Günümüzde de pek çok örneğine rastladığımız ''Erki ele geçirme arzusu'' kendinden olmayanı sapkınlıkla yaftalar. Dışlanmışlık hissi vererek karşıdakinin fikrini doğru ya da yanlış köreltmek ister. Taraftarlarından eyyam, veryansın, karalama kampanyaları sipariş edilir ve tarih boyunca hiç şaşmayan döngü de şudur ki: Taraftarlar, taraflardan önce
Sanki bugünleri anlatıyor rahmetli.
“Herkes herkese bir kazık atıyor, sonra kendi canı şu kadarcık yandı mı veryansın ediyor, basıyor yaygarayı. Hepimiz birbirimize bir kazık atarsak nasıl düzelir bu işler?”
Yüz Yüze & Oğulla Görüşme
Yazar kitabın içerisinde 4 tane hikaye kaleme almış:. Bunlar:
1)Yüz Yüze
Bir asker kaçağı Mırzakul, karısının yanına gelir. "Canımı savaştan zor kurtardım, aralarında ben olmadan da savaşı kazanırlar elbet," der. İçeri geçer.
Seyde kocasını karşısında görmenin şaşkınlığıyla.. "Öyle," der.
Sevgilim... Şimdi ben de senin gibiyim....
Günler akıp gidiyor. Geceler sabaha, sabahlar akşama devriliyor ama benim kendimle kavgam hiç bitmiyor.
Dilimde hep bir keşke, hep bir veryansın... Çok kızıyorum kendime. Seni geri dönmeye zorladığım için, korkularını göremediğim için, bizi böyle bir sona mahkum ettiğim için... Ömrümüzün en güzel yıllarını ayrı geçirmek de varmış kaderde. Olsun diyorum yine de. Yaşıyorsun ya, iyisin ya... Senin canın sağ olsun.
Bazı geceler rüyalarıma geliyorsun, saçlarımı okşuyorsun ve yeniden kavuşuncaya dek, kendine iyi bak diyorsun.
Adın gibiydim sevgilim, diyorum içimden.
Esittin yağmurlar yağdırdın.
Gittin, fırtına hasret bıraktın.