Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"...ey meh leyâl-i vesvese hîz-i firâkta sen gelmeyince hâtıra bilsen neler gelür..."
Şeytanın birinci ve ikinci emeli, Hakk'a ve sonu olmayan bir hayata talip olan mümine gizli değildir. Ancak şeytanın şüpheye düşürmesi, şaşırtması, sinsice vesvese verip, körü körüne ibadet eden cahillerde ve gafil âlimlerde nüfuz etmesi de şeytanın bu iki emelinin dışında olan şerli şeylerdendir. Böylece şeytan cahilleri ve âlimleri gurura sevk eder. Onlar da ifrat veya tefrite düşerler. Bununla beraber iyilik yaptıklarını zannederler. Bu sebeple Tarikat-ı Muhammediyye'yi yazmak ve Sîret-i Ahmediyye'yi açıklamak istedim. Ta ki her salikin ameli bu yol üzere zuhur etsin. Böylece doğruyu bulan; hataya düşenden, kurtulan; helak olandan ayrılabilsin.
Sayfa 12
Reklam
‘And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin ona vesvese verdiğini de biliriz. Çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız.’
Şeytan, Hz. Âdem’e (aleyhisselâm) vesvese verip onu belalar yurdu dünyaya çekince ruhla nefsin büyük mücadelesi resmen başlamış oldu. Hz. Âdem (aleyhisselâm) aldandığını anladığında yeme, içme, giyinme, susama ihtiyacının olmadığı cennetten dünyaya düşmüştü. Allah Teâlâ'nın Hz. Âdem’e yönelik "bitû/ininiz hitabında dünyanın sürgün yeri olduğuna işaret vardır. Bunun içindir ki şair-i kebirimiz bu hale: "Başkentler Başkenti'nden Sürgünler Ülkesine" der
Sayfa 21
Her birimiz bu Kur'âni hakikat karşısında durup düşünmeliyiz. Şeytan bana ne vadediyor? Yüce Allah'ın hangi emrini çiğnemem karşılığında ne tür bir vaatle beni baştan çıkarıyor. “Düşünüyorum” adı altında içimden geçen seçeneklerin ne kadarı şeytana ait? Unutmamak gerekir; o, insana içinde bulunduğu duruma göre vaatte bulunur. Örneğin cennet nimetleri içerisinde yaşayan Adem'e (as) ve eşine şu vaatle yaklaşmıştır: "Şeytan ona vesvese vermiş ve demişti ki: 'Ey Adem! Sana (yediğin takdirde ebedîleşeceğin) ebediyet ağacını ve tükenmeyecek mülkü göstereyim mi?' (İkisi) ondan yediler, avret yerleri kendilerine göründü ve cennet yapraklarıyla üzerlerini örtmeye başladılar. Adem, Rabbine isyan etti, şaşırdı." "...Ve dedi ki: 'Rabbinizin bu ağaçtan yemenizi yasaklaması, melek olmamanız ve ebedî yaşayanlardan olmamanız içindir.' Ve: 'Şüphesiz ki ben, sizin iyiliğinizi istiyorum/size nasihat veriyorum.' diye o ikisine yemin etti." Cenneti ve melekleri gören insan, orada ebedî kalmak ve melekler gibi masum olmak ister. Şeytan, bu durumdaki insana ebedîleşmek ve melekleşmek vaadiyle yanaşır. Ölçümüz şu olmalıdır: Yüce Allah'ın emrini veya nehyini çiğnemeye teşvik eden her ses şeytani, her vaat şeytandandır. Sesin yumuşaklığı, yeminlerle süslenmiş olması, mantıki gerekçelere dayanması... bu gerçekliği değiştirmez. Bir yerde Allah'ın (cc) emri veya nehyi varsa karşısındaki her ses şeytani, her vaat de şeytandandır.
Sayfa 240
Hayvanî sıfatlar
Alemde insan ahlâkı, türlü hayvanların şekil ve süretlerinin benzer ve misâlleri, insan nefsinde de vardır ki, hayvanî kötü ahlaklar dır. Meselâ kibir sûreti, kaplana benzerdir. Tasállut sûreti, aslana benzerdir. Haset sûreti, kurda benzerdir. Nitekim hazreti Yaküb aley. hisselâm evladının hazreti Yûsúť aleyhisselâm'a olan hasetlerinden,
Reklam
Kilolarca sütün bozulması için bir damla yoğurt yeterliyse duaların niyetinin bozulması için de bir parça vesvese yeterlidir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Fakir dervişlerden biri der ki: Bir gün ailemin nafakası hususunda düşündüm. Bir saat kadar kalbim bu konuyla meşgul oldu. Ondan sonra dinlenmek için uyudum. Rüyada gördüm ki, bir denizin tâ ortasında bir adadaymışım. Bunu fark edince, burada benim yiyeceğim ve içeceğim nereden gelir, diye düşündüm. O anda görünmeyen bir ses bana seslenip, "Senin rızkın yedi deryanın arkasında olsa elbette sana gelip ulaşır" dedi. Mutlu bir şekilde uyandım ve ailem hakkında üzerimdeki korku ve vesvese kayboldu. Yüce Allah kitabında doğru söylemiş diyerek, "Muttakilere rızıkları hiç beklemedikleri yerden ihsan edilir" âyetini hatırladım.
Sayfa 101 - Büyüyenay Yayınları 2014 BaskısıKitabı okuyor
Kim gözünü hakikaten biraz kaydırırsa şeytana da kendi üzerinde etkili olma fırsatı vermiş olur. "Her kim Rahmanın zikrini görmezden gelirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o, onun ayrılmaz dostudur."Zuhruf 43/36) Ancak iyiler böyle değildir. Cenâb-ı Hak müttakilerle ilgili olarak şöyle buyurdu: Eger şeytanlardan bir güruh Allah'tan korkan kimselere dokunup dalgınlığa sevk etmek isterse vesvese verirlerse, zikri/bilgiyi yâd ederler, durup düşünüp tekrar bilinçlenirler. Bir de bakmışsın basiret sahibi insanın o keskin bakışı geri dönmüştür."Araf 7/201)
... bizi kalbimizden tutan işlerde vesvese, en tabii hissimizdir.
Reklam
Hayal kurmak insanın elinde olsa da hayal dünyasını kontrol etmek insanın elinde olan bir şey değildir . Bu sebepten şeytan vesvese vermek için kişinin hayal dünyasını çok kullanır.
Sayfa 89
Vesvese küçük bile olsa olumsuz düşüncenin tekrarı olduğundan insanın hem bedenen hem Ruhen gücünü emer, sömürür.
Sayfa 71
Şeytan onları mal ile meşgul eder. Yani onları mal toplamaya teşvik eder, onu elde etme isteğini telkin eder ve o malın yok olacağı fikrini aşılayarak onların cimri olmalarına neden olur. İşte bu, şeytanın kuvvetli hilesidir ki bunlarla ince ve gizli tuzaklar örer. Yani müminlerin kalbine mal toplama korkusunu salar. Bir taraftan da şeytan? Ahiretin peşinden gi- denlerin kalbine maldan nefret etme tohumlarını eker, tövbe eden kişiye ise o malı elinden çıkartma dürtüsü yerleştirir. Böylece o kişiyi zahid yaşamaya teşvik eder, malı terk etmesini emreder, kazanç yolları konusunda onu korkutur, dinini koruma bahanesiyle ona vesvese verir. Tüm bunların perde arkasında şeytanın enteresan hileleri gizlidir. Bazen de şeytan, şeyhlerin diliyle konuşur ve kişiye "Malı elinden çıkart ki zahidler zümresine dahil olasın" diye telkinde bulunur. Hatta şöyle der: "Senin sabah ve akşam yemeğin varsa sen zühd ehlinden olamazsın, azimli insanların mertebelerine ulaşamazsın!"
Şeytan apaçık bir düşman olsa da insanın en büyük düşmanı o değildir. Zira kötülüğe sevk etmeye çalıştığı insan üzerinde herhangi bir yaptırım gücü yoktur. Dışarıdan gelir, vesvese verir, insan onun şerrinden Allah'a sığınınca kaçar gider. Ha bir daha gelmez mi, tekrar tekrar gelir gider. Asla pes etmez. Fakat asıl düşman her daim içimizde ve ölene dek bizimledir. Bu düşman, insanın biyolojik yapısına hükmederek hayatta kalmasını sağlayan hayvani ruhtur ki, 'can' diye de bilinir, ziyadesiyle 'nefs' adıyla anılır. İşte bu nefs, bizim en yaman düşmanımızdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.