Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Wilhelm Genazino ile ilk tanışmamız O Gün İçin Bir Şemsiye kitabıyla olmuştu. Bu kez Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk bizi bir araya getirdi.
Gerhard Wahrlich 41 yaşında ve büyük bir çamaşırhanenin planlama müdürü olarak görev yapıyor. Felsefe eğitimi almış, doktorasını Heidegger üzerine yapmış, öğrenimine uygun bir iş bulamayınca para kazanmak için şimdi müdürü olduğu çamaşırhanede 27 yaşındayken servis şöforü olarak işe başlamış. Bu hikaye ne kadar da tanıdık değil mi?
Bankacı sevgilisi Traudel ile uzatmalı bir ilişkileri var. Traudel artık biraz da annesinin baskısı ile evlenip çocuk sahibi olmak istiyor. Bu evlilik ve çocuk sahibi olma isteği ise Gerhard'ın bütün ayarlarını bozuyor.
Gerhard, oldukça iyi bir gözlemci, kendini olduğu gibi kabul eden, başarısızlığını bile seven, sadece geleceğe karşı duyduğu panikle baş edemeyen bir karakter. Kendini hiçbir yere ve hiçbir şeye ait hissetmese de bu duygusuna karşı da sürekli direniyor.
Hayat kolay değil tabii. Hem özel hayatında hem de işinde yaşadığı sıkıntılar nedeniyle bir gün ipler kopuyor ve gözlerini açtığında kendini bir psikiyatri kliniğinde buluyor.
Hayatı yaşamak, hayata dokunmaktansa onu uzaktan izlemeyi tercih edenlerdenseniz yaşamla aranıza köprü kuracak her şeyden kaçıyorsanız sizde de biraz Gerhard'lık var demektir. Bu kitapta da yine biraz Aylak Adam, biraz Tutunamayanlar, biraz Yabancı karakterlerinden izler bulacağınız bir okuma sizi bekliyor olacak.
Keyifle okuyun.
Mutluluk ayrıntılarda gizlidir
•"Sürekli hayat üzerine kafa yoran ve bir imge avcısı gibi etrafındaki küçük ayrıntıları gözlemleyerek mutluluk kırıntıları yakalamaya, bunlara tutunmaya çalışan bir adam iç dünyasıyla, hayatla, işiyle iyi kötü idare ederken, bir gün her şey sevgilisinin çocuk sahibi olmak istemesiyle altüst oluyor. Dengeler bozulmuş, sorgulama ve hesaplaşma başlamıştır artık..."(Arka kapak yazısından)
》Kitabın kahramanı Gerhard Warlich 41 yaşında, felsefe doktorası yapmış ama büyük bir çamaşırhanede organizasyon müdürü olarak çalışan bir melankolik ve gerçekten tam bir imge avcısı.
Gördüğü herhangi bir nesne ya da yaşadığı herhangi bir durum onu çocukluğuna götürebiliyor ya da bazen absürd bazen çok zekice aforizmalar söylemesine neden oluyor. Ayrıntılarda adeta boğulan bir adam.
Kahramanın zihninden geçenleri anbean ve "ben dili" ile okumuş oluyoruz.
Bana çok sıcak ve samimi geldi kitap. İsmi gibi anlamlı ve sıradışı bir romandı. Çok sevdim!
》#114585963
》#114442142
Toplum ve İnsan
Tedirginlik duygularını fazla yoğun yaşayan karakterimizin çoğu zaman modern hayatın içinde kendi ile verdiği iç savaşın ve iradesinin içerisine kendimizi baz alarak ilerliyoruz sayfaları .Tüketici canavarlarının nasıl toplumsal bir baskı yarattığı ve bu tuzağa bir çoğumuzun kapıldığını çok net bir şekilde imalıyor. Ağır ilerleyen fakat bir çırpıda bitebilen bir kitap.
Ben oldum olası " Pollyannacı " bir kadın olmuşumdur. Bazılarına göre saçmadır bu, pembe dünyalarda yaşamak gibi adlandırılır ama öyle değil.
Problemlerin farkındayım ama çözümlemeyi de bilirim. Zorlukları görürüm tabi ki ama onları çözmeye olan inancımı hiç yitirmem. Olumsuzlukları yakalarım ama olumlulukların üzerinde
Genazino bu kitabında ayakkabı denetçiliği yapan anlatıcısı ile Frankfurt sokaklarında uzun ve düşünceli bir yolculuğa çıkarıyor okuru. Anlatıcı eğitimli ve entelektüel olmasına rağmen kendi tabiri ile hayatın dışında kalmış biri, kendisini önemli biri olarak görmüyor.
Yürüyüşleri sırasında karşılaştığı kişiler, düşüncelerine yön vererek geçmişteki olaylara ve davranışlarına dair sorgulamalara yönlendiriyor anlatıcıyı. Hayatın küçük ayrıntılarının farkında ve bunları daha da anlamlandırma eğiliminde olan birisi. Sokağa bırakılan şeker paketinin hışırtısını bir süre daha dinlemeyi arzu eden bir adam.
Genazino’nun sıradan ve melankolik kahramanının yaşamından bir kesite şahit olmak, monologlarına eşlik etmek ve tespitlerine katılmak keyifliydi. ‘Ne anlattığı değil nasıl anlattığı’ sizin için de önemliyse kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Hayata biraz daha farklı baktığınızda ya suçlu oluyorsunuz ya da deli... Franz Kafka, Albert Camus ve Nabokov'un eserlerinden bazılarında buna daha önce şahit olanlar bilir. Çok düşünmek de suçtur, az düşünmek de bazen hiç düşünmemekte...Mutsuzluk zamanlarında Mutluluk bu adamların adımlarından ilerlerken hayata derin bir şekilde bakmadıkça asla farketmediğimiz anlamların gizlerini biraz da olsa keşfetmemizi sağlıyor. Okumuş ve ilerlemeye çalışan bir kesimden gelen ve rakabetin delice olduğu nesilde hepimizin zaman zaman yaşadığı utancı, freudun düşüncelerine fazla kapılmışcasına annesiyle ilişkisini incelerken bir noktada hep aynı olduğunu sadece çocukken zeki ve anlayışlı, gençliğinde gelecek vadeden ve başarılı olarak adlandırılan birinin aynı hareketleri orta yaşlarında onu deli yapıyor. Zamana uyum sağlayamayanlardan olduğumdan belki özellikle bu nokta içimi sızlatıyor. Kendinize psikolojik teşhisler koymayı, durmadan mırıldanan içsesinizi cesaretlendirmeyi, felsefenin akılalmaz ağır yükünü ve utancın renklerini izlemek isterseniz buyrun bu kitap sizin için...
Merhaba dostlar
Kahramanımız elli iki yaşında bir erkek. Genç yaşta yaptığı evliliği bitirdikten sonra evlenmemiş. Uzun süredir hayatında iki kadın birden var. Kadınlar birbirinden habersiz. Yaşları ona yakın. Adam durumundan gayet memnun. Bir sorun olduğunu düşünmüyor. Hatta, "İki kadına karşı sürekli sevgi beslemeyi herkese tavsiye
Herkese merhaba,
Alman yazardan okuduğum ikinci kitap.2020 yılının Kasım ayında 'Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk' adlı kitabını okudum.Bir kitapçıda çalışan ve okur kimliğine güvendiğim bir arkadaşımın tavsiyesiyle.İlk kitabı harika buldum..Melankolik gözlemci çevresinde olup bitinleri öyle çarpıcı yanlarıyla gözlemliyor ki düşündükleri beni hayrete düşürdü.Gelgelelim 'Elden Düşme Dünya' ya..Diğer kitabını okuyormuşçasına bir hisse kapıldım.İki kitabın da baş karakteri aynı gibi..İşleri farklı sadece,hayata bakışları,kız arkadaşlarını seçme biçimi,çevresiyle iletişimi çok benzer.Bu nedenle bu yazardan tek kitap yeterliymiş diye düşünmeden edemedim..İyi okumalar
Bankacı olan sevgilisi ve çamaşırhane müdürü olan karakterlerimizin hikayesi farklı şekilde ele alınmış, monolog tarzında ilerliyor kitabımız. Mutsuzluğunun farkında olan karakterimizin,
çevresini gözlemleyerek kendine mutluluk kırıntısı aramasına şahit oluyoruz bu kitapta. Olayın özü aslında (şahsi fikrim) kendinizi tanımanız ve olaylara bakış açınız, yaydığınız enerji neyse size o şekilde geri gelmesi...