende onu yapayım? dedi.
İbrahim dediği zaman, benim Rabb'im O ki, diriltir ve öldürür. (Nemrut) dedi ki: 'Ben de diriltir ve öldürürüm.'"
Nemrut, zindandan iki kişi getirtti. Birisini öldürttü:
-İşte, dedi. Diriyi öldürdüm!
Sonra ötekisinin ellerini çözdürdü:
-İşte, ölüyü de