dünyadan öylesine uzağız ki çok geçmeden kim olduğumuzu bilmemeye başlayacağız, adımızı bile hatırlayamayacağız, zaten adlarımız ne işimize yarayacak ki, hiçbir köpek bir başka köpeği tanımaz, tanımaya tanır da, bunu onlara konmuş olan isimler arayıcılığıyla yapmaz, bir köpek diğerini kokusundan tanır, kendini de kokusuyla tanıtır, bizde burada başka bir köpek ırkı gibiyiz, birbirimizi havlamasından, konuşmasından tanıyoruz, geriye kalan şeyler, yüz hatları, göz, ten ve saç renkleri önemsiz, sanki yoklarmış gibi, ben hâlâ görüyorum, ama ne nereye kadar.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde,fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim.Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
"Aşk hiç de sizin söylediğiniz basit sempati veya bazen derin olabilen sevgi değildir. O büsbütün başka, bizim tahlil edemeyeceğimiz öyle bir histir ki, nereden geldiğini bilmediğimiz gibi, günün birinde nereye kaçıp gittiğini de bilmeyiz...
Maria Puder bana bir ruhum bulunduğunu öğretmişti ve ben de onun, şimdiye kadar rastladığım insanlar arasında ilk defa olarak, bir ruhu bulunduğunu tespit ediyordum.