Uğruna heba olunacak bunca şey varken, ben sadece seni seçmiştim. İnsan solunda taşıdığını sonunda bulamazsa ne hale gelir bilir misin? Ne acıdır ölümüne severken diri diri gömmek! Belki de hata bende. Çünkü aşk yalancı bir sürme. Ağlayacağımı bile bile çektim gözüme... Aynı denizin farklı kıyılarıyız şimdi seninle...
Yaylı kapıyı iterek geçti. Burnuna hafif küflü ve keskin bir kitap kokusu geldi. Kitapçı dükkânlarının özel bir kokusu vardır Olric: nevi şahsına münhasır derler eskiler, işte ondan. Kasada duran genç adam başını kaldırdı ve gülümsedi. Taşra usulü bıyık bırakmış kibar bir adam. Kitapçı olabilir: bu sıfata uygun bir adam. Kitapçıların ve
ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
cüzzamlı ruhlar cehennemine gidiyorum ben
kirli sözlerimi temize çekme
oysa "gel" desen gelecektim
gözlerim ihanete ihbar taşıyor
kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
sözü namluna sürmelisin şimdi
en yaralı yanımdan vurmalısın beni
çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır.
sustalı bir aşk seninki
sesinle çıplaklaşıp
suskunluğumla giyiniyorum
korunak sandığım tüm senlerde
içimde yoktan başka bir şey kalmadı
ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
iki büklüm acılarla
Uğruna heba olunacak bunca şey varken ben sadece seni seçmiştim. İnsan solunda taşıdığını sonunda bulamazsa ne hale gelir bilir misin? Ne acıdır ölümüne severken diri diri gömmek! Belki de hata bende. Çünkü aşk yalancı bir sürme. Ağlayacağımı bile bile çektim gözüme... Aynı denizin farklı kıyılarıyız şimdi seninle..