Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Öylesine
İnşallah ileride çocuklarım olursa hususi olarak Kızıldağ Yaylasına götürüp gezdirmeyi çok istiyorum. Çünkü benim tüm çocukluğum neredeyse orda geçti. Kışın sokağa çıkamazdık, biz küçükken hala mahallede PKKlılar istediği gibi eylem yapabiliyordu. Biz de yazın yaylaya çıkar bastırılmış çocukluğumuzu orda yaşardık. Festival günlerinde su satardım,
AH Û SADR'IN GÖLGELİĞİNDE , AŞK RÜYASINDAN UYANAN GÖNÜL...
Demir attım zamana,menzili meçhûl bir durakta...Yokluğun en yokunda,kaybolmaktı isteğim. Bir âh miktarı daha sokuldum,yalnızlığımın buğusuna ve " seni yaşayabilme " ihtimâlimi çizdim üzerine;hoyratça..! Öyle ki;bir yanı yarım'lık,bir yanı ham'lık. Ecel gibi sarıp sarmaladım da hüznümü;sakındım yüreğimi,sakladım,bir zemherî
Reklam
Hayatı ertelemeyin:
Ağzı kalabalık arkadaşımız Hüseyin’in kafesinde buluşmaya karar vermiştik. Aslında yadırgamıştım bu iki kızın benimle “sohbet etmek istiyoruz hocam sadece” diye buluşmak istemesini. Çünkü alışıldık bir durum değildi. Tabii ki tanışıyorduk, tabii ki birlikte işler yapmıştık ama müstakilen benimle “sohbet etmek istiyoruz” diyerek buluşmayı
Umarım beğenirsiniz, kalemimden ancak bunlar dökülebildi:)
Bugünlerde bir başkayım. Bazı şeyleri kabullenmiş gibiyim. Zorla hiçbir şeyin olmayacağını, istenmediğim yerde kalmamam gerektiğini, kendimi sevmemeye devam ettiğim sürece kimsenin beni sevmeyeceğini, acı çekiyor olsam bile inancımı yitirmemem gerektiğini, asla asla dememem gerektiğini ve daha birçok şeyi. Her yaşım bana ayrı bir tecrübe katıyor.
İbn Teymiyye'ye Atılan İftiralara Reddiye...
Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye’ye; çağdaşı mutasavvıf, kelamcı ve bid**’atçi düşmanlarından çokça iftiralarda bulunulduğu gibi, çağından sonra günümüze kadar da (bu durum) devam edecek gibi görünmektedir. (Meyve veren ağaç taşlanır) Ancak bu iftiralar arasında en şaşırtıcı olup hasım bidatçilerin dayanak kabul ettikleri iftira
Bisiklet Dersleri - Ali Ural Alıntılarım...
- "Bana hatırlama sanatını değil, unutma sanatını öğret. Çünkü ben hatırlamak istediklerimi hatırlıyorum, unutmak istediklerimi unutamıyorum." - Büyüdükçe yaralarını gizlemeyi öğrendi çocuklar. Herkese göstermeye çalıştıkları, herkesten gizledikleri oldu. Kendilerinden bile. - Gözyaşının kovulduğu bir hayat, insanın kovulduğu bir
Reklam
NE O SOKAKLARDA YALNIZLIĞIM
İnşallah bugün öleceğim, Gamsızlık yurduna veda. Yine bir daha gelmeyeceğim, Son kez elveda, Rezil rüsva, haysiyetsiz, ruhsuz insanlara. Kocaman bir hiçliğe, İnsanların tutarsızlığına,
Hani bazen söyleyecek çok sözün olur da, bakarsın şöyle bir etrafına ve sonra yutkunarak Ben kime ne anlatmaya çalışıyorum? Diye susarsın ya. Hani 'ne haliniz varsa görün' diyerek Haykırıp çekip gitmek istersin ya Hem de hiç dönmemcesine Yaa işte şuan tam o hallerden birinin içindeyim Gördüklerim tahammül sınırını çoktan aştı. Ya insanlar ben de çok yerde, ya da ben bu dünyanın çok yanlış bir yerindeyim.‘ Gecenin içinde kaybolup giderken yalandan bir gülümsemeye, sıcak bir sevgiye o kadar ihtiyacım vardı ki gerçek olup olmaması umurumda bile değildi artık, birkaç saat de olsa başımı dizlerine koyup uyusaydım, elleriyle saçımı okşasaydı biri. Sonra, her şeyin geçtiğini, yanımda olduğunu söyleseydi. Yalandan bile olsa yine de söyleseydi ama olmadı, bir hayal olarak kaldı sadece.
Bir Yudum Kitap
İnsan, neden buradayım sorusuna asırlardır yanıt arar. Kimi bulur kimi bulamaz. Cengiz Aytmatov, "Bu dünyadan insanlar göçüp gider ama yaptıkları iyi şeyler kalır." der. Bazı cevaplar, öteye attığımız köhne ciltli kitapların içinde saklıdır sevgili okur. Var olun. Fatih Baha Aydın - Bihaber Ötüken Neşriyat, s.11-13 Ressam Suat
“Yezidler olduğu müddetçe Hüseyinler de var olacaktır”
İMAM HÜSEYİN VE KERBELA OLAYI Prof. Dr. Ali Yaman İmam Hüseyin Peygamberin torunu ve İmam Ali ile Hz. Fatıma’nın ikinci çocuğu idi. O zamana kadar Araplar arasında pek rastlanmayan bu adı ona Hz. Muhammed vermiş idi. Bazı kaynaklarda Hüseyin doğduğu zaman Hz. Muhammed’in kulağına “ O cennet çocuklarının efendisi (Seyyid)dir.” diye seslendiği
Reklam
Sultan II. Abdülhamid’in son senelerinde vefat eden Osman Fevzi Bey, çok sevdiği Refika Hanım’ı annesiyle istemeye gittiğinde, Refika Hanım hissettiği heyecandan dolayı pişirdiği kahveye şeker koymak isterken yanlışlıkla tuz koyar. Osman Fevzi Bey, yapılan yanlışı anlayıp Refika Hanım’ı mahçup etmemek için, bunun ne kadar da hoş bir tesadüf olduğunu çünkü asker kökenli biri olarak kahveyi tuzlu içmeye alışık olduğunu söyler. Tabii ki bu sadece sevdiği kadını utandırmamak için söylediği pembe bir yalandan ibarettir. Osman Fevzi Bey’in sözlerine inanan Refika Hanım ise tam 50 yıl boyunca eşine tuzlu kahve hazırlar ve Osman Fevzi Bey’de hiç sevmese de tuzlu kahveyi içerek yalanı devam ettirir. Öte yandan, ölmeden önce vasiyetnamesinde eşine yazdığı mektubunda şunları söyler: “Sevgili Semahatçığım, Sizinle tam 50 sene devam eden bu mes’ud izdivacımız, tuzlu kahve ile başladı. Aslında hayatımda o ana kadar hiç tuzlu kahve içmemiştim. Zaten İçilecek gibi de değildi. Siz 50 sene boyunca her gün bana, hoşuma gittiğini zannederek tuzlu kahve yaptınız. Bu kahvenin her yudumu zehir gibi acıydı. Fakat bu azabı size hiç hissettirmedim. Zira, karşımda mahcub bir hale düşmeniz, kalbinizin kırılması bana tuzlu kahveden daha acı gelecekti. Bu yüzden size hiçbir şey hissettirmedim. Artık ahiret yolculuğu başlıyor. İnşaAllah dünya hayatındaki beraberliğimiz Cennet’te de devam eder. Çünkü, ‘Dünyada kimi seviyorsanız, ahirette de beraber olursunuz.’ sözü hadis-i şerifdir. Sizleri Alalhü Teâlâ’ya emanet ediyorum.” ... Muhabbet mi demiştiniz? Muhabbetin kantarı fedakarlıktır; tuzlu kahveyle değil bir ömür ile ispat ister.
Haziran 2018 Hikaye Etkinliği
Yazar: https://1000kitap.com/JayGarrick Hikaye Adı : Gerçek mi? Yalan mı? Link: #30248726 Hey sen ya da sen hayır hayır siz! Baylar sizlere, sen dediğim için özür dilerim lakin beni dinlemeniz gerek. Sizlere gerçeği anlatmayacağım üstüne üstlük anlatacaklarımla gizleyeceğim de. Evet, bunu yapacağım hatta bu
600
600.gün... Zamanı tutamıyorum sevgili durduramıyorum. Son günümüzde bana "dursun mu zaman?" demiştin. Dursun artık sevgili, dursun artık, hayır zaman akıp gitmesin. Yarın, dün olsun. Zaman artık geriye aksın istiyorum. Merak etmiyorum geleceği, istemiyorum geleceği. Gözlerimin ışığının sönmesini izlemeyi değil, ışığını geri kazanmasını
400
400.gün... Evet sevgili tam 400 gündür hasretini çekiyorum. Bir gün bile senden vazgeçmedim. Bir günüm yok ki sana ihtiyaç duymadığım. Bir günüm yok ki seni aramadığım. Sakın işleri kendin için zorlaştırıyorsun deme sevgili, senden de bunlar duymayayım. Ne hissettiğimi ne sen ne de başkaları biliyor. Neler yaşadığım bir tek ben biliyorum. Artık
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.