Kadının nasıl bir kışkırtma kaynağı olduğu konusunda, İncil'de yeterince söz söylenmiştir. Eski Ahit, kadınlara ilişkin olarak der ki, kadının konuşması ateş gibidir; atasözleri de kadının, erkeğin değerli ruhuna egemen olduğunu, en güçlüleri bile yıkıma uğratabileceğini söyler. Eski Ahit, bundan başka der ki: Kadının ölümden daha acı olduğunu anladım; avcıların kırbacı gibidir o; yüreği bir ağ gibidir, elleri bağdır. Başkaları da, kadının Şeytan'ın barınağı olduğunu söylemişlerdir. Yine de, sevgili Adso, Tanrı'nın böyle kötü varlığı ona bazı erdemler bağışlamaksızın yaratmış olabileceğine kendimi inandıramıyorum. Tanrı'nın ona birçok ayrıcalık ve ayrıcalık nedeni bağışladığını düşünüyorum elimde olmaksızın; bunların en azından üçü çok iyi ayrıcalıklar. Gerçekten de, Tanrı, erkeği bu aşağılık dünyada çamurdan yarattı; kadınıysa daha sonra, yeryüzü cennetinde ve daha soylu bir insan maddesinden yarattı. Onu Âdem'in ayağından ya da bağırsağından değil, kaburga kemiğinden yarattı. Sonra, her şeye gücü yeten Tanrı, bir mucizeyle doğrudan doğruya insan biçimine girebilirdi, ama bunu yapmadı; bir kadının karnında canlandı; bu kadının öyle pek de kötü olmadığının belirtisidir. Sonra, Diriliş'in ardından göründüğü zaman bir kadına göründü. Son olarak da, göklerin egemenliğinde hiçbir erkek o ülkede kral olmayacak, ama hiç günah işlememiş bir kadın kraliçe olacak.