Ney gibi her dem ki bezm-i vaslını yâd eylerim
Tâ nefes vardır kuru cismimde feryâd eylerim
Rûz-i hicrândır sevin ey murg-i rûhum kim bu gün
Bu kafesten ben seni elbette âzâd eylerim
Vehm edip tâ salmaya sen mâha mihrin hiç kim
Kime yetsem cevr ü zulmünden ana dâd eylerim
Kan yaşım kılmaz vefâ giryan gözüm isrâfına
Bunca kim her dem ciğer kanından imdâd eylerim
İncimen her nice kim ağyâr bi-dâd eylese
Yâr cevriyçin gönül bi-dâda mu’tâd eylerim
Bilmişim bulman visâlin lik bu ümmîd ile
Gâh gâh öz hâtır-i nâ-şâdımı şâd eylerim
Levh-i âlemden yudum eşk ile Mecnûn adını
Ey Fuzûli ben dahi âlemde bir ad eylerim
Dinden çıkanların gördüğüm karakter ve zeka ve ahlak seviyesi mantık seviyesi vefa seviyesi bile beni hep dine bağlı tutmaya yetti de arttı bile
Biz inandığımız dinden de herkesi sevmek zorunda değiliz o kişi malın tekiyse dinle ne alakası var herkes inancından kabul edilmeyecek ki ahirette
Ergin Günçe'nin bir ikiliği var, yazmak istemezdim ama, öyle uyuyor ki durumumuza: "Bu dünyada gülmedik de / öbüründe şüpheli.” Başka diyeceğim yoktur.
“İnsana en çok şiir yakışıyor,
Sonra yeryüzüne yağmur,
Gökyüzüne mavi.
Ve en çok insana vefa yakışıyor,
Yüreğe sevda, Gözlere haya.
Ve en çok yaşamak yakışıyor,
İnsanca, sevdaca, duruca..
.”
Fakat vefa görürsen birinden ya da biri kıymet bilirse sen hiç beklemezken, dünyalar senin olur. Nezaket vefadır, samimiyet vefadır. Teşekkürde bile cimri davranan bir toplumda, kıymet bilenler, toplumun en kıymetlileridirler. Allah vefakâr kullarıyla karşılaştırsın her birimizi.