"Hepimizin ruhumuzda en az bir katil, birkaç hırsız, bir sürü yalancı, iftiracı ve sayısız can, mal, ırz düşmanı var. Bunları hapsediyoruz. Yoksa kim adam öldürmez, çalmaz, iftira atmaz, ev bark yıkmaz?
Hayranlık mağlûp olmuş bir kıskançlıktır. Yani kıskançlık gıptaya, gıpta hayranlığa yerini verir. Dibinde kin vardır. Gitgide, hayranlığın zaafa uğradığı anlarda bu kin ortaya çıkar.
İnsan ya geleneklere karşı koyup açık ve cesur yaşamalı, yahut da, inandığı bazı kıymetler varsa, onlar için fedakârlık yapmalı. En çirkin şey ikisine birden sahip çıkan müraîliktir.
Bu dünyanın kötü örneklerine bakıp da "Bu dünya böyle işte. Yalnız ben miyim?" deme. Ben yaşamış bir adamım. Mutaassıp da değilim. Ahlâk kaidelerinden evvel senin saadetini düşünürüm. Fakat bilesin ki, insanın içi rahat olmazsa hayatın zevki yoktur.
Çünkü senin tanıdıkların arasında hiç kimse, benim kadar, bu cemiyetin meselelerini kendi meselesi yapmıyor ve acılarını benimsemiyor. Çünkü hiç kimse benim kadar, seni bekleyen felâketin sezgisine mâlik değil; çünkü hiç kimse benim kadar seni kendisiyle karıştırmıyor; ve hiç kimse senin kadar benim içimin aydınlığında körleşmiyor.
“Hayranlık mağlup olmuş bir kıskançlıktır. Yani kıskançlık gıptaya, gıpta hayranlığa yerini verir. Gitgide hayranlığın zaafa uğradığı anlarda bu kin ortaya çıkar…”
Peyami Safa
Yalnızız