20. yüzyıl edebiyatının şaheserlerinden biri olarak nitelendirilen Vergilius’un Ölümü, Homeros’un İlyada Destanı’nda yer alan Troya savaşında babası, oğlu ve savaştan sağ kurtulanlarla birlikte Roma’da yeni bir imparatorluk kuran Troyalı kahraman Aeneas’ın destanını yazan Vergilus’un; hastalık ve ölüm arasındaki fiziksel ve ruhsal halini, bilinçli kalmaya gayretiyle hatıralar sürencesiyle içinde bulunduğu anın gözlemiyle odaklanıp, insanın evrensel doğasıyla tarih arasında bağları kurarak Hermann Broch tarafından sanatsal kurmaca, edebi metin ve epik şiir olarak harmanlanıp, lirik bir dille kaleme alınmıştır. Duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı dışa vurumculuk akımının en başarılı temsilcilerinden biri olan Hermann Broch başyapıtında Vergilius’un, Brandisium limanına gelip Augustus’un sarayındaki ölümüne kadar geçen 18 saatini şiirinden yola çıkarak hayatını sorgularayarak iç monolog akışıyla roman boyunca kendi yaşamış olduğu zamanın ihtişamına, kitle kültürüne, şan, şöhret ve kazanmanın verdiği böbürlenmeyle yaşama tutkusunu sorgulayarak üstüninsan, ölüm, inanç, ahiret üzerine felsefi düşüncelerle yaklaşarak iyiliğin, güzelliğin, doğruluğun ikilemleri ,kaygısı , geçmişin gelecekle ilişkisi, karanlıktan aydınlığa geçiş yolunu bulma çabası, öğrenme ve öğretme açlığı ile bütünleşmesini felsefenin dört temel kavramı su-ateş-toprak-hava ile dört başlık altında, dört bölümle inceleyip irdelemiştir.
Başlangıç, Kaygı, Durulma,Bitiş-Diriliş
'Su /Varış' , ' Ateş / Çöküş', ' Toprak / Bekleyiş' ve 'Hava / Eve Dönüş