"Bu gibi şeyleri yalnız aptallar konuşur," diyordu Alejandro. "Ruhum, canım, şekerim, sevgilim... Ben... ben böyle şeyler söyleyeceğim ha? Bana böyle şeyler söylenecek ha? Bana? Bunlar roman palavraları. Bilirim, sen bu gibi şeyleri okumaktan hoşlanırsın."
"Ne yapayım, sahiden hoşlanıyorum."
"Güzel, oku istediğin kadar. Bak, sen bunlara bu kadar kıymet veriyorsan söyle de sana bitişikte kütüphane olarak büyük bir pavyon yaptırayım, Hazreti Adem'den bugüne kadar yazılmış bütün romanları oraya doldurtayım."
"Daha neler!"
Kendisini kızın güzelliğine kaptırmış olmakla beraber Enrique, cesaretinin sönmeye başladığını hissediyordu. "Bu kızın feci kaprisleri var," diyordu içinden. "Fazla hissi romanlar okuyor."