Sayfa sayısı az olmasına rağmen "Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk", derinliği ile unutulmaz bir kitap deneyimi sunuyor.
Hikaye, Gerhald Wahrlich'in bakış açısından anlatılıyor ve iç dünyasına bir pencere açıyor. Wahrlich, felsefe diplomasına sahip olmasına rağmen bir çamaşırhanede müdürlük yapan ve Traudel ile uzun yıllardır devam eden bir ilişkiye sahip orta yaşlı bir adam. Her şey Traudel'in çocuk istediğini belirtmesiyle Wahrlich için daha bunaltıcı bir hal almaya başlıyor. Kendi ailesi ile olan ilişkisi üzerine sık sık düşünüyor ve içten içe bir çocuk istemiyor.
Wahrlich, günümüzde bir çok insan gibi hayatta yerini bulamamış biri ve ayrıca günlük hayatın bunalımıyla boğuşuyor. Bu açıdan kitap, bazı incelemelerde Yusuf Atılgan'ın "Aylak Adam"ına benzetiliyor. Ben de bu görüşe katılıyorum. Zira her iki kitapta da yer alan iç dünya tasvirleri ve karakterler oldukça paralel. Hem Wahrlich hem de Aylak Adam'ın kahramanı, buhranlı ve melankolik bir ruh haline sahipler ve çevreleriyle kurdukları ilişkiler mesafeli. Daha çok iç dünyalarıyla zaman geçirmeyi tercih ediyorlar.